İstanbul’da bir firmada pazarlama sorumlusu olarak çalışan Doğan Güneş, bir süredir görüşmediği ve eskiden aynı firmada çalıştığı mekatronik mühendisi Burak A. ile bir kafede buluştu. İkili, dijital para borsası hakkında uzun süre sohbet etti. İddiaya göre, kafeden ayrılan iki arkadaş bir benzin istasyonu önüne geldiklerinde Burak A. çeşitli bahanelerle Doğan Güneş’in telefonunu alarak görüşmeler yaptı.
Burak A. telefonla birlikte oradan uzaklaştıktan sonra Doğan Güneş, bir süre arkadaşına ulaşmaya çalıştı. Yanıt alamayan Güneş, şüphelenerek dijital para hesabını kontrol etti. Hesabındaki paraların başka bir hesaba aktarıldığını gören Güneş, polis merkezine giderek arkadaşından şikayetçi oldu:
– Genelde dijital para üzerine konuştuk, sohbet ettik. Telefonumu istedi. ‘Bakabilir miyim, güncel coinler var’ dedi. Onlara baktı. Yanımda başka bir arkadaşım da vardı. İki saat konuştuktan sonra evine doğru gittik. Arabayla bırakmak istedim. Durduk, panik havası yarattı. ‘Kardeşimin telefonu evde, anahtarını unutmuş ben de anahtarımı unuttum ulaşabilir miyim’ diyerek telefonumu aldı.
– 56 dakika sonra bir arayalım, soralım dedik. Aradım telefonunu açmadı, kendi telefonumu da açmadı. Sonra amcasını aradık arkadaşın. ‘Böyle bir bıçaklanma olayı var mı’ dedik. ‘Bakayım’ dedi, yarım saat sonra tekrar aradığımızda ‘Böyle bir olay yok’ dedi. Karakola gittik durumu anlattık. Sonra anladık ki bizi dolandırdı. Polislere tutanak tutturduk. Çünkü dijital hesabımı kontrol edemiyorum. Birkaç gün sonra hesabıma girdiğimde 12 bin 300 dolarımı kendi hesabına transfer etmişti.
– Babası ile görüştüğümde, ‘Zaten beni de 28 bin dolar dolandırdı’ dedi. Olaydan bir gün sonra amcasıyla konuştum. ‘Bu olayı nasıl çözebiliriz mağdurum’ dedim. Amcası da diğer arkadaşlarını 800 bin lira dolandırdığını söyledi. ‘Senin paranı verebilir, ancak yerini bilmiyoruz’ dedi. Babası ile orta yol bulmak için sohbet ettiğimde babası, oğlunun geçen hafta ‘Amerika’ya gitmek istiyorum ama hesabımda 40 bin dolar olması gerekiyor’ dediğini söyledi. Şikayetçi oldum.