Diyanet İşleri Başkanlığı'na Prof. Dr. Ali Erbaş getirilmesinin ardından Fethullah Gülen ve örgütü ile Atatürk’ü hedef alma noktasında yaşanan yakınlaşmalar dikkat çekti.
Diyanet İşleri Başkanlığı'na Prof. Dr. Ali Erbaş getirilmesinin ardından Fethullah Gülen ve örgütü ile Atatürk’ü hedef alma noktasında yaşanan yakınlaşmalar dikkat çekti. Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, bugünkü “Genelkurmay Çatı İddianamesi’ni oku ve Atatürk’ü anla!” başlıklı yazısında Diyanet’i ele aldı.
Genelkurmay Çatı İddianamesi üzerinden karşılaştırmada bulunan Aytunç Erkin, “15 Temmuz'dan sonra FETÖ raporu hazırlayan Diyanet İşleri Başkanlığı acaba bünyesindeki FETÖ'cüleri temizleyebildi mi?” sorusunu yöneltti.
İşte o yazı… Atatürk'le hesaplaşmak isteyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a çağrım:
– Prof. Dr. Erbaş… Göreve gelir gelmez, Cumhuriyet'in ilk yıllarını hedef tahtasına koydu.
– 10 Kasım öncesnde Mustafa Kemal Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu'nu ziyaret etti.
– Atatürk düşmanı FETÖ'nün, darbe girişiminden önce Atatürkçüleri hedef aldığını unuttu.
– İddianamedeki, “Türk Milleti, Atatürk'le darbeye karşı direnmiştir” tespitini de görmedi.
– Tarih: 17 Eylül 2017…Diyanet İşleri Başkanlığı'na Prof. Dr. Ali Erbaş getirilir. Erbaş'ın İhya Tv'deki konuşması medyaya yansır ve yeni başkanın ilk cümleleri Cumhuriyet dönemiyle hesaplaşmak olur. Okuyalım: “… Benim babam da 1921 doğumluydu. Onun hatıralarını hep dinleyerek büyüdük. Okula gittiğimizde, Kur'an kursuna gittiğimizde, Kur'an öğrenmek için gittiğimizde, Karadeniz'in bir dağ köyü…
Aman yarabbi bu ne korkudur ki Karadeniz'in bir dağ köyünden birisi bile dışarıda nöbetçi tutuyorlar acaba bir jandarma gelir de bizim hocamızı alıp götürür mü, dışarıda bekliyor. Akşam evlerine Kur'anı Kerim'i götürmüyorlar. Tarlanın duvarlarında herkesin bir taşı var, o taşı çekiyor, Kur'an'ı taşın içine koyuyorlar, taşı oraya yerine koyuyor ki eve götürmesin Kuran'ı. Bu ne korkudur, nerede yaşadık bunu biz?” Bu nerede olmuş, ne zaman olmuş bilinmiyor, ancak 1923'ten bu yana birilerinin ısıttığı ‘yalan' her fırsatta dile getiriliyor! Erbaş'ın bu cümleleri kurmasına şaşırmamak gerekiyor… Çünkü… Ali Erbaş, 9 Kasım 2018'de Kadir Mısıroğlu'nun evine gitmiş, ‘Hasta ziyareti” demişti. 10 Kasım'dan bir gün önce Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu'nu ziyarete giden de o, FETÖ'nün firari ismi, darbe girişiminin merkezindeki Adil Öksüz'ü Sakarya Üniversitesi'nde ‘doktor' yapan jüride bulunan da o!…
30 Ağustos'ta, camilerde okutulan hutbede, Atatürk'ün adının yer almaması normal! Ancak… Normal olmayan şu: 15 Temmuz'daki kalkışmanın ardından tek vücut olan Türkiye'de… Diyanet, kurucu lideriyle kavga ederek FETÖ'yle nasıl mücadele edecek? O zaman Ali Erbaş'a birkaç önerim var…
TÜRK MİLLETİ, DARBEYE ATATÜRK'LE DİRENMİŞTİR
2 – Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığı'ndaki eylemlerle ilgili 221 şüpheli hakkında hazırlanan çatı iddianamenin girişinde şu tespit var: Tümgeneral Ahmet Hacıoğlu darbecilere böyle direnmişti. DARBEYİ BASTIRANLAR “… Tarih sahnesinde onurlu bir biçimde yerini almış on altı Türk Devletinin mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Büyük Atatürk'ün, ‘Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır' sözünden hareketle…
Türk Milleti, 15 Temmuz 2016 gecesi, kendisine karşı gerçekleştirilen bu hain darbe girişimini, Sayın Cumhurbaşkanı'nın önderliğinde, başta demokrasiye inanmış, Cumhuriyet değerlerine bağlı, karakteri bağımsızlık olan halkımızın, TBMM'nin, hükümetimizin, Milli Ordumuz içinde darbe girişimine katılmayan askerlerimizin, emniyet güçlerimizin, yargı organlarımızın kararlı mücadelesiyle bastırarak, tarihimize yeni bir kahramanlık destanı yazmıştır.”
Bitmedi… FETÖ'cüleri yargılayan iddianameyi incelemeye devam…
FETULLAH'LA DİYANET NEREDE BULUŞTU?
– Tarih: Kasım 2018…Diyanet Aylık Dergisi'nde Prof. Dr. Adnan Bülent Baloğlu tarafından kaleme alınan “Kıyametin Tellalları” başlıklı makalede, Atatürk ve İsmet İnönü dönemleri “kanlı diktatörlerle” aynı kefeye konuldu. Baloğlu'nun yazdığı makalede şu ifadelere yer verildi: “… Müslüman halklara dayatılan bu toptancı, totaliter, teokratik düzenler sahiplerinin nazarında eşsiz birer dünyevi cennet tasarımıydı. Irak ve Suriye'nin Arap ırkçılığına dayalı Baas rejimleri; Türkiye'nin, otoriter, seküler tek parti rejimleri, Suharto'nun kanlı diktatörlükler…”
İKİ KAFA DA AYNI YERDEN BAKIYOR
Genelkurmay Çatı İddianamesi'ne dönelim… İddianame, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve örgütünü şu cümlelerle tanımlamış: “… Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün 1999'da hazırladığı resmi belgelere göre, şeriat yerine İslam, Cumhuriyet dönemi yerine talihsiz dönem veya karanlık ya da upuzun hicranlı dönem, militan yerine, hizmet erleri ya da ışık erleri veya ışık süvarileri, laik kesimler yerine, karşı cephe veya hasım cephe, Cumhuriyet dönemi yöneticileri yerine, o kafalar, Atatürk dönemi veya İnönü dönemi yerine mabede giden yolların kapatıldığı zaman dilimi, şeriat dönemi yerine, hedef, Atatürk yerine Deccal şeklinde deyimler kullanıyor…”
Diyanet dergisindeki değerlendirmelerden bir farkı var mı? Gülen'e bağlı örgüt üyeleri de Diyanet'te yazı kaleme alan bazı isimler de Atatürk ve İnönü dönemlerini ‘aynı bakışla' değerlendirmiyor mu? Prof. Dr. Ali Erbaş neden bu isimlere yazı yazdırıyor? Bitmedi… Gülen: Atatürk'çü subayları tasfiye etti
Diyanet: Atatürk'ün adından rahatsız…
– Genelkurmay Çatı İddianamesi'ni okuyalım: “…Örgüt (FETÖ) üyesi olmayan, Atatürk'e ve Cumhuriyet değerlerine bağlı, Milli Ordu mensubu vatansever askerleri… Kimi zaman asılsız ihbarlar, kimi zaman üzerlerine atılan iğrenç iddialar, kimi zamansa hukuki dayanaktan yoksun kovuşturma ve soruşturmalarla terfi etmeleri engellenmiş ve önleri kesilmiştir.”
FETÖ kimlerle hesaplaşmış: Atatürkçü ve ülkeye bağlı askerlerle. Peki Diyanet kimle uğraşıyor? Atatürk… Soru şu: 15 Temmuz'dan sonra FETÖ raporu hazırlayan Diyanet İşleri Başkanlığı acaba bünyesindeki FETÖ'cüleri temizleyebildi mi?