Can Ataklı, yazısında "AKP’nin Apo’dan medet umması kendi seçmenini de kızdırdı büyük ihtimalle ve 23 Haziran’da iktidar partisi çok ağır bir hezimete uğradı.
Şimdi iktidar bunun intikamını alıyor." ifadelerini kullandı.
Can Ataklı'nın 'Bİ SORALIM BAKALIM' başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle oldu:
Bu sefer “Apo ne diyor?” sorusu akıllara gelmedi mi?
Yerel seçimler 31 Mart günü yapılmış AKP küçük yerlerde kazanırken başta Ankara, İstanbul, Adana, Antalya olmak üzere büyükşehirlerin çoğunda yenilgiye uğramıştı.
Ancak asıl hedef elbette İstanbul’du, buradaki yenilgiyi bir tür kabullenemedi saray ve seçimin tekrarlanması talimatını verdi.
Araştırmacıları, danışmanları ve YSK bu kez seçimin kesinlikle kazanılacağı müjdesini veriyordu.
Buna rağmen yine de önlem almak gerekiyordu, bu nedenle devletin bütün gücü Binali Yıldırım’ın arkasına yığıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyum ağustos ayının paralarını bile AKP adayının kampanyası için harcadı.
Saray kesin kazanacağına inandığı halde yine de içinde bir kuşku kalmış olmalı ki 21 Haziran günü yani tekrarlattığı İstanbul seçiminden sadece iki gün önce İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çeken teröristbaşı Abdullah Öcalan’a bir elçi gönderdi.
Tunceli Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doçent Dr. Ali Kemal Özcan isimli bu elçi terör örgütü liderinden aldığı mektubu getirdi ve Anadolu Ajansı aracılığı ile görüntülü biçimde kamuoyuna duyurdu.
Terör liderine gönderilen elçinin açıkladığı mektupta HDP’nin İstanbul seçimlerinde tarafsız kalması isteniyordu.
HDP’nin tarafsız kalması İstanbul’da 500 bini aşkın olan seçmenin seçime gitmemesi ve dolayısıyla muhalefetin adayının AKP adayından hayli geride kalması anlamına geliyordu.
Terör örgütü liderinin bu mektubu doğal olarak AKP’de çok büyük bir sevinç ve mutluluk yarattı.
Aynı gece aekrana çıkan Erdoğan mektubu bizzat okuyarak “(Apo) Yaptığı açıklamada, ‘eğer siz beni destekliyorsanız, eğer benim arkamda olan bir partiyseniz, ben sizin ne oraya ne şuraya değil, siz kendi gücünüzü ortaya koymalısınız ve burada bunların herhangi birinden yana değil, kendi tarafsızlığınızı ortaya koymalısınız’ gibi bir hava içinde”dedi.
Erdoğan açıkça Apo’nun “CHP’ye oy vermeyin” dediğini cümle aleme ilan ediyor ve bundan medet umuyordu.
AKP’nin bu sevincine TRT de bir başka aranan teröristi ekranına çıkartarak katılmıştı.
Aranan terörist Osman Öcalan çıkarıldığı TRT Kürt’te HDP’lileri CHP’ye oy vermemeye çağırarak “Kandil artık Kürtlerin temsilcisi değil. Kimse Kürtleri yedeğinde göremez” dedi.
Elbette bu açıklama aslında AKP’yi de kapsıyordu ama önemli olan HDP’lilerin seçime katılmamasıydı, bu sayede AKP seçimi kazanmayı garantiliyordu.
AKP adeta zafer sevinci yaşarken yandaş yalaka tetikçi takımı da boş durmadı, Apo’nun terörist olmakla birlikte Kürt’lerin sevdiği saydığı bir isim olduğunu belirterek “Bu sayede Kürt seçmenler denge unsuru olacak” diye analizler döşendiler.
Ekranları dolduranlar tıpkı açılım denilen süreçteki gibi Öcalan güzellemeleri yaptılar.
Ama beklenen olmadı.
HDP seçmeni Apo’nun iktidar tezgahı ile yaptığı çağrıya kulak asmadı.
AKP’nin Apo’dan medet umması kendi seçmenini de kızdırdı büyük ihtimalle ve 23 Haziran’da iktidar partisi çok ağır bir hezimete uğradı.
Şimdi iktidar bunun intikamını alıyor.
Operasyona HDP’lilerin seçildiği üç büyükşehir belediye başkanından başladılar.
Kimilerine göre arkası gelecek hatta bazı CHP’li belediyeler bile sırada.
Peki bu süreçte daha önce “Apo’nun fikri alınmalıdır, onun görüşleri değerlidir” diyenler bu operasyonlarla ilgili de Apo’nun ne dediğini merak ediyor mu acaba?
Bu sefer de İmralı’ya bir elçi gönderilerek terör örgütü liderinden bir mektup istenecek mi?
Bu soruya sakın gülmeyin, lüzumsuz da bulmayın.
Çünkü son günlerde “1 Eyül Dünya Barış Günü nedeniyle yeni bir barış süreci başlatılacak” sözleri dolaştırılıyor ortalıkta.
Bunları söyleyenler Apo’dan “Silahları bırakın, barış için adım atın”mesajı getirileceğini söylüyorlar.
Tam bunun öncesinde yapılan HDP operasyonu ister istemez kafaları karıştırıyor.
Yoksa Apo’dan “silah bırakma” mesajı yerine “Benim sözümü dinlemeyenlere ders verin” mesajı mı geldi?