“Dosyaya girilmesi için birinin gelip 'Sizi arayan kim?' demesi lazım. Benim böyle bir yetkim yok ki. Ben buraya gelenleri geçireyim, daktiloya da tanık diye vereyim. Dün gördüm, çok üzüldüm ‘Müge Anlı korktu mu, çekindi mi?’ diyorlar. Arkadaşlar bakın her zaman söylüyorum; yapabileceğim ne kaldı? Benim yapabileceğim daha ne kaldı? Söyleyin yapayım. Bu kadar daha şahit bulamam ki.
Herkes konuştu zaten. Kamuoyunda bununla ilgili poliste ve savcıda bir kanaat oluştu bence. Gecenin 12’sinden sonrası yok, biz yayınladık. Ben adalete güveniyorum. Güvenmek zorundayım başka güvenebileceğim bir mecra yok. Ama kendimi de anlatmak istiyorum. Daha ne yapılsın? Savcı ne karar verir onun kararını ne ben değerlendirebilirim ne siz değerlendirebilirsiniz.
Birçok konuyu işliyoruz, yeni bir gelişme oluyor tekrar davet ediyoruz konuklarımızı, devam ediyoruz. Bıraktık sanmayın, bir şey oluyor o arada. Herkes benzer şeyler anlattı. Bunu savcı nasıl değerlendirir, o kendi kanaati. Daha başka bir şey yok. Bana ulaşan şeyler bunlar. Daha yapacak bir şey yok.
Gülay Hanım'ın ailesine sesleniyorum. Siz de bu işin peşini bırakmayın. İster burada, ister savcılıkta. Gerçekten çok kolay. Birini öldür as, ‘İntihar etti’ de. Ya da onu oraya sürükle… Bu intiharların da altında bir neden var."
NE OLMUŞTU
Haziran ayından gündeme gelen olayda, ortaya çıkan video ölümün intihar değil cinayet olabileceği yönündeki şüpheleri kuvvetlendirmişti. Aleyna Çakır'ın baygın bir şekilde yerde yattığı ve Uygun’un o anları canlı yayında sosyal medya hesabından paylaştığı görülmüştü.
Bir süredir olayı programında işleyen Müge Anlı, Çakır’ın şiddet gördüğü ana ait ses kaydını yayınlamıştı.
Çakır’ın şüpheli ölümüne ilişkin soruşturma sürerken, sevgilisi olduğu iddia edilen Ümit Can Uygun’un, Çakır’a şiddet uyguladığı anlara ait görüntüler sosyal medyaya sızdı. Görüntülerde Çakır’ın baygın bir şekilde yerde yattığı görüntülerin, daha önce sosyal medyada Ümit Can Uygun tarafından paylaşıldığı ortaya çıkmıştı.
Polis, Aleyna Çakır’ın ölümüne ilişkin cinayet ihtimali üzerinde dururken, Ümit Can Uygun’u gözaltına aldı. Uygun, ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Müge Anlı da konuyu televizyon programında gündemine almış, Aleyna Çakır’ın şiddet gördüğü ana ait ses kaydını da yayınlamış ve görgü tanıkları ile ailenin konuşmalarına yer vermişti.
UYGUN’UN ANNESİ ÖLÜ BULUNDU
Ümit Can Uygun’un annesi Gülay Uygun, dün sabah saatlerinde evden çıktı. Öğretmen olan Gülay Uygun’dan bir süre haber alamayan yakınları durumu polise bildirdi. Polis ve Uygun’un yakınları, kayıp kadını aramaya başladı. Gülay Uygun, yakınları tarafından Keçiören'de boş bir alanda başından silahla vurulmuş şekilde bulunmuştu.
Sağlıkçılara göre cesaretin kaynağı belli: Bahçeli
Ankara'daki Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hasta yakınlarının sağlık çalışanlarına saldırması, sağlık emekçilerine yönelik şiddeti bir kez daha gündeme getirdi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) hedef almasından kısa bir süre sonra gerçekleşen saldırı tepkiyle karşılanırken yaşananlarla ilgili adli soruşturma başlatıldı.
Önceki gün akşam yaşanan olayda, Ankara’da yaşanan silahlı çatışmanın ardından Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirilen yaralılardan biri, yapılan müdahaleye rağmen hayatını kaybetti.
Görgü tanıklarının ifadesine göre, ölen kişinin yakınları “sağlık ekiplerinin ihmali” olduğunu öne sürdü ve sağlık personeline saldırdı. Hastanenin bir bölümüne sığınan sağlıkçılar sedyelerle kapının önüne barikat yaparak, saldırganların girmesini engellemeye çalıştı. Sonrasında ihbar üzerine polis ekipleri geldi ve ‘öfkeli kalabalık’ dağıtıldı.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Ankara Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, hastaneyi ziyaret edip incelemelerde bulunurken saldırıyla ilgili adli soruşturma başlatıldığı bildirildi. Ankara Valiliği’nden yapılan açıklamada, “Sorumlular hakkında derhal adli tahkikat başlatılmıştır” denilirken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da olaya tepki gösterdi: “Sağlık çalışanına yönelik şiddet, en başta, uygarlığın temel ilkesi olan insana saygı ilkesine aykırıdır.”
Konuya ilişkin BirGün’den Uğur Şahin'e konuşan sağlık meslek örgütlerinin temsilcileri, sağlıkta şiddetin çok boyutu olduğuna dikkat çekti, yetkililerin gerekli adımları atmasını talep etti.
TTB Merkez Konseyi Üyesi Samet Mengüç, Bahçeli’nin TTB’yi hedef almasıyla birlikte, sağlık çalışanlarına karşı bir öfke yaratıldığına vurgu yaptı. “Sağlıkta şiddet yeni bir olgu değil” diyen Mengüç, şöyle konuştu: “Sağlıkta şiddet yeni bir olgu değil. Yıllardır bu sağlık politikalarını belirleyen hükümet yetkililerinin sağlıkçılara hürmet göstermeyen bir dil kullanmaması, sağlık çalışanlarına karşı bir önyargı oluşturdu. Bu bilinçli yapıldı. Hekimleri ve sağlık çalışanları itibarsızlaştırmasaydınız bu sağlık politikalarını uygulayamazdınız. Son zamanlarda siyasi parti yetkililerinin TTB’ye karşı yapmış olduğu açıklamalar da sağlık çalışanlarına karşı öfke yaratmış. Ankara’daki olay bundan bağımsız düşünülemez.”
CEZASIZLIK KÜLTÜRÜ GELİŞTİ
Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç, sağlıkta şiddetin çok boyutu olduğu görüşünde. Ülkede cezasızlık kültürü geliştiğine dikkat çeken Karakoç, “Bundan 11 gün önce Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde bir hasta yakını Aile Sağlığı Merkezi’ni bastı. Oradaki arkadaşları darp etti, bir hasta yakını da bıçakladı. Bu şahıs gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Böyle bir cezasızlık kültürü gelişti” dedi.
KAYGIMIZ ARTTI
Karakoç, sözlerini şöyle noktaladı: “Demokratik bir ülkede görülmeyecek bir şey oldu. Bir meslek örgütünü açıklama yaptığı için siyasi partinin genel başkanının hedef göstermesi hiçbir demokratik ülkede mümkün değil. Ancak antidemokratik bir ülkede bu olabilir. Bunun da katkısı olduğunu biliyoruz ve kaygı taşıyoruz.”
HEPİMİZE ZARAR VERİYOR
SES Genel Sekreteri Pınar İçel, sağlık emekçilerinin mart ayının başından beri tükendiğinde dikkat çekti. İçel’e göre şiddetin önlenmesi için acilen yasal ve idari yaptırımlara ihtiyaç var. İçel, şöyle dedi: “Ağır çalışma şartları, hastalık ve ölüm riskinin yanında bir kaç hafta süren alkış eylemleri dışında toplumsal ve idari açıdan kıymet görmemeleri, üstüne üstlük şiddetin devam ediyor olması sağlık emekçilerinin mesleklerine yabancılaşmasına neden olmakta. Salgına karşı mücadele verebilmek dinlenmiş, emeklerinin karşılığını alan, can güvenlikleri ve huzurlu çalışma ortamı sağlanmış sağlık emekçileriyle mümkün. Sağlıkta şiddet sadece sağlık emekçisine değil, hepimize zarar vermekte.”
YASA GELİŞTİRİLMELİ
CHP’nin doktor milletvekillerinden Ali Şeker ise çıkan sağlıkta şiddet yasasının geliştirilmesi gerektiğini söyledi. CHP’li Şeker, “Böylesi bir dönemde sağlıkçıların morale ihtiyacı varken gerek siyasilerin hedef gösteren açıklamaları ile kışkırtmaları gerekse de sağlıkta şiddetin olanca pervasızca devam etmesi sağlık çalışanlarının moralini bozuyor” dedi.
Bahçeli’nin “TTB’nin kapatılması gerek” şeklindeki sözlerine değinen CHP’li Şeker, “Böyle bir dönemde hekimlerin örgütünün kapatılmasını talep etmek, orman yanarken, orman itfaiyesinin kapatılmasını istemekle eşdeğerdir” ifadelerini kullandı.
NİSANDA KABUL EDİLMİŞTİ
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete verilen cezaların artırılmasına ilişkin kanun teklifi 15 Nisan’da TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşmıştı.