Tarih: 19 Ekim 1997.
Yer: Kanada Ottawa.
“AntiPersonel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme” yazılıp ülkelerin imzasına açıldı.
Tarih: 1 Mart 1999.
Ottowa Sözleşmesi yürürlüğe girdi. (ABD gibi bazı ülkeler kapsam dışında bırakıldı!)
Tarih: 12 Mart 2003.
AKP, meclisten Ottowa Sözleşmesi'ni geçirdi. Bu şu demekti:
Türkiye, 180 gün içerisinde mayın sayısını, tiplerini, yerlerini BM'ye bildirecekti. (921 bin 80 adet mayın olduğunu hemen bildirdi.)
Türkiye, depolarındaki anti personel mayınlarını 1 Mart 2008'e kadar imha edecekti!
Türkiye, topraklarındaki mayınları 1 Mart 2014'e kadar temizleyecekti.
Meselenin bam teli burasıydı; mayınları kim temizleyecekti?
Milli Savunma Bakanlığı 2004 yılında ihaleye çıktı. 15 yabancı şirket ihaleye katıldı: Dördü İngiliz, üçü İsrail, başka bazı ülkelerden birer adetti.
İsrail şirketleri şunlardı: “Maavarim”, “Ideod”, “Quadro”… İngiliz “Red Wings” şirketinin arkasında da İsrail olduğu söyleniyordu.
Verilen rakamlar şaşırtıcıydı: En düşük teklif 89.2 milyon dolar; ve en yükseği 2.6 milyar dolar idi! İşin garibi her ikisini de veren İsrail şirketleriydi! İsrail, “nedense” ihaleyi kaptırmak istemiyordu!
Milli Savunma Bakanlığı “bu kadar paranın altından kalkamam” dedi; ve ihale işi Maliye Bakanlığı'na verildi!
Bitmedi… Ülke güvenliğini ilgilendiren konuda başka ilginç gelişmeler oldu.
CHP SAYESİNDE
Mayın temizleme ihalesinin içeriği değiştirildi:
Türkiye'deki tüm mayınlar değil sadece Suriye sınırındaki mayınlar temizlenecekti! Diğer bölgelerdeki 300 binden fazla mayın unutuluverdi. Varsa yoksa Suriye sınırı idi…
Ve:
Mayın temizleyen şirket, Suriye sınırındaki Kıbrıs adası büyüklüğündeki topraklarda 44 yıl doğal tarım yapacaktı! Haydaa!
Bir şirket düşünün ki hem mayın temizleyecek, hem de sebzemeyve yetiştirecek. İsrail şirketi TAHAL Group, Türk İçtaş firmasıyla ortak alacaktı işi.
Şunu anımsatmalıyım:
Suriye, Golan Tepeleri işgali sebebiyle zaten “kanlı bıçaklı” olduğu İsrail tarafından bu kez de kuzeyden kuşatılacaktı!
CHP konuyu yargıya taşıdı… Danıştay, ülke güvenliğini ilgilendiren böylesine mühim konuda Maliye Bakanlığı'nın yetkilendirilmesine izin vermedi.
Keza: AKP içinde ihalenin İsrail'e verileceği ihtimalinin ortaya çıkmasıyla itirazlar başladı.
Erdoğan, AKP Düzce Kongresi'nde konuştu:
“Küresel sermaye ‘şu dinden bu dinden geldi' diye ‘eyvah Türkiye elden gidiyor' demekn faşizan bir yaklaşımdır. Adam burada yatırım yapacak…”
Mayın temizleme işi bir anda “yatırım yapmaya” dönüştürüldü!
İNGİLİZ ÖRNEĞİ
Bu arada…
Ne hükümet ne de TBMM Plan Bütçe Komisyonu ülke güvenliğini ilgilendiren bu konuda Genelkurmay'ı dinlemiyordu. Oysa. Yapılmak istenen “2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlikli Bölgeler Kanunu”na aykırıydı.
O günler… ErgenekonBalyoz operasyonları sebebiyle Türk Ordusu tarihinin en büyük yıpratma kampanyasına hedef oluyordu. “Darbeci Ordu” sözlerini edenler medya yıldızıydı.
İşte… Batı için Erdoğan o dönemde demokrasi kahramanı idi!
“Ne var canım” diyordu Erdoğan, “sadece tarım yapmak için kiralayacaklar!”
Hiç tarih bilmiyordu ki; İngilizler sadece donanmalarının bakım ve ikmali için Kıbrıs'ın bir bölümünü Osmanlı'dan kiralamış ve bir daha çıkmamıştı!
İsrail'in yapmak istediği bu muydu? Kuşkusuz…
Erdoğan amacına ulaşmış; ve mayın temizleme bahanesiyle Suriye sınırını İsrail'e 44 yıllığına verseydi bugün durum ne olurdu?
Türk Ordusu kendi topraklarından Suriye'ye giderek terör devleti kurulmasını önleyemezdi!
“İkinci İsrail Kürdistan” rahatça kurulurdu!
Bu yazıyı asıl yazma sebebim AKP'lilere seslenmek:
Sizler, Erdoğan'a rağmen mayın temizlemedoğal tarım hilesini yutmayıp direnerek Türkiye'yi büyük beladan kurtardınız.
Bugün size düşen şudur:
Bildiğiniz gibi Erdoğan duygusal lider ve rahatça kandırılıyor. Ülkemizin menfaati için özellikle dış politika konularını Erdoğan karar vermeden önce mutlaka TBMM'ye getiriniz. Türkiye ittifakı kurunuz. Hataların önüne ancak böyle geçilir; Meclis'i dışlatmayın!