Türkiye’de dört milyonu aşkın Suriyeli sığınmacı var ve bunlar ağırlıklı olarak güney bölgesine yerleştirildi ta Adana’dan GaziantepŞanlıurfa’ya kadar. Kimi ilçelerde sığınmacı nüfusu milli nüfusunun da ötesine geçti. IŞİD eliyle bu duruma yolaçan Amerika’nın şimdilerde Suriye’den çekileceği konuşuluyor. Peki amaç ne, plan ne?
HAÇLI’NIN YÜZYILLIK PROJESİ BU
Yeniçağ yazarı Arslan Bulut bugünkü köşesinde bu sayılan bölgelere ilişkin çok çarpıcı niyetleri dile getirdi ve ‘tampon bölge’ projesiyle Türkiye’nin Arap İslam dünyasıyla karayolu bağının kesileceğini ileri sürdü. ‘Barzani projesiyle zaten yarı tampon bölgenin kurulduğunu açıklayan Bulut, ‘önleyici tedbir alınmaz ise yüzyıllık Haçlı planlarının hayata geçirileceğine ilişkin çarpıcı analizlerde bulundu. Arslan Bulut’un açıklamaları şöyle;
‘GÜNEYDE TAMPON BÖLGE PROJESİ’
“ABD Başkanı Donald Trump ile bir görüşme yapan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham'ın açıklamaları, Amerikan askerlerinin Suriye'den çekilmesinin bir yılan hikâyesine döneceğini gösteriyor ama Graham'ın başka bir sözü üzerinde durmak istiyorum... Lindsey Graham, "Hiç kimse yokken Kürtler yanımızdaydı. Ve Başkan da onların içinde olduğu durumun farkında. Trump, Türkiye ile konuşacak ve onlara ihtiyaçları olan tampon bölgeyi alacakları konusunda güvence verecek. Şu dünyada son istediğimiz şey Kürtler ve Türkler arasında bir savaş." diye konuştu! Bu bölgede bir "tampon bölge" kurulması fikri nereden çıktı peki?”
‘OSMANLI HÜKÜMETİ MUSTAFA KEMAL PAŞA İLE GÖRÜŞÜYOR’
“ Türkiye tarafından mı önerildi yoksa ABD tarafından mı? Bu nokta çok önemli, çünkü öneri Türkiye tarafından geldi ise vahim!.. Hani bir "Amasya genelgesi" vardır ya! Atatürk, Nutuk'ta bir de "Amasya mülâkatı"ndan bahseder. Sıvas Kongresi yeni bitmiştir. Mustafa Kemal Paşa, İstanbul Hükümeti ile ilişki kurulduğunu, Bahriye Nazırı Salih Paşa ile Amasya'da bir görüşme kararlaştırıldığını, Salih Paşa'nın İstanbul'dan kendilerinin de Sivas'tan Amasya'ya geldiğini, 20-22 Ekim 1919 günlerinde görüşmeler yaptıklarını, sonuç olarak beş ayrı protokol düzenlendiğini, üçünün karşılıklı olarak imza edildiğini”
‘OSMANLI HÜKÜMETİ ÇUKUROVA BÖLGESİNDE TAMPON DEVLETTEN SÖZ EDİYOR’
“iki protokolün gizli sayılarak imza edilmediğini anlattıktan sonra ikinci protokolün içeriği hakkında bilgi verir: "Görünüşte, Kürtlere bağımsızlık kazandırmak gayesiyle yapılmakta olan bozguncu propagandaların önüne geçme hususu uygun bulundu. Bugün için düşman işgali altında bulunan bölgelerden Çukurova (Kilikya)'yı, Arabistan ile Türkiye arasında bir tampon devlet yapmak üzere anavatandan ayırma isteğinde bulunulduğundan söz edildi. Anadolu'nun, en koyu Türk çevresi, en bereketli ve zengin bir bölgesi olan bu parçasının hiçbir şekilde ayrılmasına razı olunmayacağı… ilkesi ortaklaşa kabul edildi."
‘BU SIĞINMACILAR NEDEN ÇUKUROVA BÖLGESİNDE TOPLANIYOR’
“O gündür bugündür mesele neymiş? Çukurova bölgesinde Arap dünyası ile Türkiye arasında bir tampon devlet yapmak! Peki bugün Çukurova ve çevresine; Adana, Hatay, Kilis, Gaziantep ve Şanlıurfa'ya Suriyeli göçmenlerin yoğun olarak yerleştirilmesinin asıl sebebi bu proje olmasın? Projenin bir diğer hedefi de Türkiye'nin İslâm dünyası ile kara yolu bağlantısını kesmek olmasın?”
‘SURİYE KUZEYİNDE BİR ERMENİ TAMPON DEVLET PROJESİ ŞİMDİ GÜNDEMDE’
“Tabii bir de eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 2015 yılında yaptığı bir hatırlatma var: Başbuğ, Sözcü'den Özlem Gürses'e konuşmuş ve IŞİD'in Amerikalılar tarafından kuruluş sürecini anlattıktan sonra Lozan Konferansı'nda, Azınlıklar Alt Komisyonu'na getirilen bir teklifi hatırlatmış ve şöyle demişti; "Teklifi getiren kim? Amerika! Teklif şu: 'Ermeniler için ulusal yurt olarak bir toprak parçası bulalım, bu bölgeyi tanımlayalım ve bu bölgeye saldırı ve sızmalara karşı bir koruma düzeneği kuralım.' Bunun için de Suriye'nin kuzeyini öneriyorlar ve 'Böylece Türkiye ve Suriye arasında tarafsız bir bölge kurulmuş olur. Bu toprak parçasının denize kolay bir çıkış yolu da vardır' diyorlar!”
’SEVR’DEN BOP’A YÜZYILLIK PROJE BU, DİKKAT’
“ Peki, o halde, 6 Ocak 1923'te Ermeniler için düşünülen şey, bugün başka birisi için mi düşünülüyor?" O halde; tampon bölgeye evet diyenler varsa, vay onların haline! Zaten Irak'ın kuzeyinde, Özal'ın davet ettirdiği Çekiç Güç sayesinde, Türkiye ile İslâm dünyası arasında bir "yarım tampon bölge" kuruldu, şimdi aynısı Suriye'de de yapılırsa ne olur; herkes bunu bir düşünsün... “
BU SIĞINMACILAR KİM?
Yeniçağ yazarı Arslan Bulut’un açıklama ve uyarıları işte böyle. Karşımızda yüzyıllık bir kuşatma projesi duruyor. Barzani bunun ilk ayağı idi, kuruldu. PYD/YPG ikinci ayağı idi, kuruldu. Bu noktaya dikkat; PYD/YPG Fırat’ın doğusunda konuşlandı ve yerel yönetimler kurdu.
Burada can alıcı nokta Fırat’ın batısı ve Adana’dan Şanlıurfa’ya kadar uzanan hudut bölgesi. Çünkü Suriyeli sığınmacıların en fazla yerleştiği bölgeler burası. Ve bu sığınmacıların Suriye’den geldikleri bölgelere dikkatlice bakılacak olursa, bu bölgelerin 1915 Ermeni isyanı sonrasında tehcir edilen Ermenilerin yerleştirildikleri bölgeler olduğu görülüyor. Eğer bu sığınmacılar tehcire gönderilen Ermeniler ise durum daha da ciddileşiyor.
TOPRAK VE TAZMİNAT MESELESİ VAR
Ermenistan şu an bir devlet ve Ermeni sorunu diyerek olayları keskinleştiriyor, tazminat istiyor, toprak istiyor ve soykırım gibi bir insanlık suçuyla Türkiye’yi mahkum ettirmek istiyor. Yarın bu sığınmacılara vatandaşlık verildiği zaman, bu gelen sığınmacıların projenin bir parçasıysa eğer, eskiden Kilikya denilen bugünkü Çukurova ve güney bölgelerinden toprak talebinde bulunabilecek ve vakayı uluslararası mahkemelere taşıyabileceklerdir ki bu Türkiye için ağır bir tehdit olarak karşımıza çıkabilecektir.
Şimdi bu projeye Türkiye’de anayasal istemin değiştirilip federal bir yapıya dönüştürülebileceği hususunu da ekler isek, yerel yönetimler eliyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da tampon yönetimlerin de kurulması gündeme gelebilecektir.
Türkiye bu tuzağa düşmemeli, sığınmacılara vatandaşlık vermek yerine tez elden geri dönüşlerini sağlamalıdır. Suriye devleti de zaten bunları geri dönmesini istemektedir. Dolaysıyla Suriye devleti ile hem bu konuda hem de terörle mücadele konusunda iş birliği yapılmalıdır.
Erdal Sarızeybek
Kaynak: Yeniçağ