Ekonominin başındaki Bakan Berat Albayrak'a MHP lideri Devlet Bahçeli'den sonsuz destek gelse de, krizin giderek derinleşmesi, 'Damat Bakan' eleştirilerini yoğunlaştırıyor.
Cumhuriyet'in tutuklu yazarı Barış Terkoğlu da bugünkü yazısında, futbol topu olduğu için mahalle maçlarında oynatılan yeteneksiz çocuk kontenjanı gibi kabinede yerbulduğu Berat Albayrak için 'topu patlamak üzere' diye yazdı.
Albayrak'ın ülkeyi kötü yönettiğini ve insanları işsiz bıraktığını belirten Terkoğlu'nun durumu verilerle açıkladığı yazısı şöyle:
Ona, “Şişedibi Hasan” derdik. Gözlüğü benimkinden en az 5 numara büyüktü. Genelde topu göremezdi. Ama maçların değişmez oyuncusuydu. Bir yarı bir takımda, ikinci yarı öbür takımda fazlalık olurdu. Madem öyle, niye oynardı, diyeceksiniz. Çok basit. Çünkü mahalledeki tek meşin top Hasan’ındı. Babası parayı bastırmış, oğluna almıştı. Haliyle altyapı üstyapıyı belirlemişti. İyi oynadım değil mi? Harikaydın Hasan. En iyi benim değil mi? Öylesin Hasan…
Türk ekonomisini sorduklarında “şişedibi gibi” derim. Bütün ülkenin kaderi bir “baba”ya bağlanmış. Meraları da gazete ilanlarını da onun yetkileri belirliyor. Ekonominin başına damadını oturtmuş. Bir de şirket var. O; devletin en çok ihale verdiği, servetini devletin parasıyla büyüten şirket. Şirketin bir de medya krallığı var. Eskiden o krallığın başında damat otururken, şimdi damadın ağabeyi oturuyor. Haliyle durum şu: Ekonomi süper değil mi? Harika kardeşim. En iyisi benim değil mi? Öylesin kardeşim
Aksini söyleyen oyunun dışında kalır, RTÜK keser cezayı.
Oysa ekonomi basit bir üretim ve paylaşım ilişkisidir. Toplum birlikte üretir sonra arasında üleştirir. Cebinize giren azalmışsa bilin ki ya daha az üretiyorsunuz ya da sizin payınızın bir kısmına daha el koymuşlardır.
Korona sayesinde gördük ki Türkiye’nin yıllardır biriktirdiği bir sağlık altyapısı, her şeye rağmen yıkılamamış sosyal devlet kalıntıları var. Öte yandan yalnız tatil günleri karantina yapabiliyor olmanın tek nedeni var. Çünkü ekonomi kötü yönetiliyor. Parkta yürümenin yasak, AVM’de dolaşmanın serbest olmasının tek nedeni var. Çünkü ekonomi kötü yönetiliyor. Ama bunu söylemek, yazmak zor. Çünkü her şey aile arasında.
Milletin anlamadığı kavramları geçin. Ekonomi 101 rakamları ile bakalım.
Berat Albayrak 10 Temmuz 2018 günü Hazine ve Maliyet Bakanı oldu. İki yıl dolmak üzere.
O gün dolar 4 lira 53 kuruştu. Bugün 6 lira 80 kuruş. Yüzde 50 arttı. Yani Türk parası yüzde 33’den daha fazla değer kaybetti. Artık aynı parayla 300 dolar yerine 200 dolar alabiliyorsunuz.
O gün avro 5 lira 34 kuruştu. Bugün 7 lira 46 kuruş. Yani Türk parası avro karşısında yüzde 28’den fazla değerini yitirdi.
O gün borsa 99.252 puanda idi. Bugün neredeyse aynı durumda, 103.024 puanda. Dolar bazında borsa endeksi ise geriledi, 9 Temmuz 2018’deki 19.394 seviyesinin çok altında, bugün 15.126 seviyesinde.
O gün açıklanan 2017 büyümesi yüzde 7.4’tü. 2018 büyümesi yüzde 2.6, 2019 büyümesi yüzde 0.9.
Bu ne demek?
Türkiye’nin geçen yılki büyümesi (GSYH) yüzde 0.9 iken, nüfus artış hızı olan yüzde 1.39’un altında kaldı. Bu rakamlar, 2019 yılında Türkiye’nin kişi başına düşen milli gelirinin yüzde 0.5 civarında azalması, ve Türkiye’de ortalama vatandaşın, Berat Albayrak’ın döneminde 2019 yılında daha da yoksullaşması anlamına geliyor.
Nitekim 2017 yılında dolar bazında kişi başına düşen milli gelir (GSYİH) 10 bin 597 dolardı. 2018 yılında Albayrak’ın elinde azalmıştı. 2019 yılında daha da azalarak 9127 dolara indi. Rakam, Erdoğan’ın yıllardır övündüğü 10 bin doların trajik şekilde altında kaldı.
İç talep açısından en önemli gösterge olan hane halkı tüketim harcamaları, milli gelirin (GSYH) yüzde 57.4’ünü oluşturuyor. 2019 yılında sadece yüzde 0.7 oranında arttı. Gelecekteki büyüme açısından belirleyici olan sermaye birikimi ise 2017’de yüzde 30.1 iken, 2019 önemli ölçüde azalarak yüzde 26,1’e geriledi. Bu, Türk ekonomisinin gelecek yılları hakkında da kötümser bir fikir veriyor. 2019 yılında, bir önceki yıla göre kamu harcamalarındaki yüzde 4.4’lük artış ise krize karşı kullanılan ağrı kesiciyi bize gösteriyor.
Bir ülkenin birlikte ekonomi yaratmasının birinci meselesi çalışmasıdır. Berat Albayrak’ın göreve geldiği ay işsizlik oranı devletin resmi rakamlarına göre yüzde 10.8’di. TÜİK’in Korona krizinde önce yani Şubat 2020’deki resmi verilerine göre bu oran yüzde 13.6. İstihdam edilenlerin sayısı son bir yılda 602 bin kişi azaldı. Buna Korona sonrası işsiz kalanları da eklerseniz durum daha da kötüleşti. TÜİK’in Şubat rakamlarında, 1524 yaş grubundaki istihdam oranını yüzde 29.5 olduğu, işsizlik oranının yüzde 24.4, ne eğitimde ne istihdamda olanların yüzde 26.7 olduğu görülüyor. Ülkenin en üretken kuşağı ekonomiye katılamıyor.
Hazinenin döviz rezervlerinin nasıl eridiğini aylardır tartışıyoruz…
Berat Albayrak döneminde ekonomide belki de tek pozitif gelişme, faizdeki düşüş oldu, politika faizi yüzde 17.75’den (8 Haziran 2018), yüzde 8.25’e düştü. Faizi indirme politikasının sonucu olan bu durum, ekonomide beklenen büyümeyi yaratamadı. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun yıllardır yaptığı açıklamalarda ekonominin tüm sorununu neredeyse sadece faiz rakamlarıyla açıklıyordu.
Koronadaki asıl yıkıcılığın sağlıkta değil zayıf olan ekonomide olduğu apaçık görülüyor. Berat Albayrak yapılan yardımları açıklarken milyonlarca insanın bin liralık yardıma muhtaç hale geldiğini de anlatmış oluyor.
Bu tablodan tek memnun olan ise devlet ihaleleriyle zenginleşmeye devam eden sınıf. Hasta garantili hastanelere, araç garantili otoyollara ödemeler doların artışı ile katlanarak büyüyor.
Toplumun azınlığını zenginleştirmeye, milletin çoğunluğunu yoksullaştırmaya yarayan kötü yönetimi insanlar rakamlarla değil ama belli ki hayatın içerisinde acı bir şekilde yaşayarak öğreniyor. Savcılık sopaları ile yapılan operasyonlar ya da muhalif medyaya kesilen cezalar, bu rahatsızlığın bir dönüşüme yol açmaması için yapılan pansumandan başka bir şey değil.
Sonunda top patladı. Hepimiz duymuş hatta görmüştük. Artık hepimiz eşittik. Ortak bir topumuz olduğu gün, hayat da oyun oynamak da herkes için gerçekle daha uyumluydu.