Bir çocuğu korumanın bedeli 6 kurşun mu?

Aydın’ın Didim ilçesinde, 28 Şubat günü öldürüldü Dilek Atalay. Medyaya “Veli kavgası kanlı bitti” diye yansıtılan cinayette, Dilek’in ‘neden’ öldürüldüğü ise yazılmadı.

Orhan İ. tarafından katledilen Dilek Atalay’ın suçu ise çocuk istismarını ortaya çıkarmak, sorgulamak, suçluların ceza alması için yollar aramaktı. Dilek, bir çocuğu korumaya çalışmanın bedelini, 6 kurşun ile ödedi.

Dilek’in arkadaşları veli kavgası olarak gösterilen olayı BirGün’e yazdı:

“Didim’de 28 Şubat günü bir ürkek güvercin vurularak kaldırıma düştü. Yanında 3 yavrusundan 10 yaşında ve 3 yaşında olan iki kız yavrusu, bir de anacığı vardı. Anacığı çocukların üzerine kapaklanarak belki de yavrusunun yavrularını hedef olmaktan korumuştu. Çocukları, annesi, yoldakiler, yandaki kahvehanedekiler yere düşmesini gördü kanlar içinde. Koştular yanına ama ne mümkün, geleni vuracağını söyleyen cani karşısında sadece çocuklar korumaya alınabildi.

10 yaşındaki kızı şöyle anlatıyordu annesinin tabutu başında: “Annemi vurdu. Bir de oturdu başında sigara içti düşünebiliyor musunuz?” Düşünemiyoruz bu kadar soğukkanlılığı, bu kadar vicdansızlığı.

Peki, Dilek Atalay neden öldü? Çıkan haberlerde veli kavgası denildi. Küçük yer olan Didim’de, “Yok canım bundan olamaz, vardır bu kadının bir kabahati” denildi…

Hangi kabahat ölüm demektir soruyoruz.

Biz, Dilek ne kabahat(!) işledi açıklamak istiyoruz. Açıklarken isimler ve olay yerlerini söyleyemeyeceğiz çünkü hala korunması gereken canlar var.

Dilek küçük bir kız çocuğunun tacize uğradığından şüphelenmesi üzerine kendince bildiği yollarla gerekli mevkilere sorular sormaya, cevaplar aramaya başladı. Kendi çocuklarının dışında bir çocuğa daha annelik, kadınlık, insanlık adına sahip çıkıyordu. Aldığı cevaplar şüphelerini doğrulamıştı. Daha 10 yaşında bir kız çocuğu… Bu kız çocuğu komşusunun oğlu tarafından uzun zamandır tacize uğruyordu. Yer küçük, olay büyük nasıl ulaşmasın suçlunun kulağına haber? “İftira” dedi, “namus” dedi, “ayıp” dedi, vurdu Dilek’imizi.

Soruyoruz namus nedir, ayıp nedir, iftira nedir? Hepsi bir suç indirimi için kullanılan kelimelerdir güzel yurdumda. Güzel kadınları yerde kanlar içinde bırakabilme özgürlüğünü sağlayan erkek egemen dilidir. Pişmanlık yasasının arkasına sığınma dilidir. Bilerek isteyerek öldürülüyor kadınlar ülkemizde.

Üç yavrusu ile bir ürkek güvercin kanlar içinde düştü kaldırıma. Ürkekti çünkü, telefonla aranıp almıştı ölüme daveti. Kim gitmek ister 3 çocuğunu geride bırakıp, çocuklarının büyüdüğünü, okuduğunu, sevdaya düştüğünü göremeden…

Evet arkadaş, çok erken aldılar seni bu yaşamdan. Senin kanat çırpınışların bir yavruyu daha korumak içindi, kimse bilemedi…

Vay haline o kanatların, vurdular kanatlarından, düştün o kaldırıma…”

DİDİMDEN DİLEK ATALAY’IN ARKADAŞLARI