AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 Aralık’ta açıkladığı ‘dövize endeksli mevduat’ sistemiyle birlikte, kurda sert gerileme kaydedilmiş, aynı süreçte TBB Başkanı Çakar, gerçek kişilerin 1 milyar dolar bozdurduğunu ve dövizdeki çözülmenin bu yüzden gerçekleştiğini canlı yayında açıklamıştı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, katıldığı televizyon programında 20 Aralık gecesi ve sonraki gün TCMB’nın net döviz pozisyonundaki 7 milyar dolara yakın bir meblağın eridiği iddiaları hakkında konuştu.
Nebati, ''O gece dolar satılmadı. Kimse devreye girmedi. Kim girdi biliyor musunuz? Binlerce bireysel satıcı devreye girdi. Birbirleriyle adeta yarıştılar döviz bozdurmak için'' dedi.
Türkiye, dünya için en önemli pozitif ayrışan, ayakları sağlam basan ülke. Nasıl oluyor da 3 ayda o seviyeye geldi. Çünkü harp uygulandı. Finansal istikrar sağlanırsa, Türk toplumu dolarize olmaya meyilli bir toplum. Şimdi bu sağlandı.
Önümüzdeki dönem, daha güvenli, istikrarlı ve göstergelerin olduğu bir döneme geliyoruz. Bundan sonrası bunun üzerine inşa edilecek olan, ihracatın artırılması, teknolojinin geliştirilmesi, katma değerli ürünlerin sağlanması bunun içinde selektif alanlarda ithalatın engellenmesi ve birçok adımın atılması lazım.
Bankaların bilanço kısmına girerseniz kredileri görürsünüz. Artık yeni bir araç geliyor. Proje kredileri. Bir banka vermiş olduğu bireysel krediyi eğer verdikten sonra takip etme gibi bir dürtüsü varsa bundan sonra bizim belirlediğimiz alanlarda gerçekleştirilecek projelerin takip edilmesini sağlayacak imkanı vereceğiz.
Proje odaklı olacak. Al parayı istediğin gibi kullan git dolara keyfini sür. Ticari krediye gitmesi gereken paranın, yata, kata ya da dolara gittiğini gördüğümüzde, hangi ülke olursa olsun doğru amaca hizmet etmediğini anlarsınız.
Proje olarak verdiğiniz krediyi sıkı bir şekilde takip edeceğiniz bir mekanizma oluşturuyoruz. Biz kutsal olmayan ihtiyaçlara göre gerçekleştirilmiş, yeni eklemelerin de yapılabileceği, dünya örneklerinin alındığı ve içerideki dinamiklerin uyumunun sağlandığı bir model çıkardık.
Algı operasyonları sonunda çöker, 20 Aralık’ta çöktü. Sosyal medyada şöyle bir şey gelişmiş. Konuştuğunuz bir şeyi sağından solundan kırıp bir cümleyi çıkarıp 2 kelime üzerinden toplumu yönetmeye çalışıyorsunuz. Tam toplum mühendisliği yapıyorlar. Algı operasyonlarının sürdürülebilirliği yok.
Şimdi burada kullanılan yöntem yurt içi, yurt dışı Türkiye’nin dövizdeki artışın karşılığının olmadığını görebilecek insanlar. Finansal okur yazarlarını yönlendiren Türkiye’nin içindekiler.
Türkiye’de şu anda hükümette bulunan herhangi bir kişi bu işlerin köpürtülmesi için bir gayret gösterdi mi? ‘Yapmayın, kanmayın, bu siyasal operasyondur’ diye bir duruş var. Ne dediler ‘faiz artırılmadan bu iş çözülmez’. Çözülür.
Küçük yatırımcılara zarar veren sizlersiniz. Sizler yaptınız. Aynı akşam MB başkanlığı yapmış bir kişinin, ‘Bu bir operasyondur, alım fırsatı doğmuştur. Tersine döviz alın’ diyen insanlar oldu. Böylesi bir durum da siz hangi hakla, ‘efendim siz haber verdiniz’…
19 yıldır ülkeyi aldatmadı, aldatılanlardan olmadı da 3 ayda mı oldu? Son 3 ayda siyasi parti yöneticilerinden gazetecilere, önlerinde profesör doktor olanlara gidin dava açın. Onlar ne dediler, ‘swap anlaşmaları yapıldı, döviz alın’ Bunlar yalan bilgiler. Pazara kadar götürülen bilgiler oldu. Şimdi hadi bakalım.
BDDK’nın seri şekilde hareket etmesini beklerim ben. Anında yanıltıcı, spekülatif davalar açılması lazım. Suç duyurularında daha sıkı şekilde bulunması lazım. Kimsenin küçük yatırımcıların kaderiyle oynama hakkı yoktur. Nureddin Nebati’nin karnı temiz.
Sayın Cumhurbaşkanımız 19 yıldır hiçbir vatandaşını yanıltmadı. Büyük yatırımcılara haber verdiler diye hiç konuşmasınlar. Utanmadan 40 milyar getirildi diyorlar. Bunu kanıtlaması lazım. Ya da niyeti farklı. Pazartesi sonuçlar açıklandığı zaman ne yapacaksın. Tabi kamu kuruluşları her türlü enstrümanını kullanmakla mükelleftir.
Bize diyorlar ki ‘durun, MB hiçbir şeye karışmasın, izlesin’. Oldu canım. Ee ‘kamu otoritesi hiçbir şeye karışmasın’. Oldu paşam! Ee biz ne yapalım, ‘manipülatif yanıltıcı söylemlerde bulunalım siz bize karışmayın’. Türkiye Cumhuriyeti 35 kişinin söylemlerine susacak değil.
19 yıldır net soru soruyorum. Serbest piyasayla ilgili bir geri adım atılmış mı? Bizim Borsa İstanbul’umuz dünyanın en şeffaf yerlerinden birinci sıradadır. TÜİK’i de berbat hale sokmaya çalışıyorlar. 550 bin kalemde fiyat alıyor. Ayda 34 defa piyasadan fiyat alıyor. Buna müdahil olmanız buranın rakamlarıyla oynamak için deli olmak lazım.
Hiçbir TÜİK başkanı böyle bir şeye cesaret edemez. Ya da Merkez Bankamız. Merkez Bankası şeffaftır. Bilançoları açıktır. Git oku bilgileri. Bu rakamlar üzerinde oynama yapması, kamu otoritesinin farklı yöne gitmesi mümkün değil. Demokratikleşmeyi içselleştirmiş bir toplum burası.
Şimdi bütün bunları gözardı edip birilerinin söylemiyle hareket edemeyiz. Serbest piyasa ekonomisi demek birilerinin istediği gibi at koşturması demek değildir. Türkiye’de can güvenliği, mal güvenliği, arz güvenliği tartışılmaz. Bunlarla ilgili tartışma açan iktidar yerinde duramaz.''