“Normalleşme sürecine girdik!” diyorlar… Ancak…
Normalleşmek için insanlarımızın “Nefes alamıyorum!” diye çığlık atmamaları gerekiyor.
Oysa milyonlarca insanımız hâlâ, Amerikalı siyahi Floyd gibi “Nefes alamıyorum” diye inliyor.
65 yaş üstü insanlarımızın, pazar günleri hariç, haftanın altı günü kapı önüne bile çıkmalarına izin verilmiyor. İleri yaştaki grup, esaretin kendi iyilikleri için yapılmadığına inanıyor, “Bu işin içinde bilmediğimiz başka nedenler var” diyor.
★★★
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yasağın haklılığını göstermek için:
“Koronavirüs nedeniyle ölenlerin yüzde 93'ü 65 yaş üstü.” dedi. Neredeyse ölenlerin tamamına yakını ama…
Bu sözlerde derin bir çelişki yok mu?
Bakana şunu sormalıyız:
“3 aya yakın bir süredir ev hapsinde olan 65 yaş üstü, virüse nasıl yakalandı? Yakalandıysa ev hapsi ne işe yaradı?”
Bakan Bey lütfedip bunu izah eder mi?
Ülkede hiçbir şey anlatıldığı gibi değil maalesef…
Toplum olarak “Nefes alamıyorum” diye inleyen zavallı siyahi adama döndük… 65 yaş üstü, Türkiye'nin zencileri gibi oldu!
Sağlık Bakanı Koca'ya cevap bekleyen 10 soru!
65 yaş üstü okurlarım Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya soruyor:
1) Madem her şey çok güzel, iyiye gidiyor, ben neden hâlâ içerideyim? Neden çıkmam yasak?
2) “Tehlike devam ediyor” diyorsanız, neden her yeri açtınız?
3) İleri yaştakilere çocuk muamelesi yapmak yakışık alıyor mu? Yasak ne demek? Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı değil mi?
4) Medeni ülkelerdeki gibi, ileri yaştakilere “İhtiyaçlarınız dışında evden çıkmamak sizin için hayati önemde” demek yeterli değil mi? Bizleri ahmak mı sanıyorsunuz?
5) Bankalarda ve çeşitli yerlerde bakanlıktan gelen talimat gereği “65 yaş üstü müşterilerimizi kabul edemiyoruz” anonsları yapılıyor. Hayatımızda duyduğumuz en aşağılayıcı, en çirkin anons. Çok, ama çok incitici!
6) Bizlerin, banka, vergi dairesi, eczane, doktor kontrolü, market gibi yerlerde işlerimizin olabileceği yetkili makamların aklına gelmiyor mu?
7) Ruh ve beden sağlığımızı tehlikeye atacak kararları bizleri yok etmek için mi alıyorsunuz?
8) Hiç merak etmeyin. Bizler kendimizi sizden daha iyi koruruz. Dışarıda birkaç saat işimizi yapıp dönecek gücümüz var.
9) Hâlâ “Sizi koruyoruz” masalıyla yasağa devam etmek emredici, kırıcı, küçümseyici oluyor. Yani insani olmuyor!
10) Sandıkta hesap soracağımız günleri bekliyoruz. Herhalde oy vermemizi de yasaklamazsınız! Yoksa onu da yasaklar mısınız?
TEBESSÜM
Bektaşi'nin duası!
“Çalışmak iyi bir şey olsaydı, üstüne para vermezlerdi yaa!” diyerek dünyayı umursamayan kalender bir Bektaşi'ye, tanıdığı softa bir adam “Böyle günaha girme yahu. Allaha dua et… Her duada hayır vardır.” demiş.
Hikâye bu ya… Bektaşi “Tamam” demiş ve softa ile yan yana huşu işinde dua etmeye başlamışlar. Softa, ellerini havaya doğru açarak:
“Allahım” demiş “Bu ahir dünyada ne olur beni dinden imandan yoksun kılma!”
Bektaşi de ellerini havaya doğru açıp şöyle dua etmiş:
“Ey büyük Allahım, şu ahir hayatta ne olur beni rakısız bırakma!”
Softa fena halde kızmış:
“Ulan, bu ne biçim dua be?
Bektaşi sakin bir sesle:
“Kızma be imanım” demiş “Herkes Allah'tan, kendinde olmayanı ister, sana iman lâzım, bana da rakı!”
GÜNÜN SÖZÜ
Bizdeki siyasette yalan doğurgandır. Bir yalan binbir yalan doğurur!
Rahmi Turan Sözcü