Emin Çölaşan, Erdoğan'ın yakın çevresini işaret etti: Bu büyük bir skandaldır

Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, Gaziantep'te AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'yeni' diye açılışını gerçekleştirdiği ancak büyük bölümünün eski olduğu ortaya çıkan fabrikaları yazdı.

Çölaşan, "Bir cumhurbaşkanı düşünün, bir düğmeye basarak 300 sanayi tesisinin düzmece 'Açılışını' yapıyor! Listeyi hazırlayan elbette kendisi değil. Ya kim? Yakın çevresi. Bu, büyük bir skandaldır" ifadelerini kullandı.

Çölaşan, Erdoğan'a şu sözlerle çağrıda bulundu: "Lütfen yakın çevrenizde bulunup da sizi bilerek veya bilmeyerek kandırmaya kalkışan kim varsa hesap sorun. Bir daha da, şu son olayda olduğu gibi böyle zor durumlara düşmeyin! Böyle yapmakla seçimde partinize oy veren milyonlarca insanı da kandırmış oluyorsunuz. Sizin adınıza biraz ayıp oluyor yani"

Emin Çölaşan'ın Sözcü'deki "Recep Bey’i birileri kandırıyor mu?" başlıklı yazısı şöyle:

Sevgili okurlarım, bir ülkede hem parti başkanı, hem de cumhurbaşkanı olmak çok zor bir olaydır.

Hem kendisinin hem de yakın çevresinin her konuda kılı kırk yarması, yine her iki tarafın da ciddi ve tutarlı olması gerekir.

Özellikle Recep Bey için söylüyorum, bu işler öyle kafadan, günü gününe uymayan davranışlar ve anlayışlarla idare edilmeyecek kadar önemlidir.

Aksini yaptığı takdirde hem kendisini küçük düşürür, hem de zor durumda kalır…

★★★

Sayın dünya liderimiz birkaç gün önce “çok önemli” bir olay sergiledi.

Son zamanlarda Gaziantep'te tam 300 yeni fabrika hizmete açılmıştı!

Aklı başında olan hiç kimse onun bu sözlerini ciddiye almadı.

Zaten alınacak gibi değildi!

Türkiye'de ekonominin çarkları durmuş, döviz alabildiğine yükselmiş, işsizlik çığ gibi büyümüş, iş aleminin borçları ayyuka çıkmış…

Bütün kesimler gibi iş alemi de kan ağlıyor.

Pek çoğu sermayeyi kediye yüklemiş…

Böyle bir ortamda borçları unutup yeni fabrikalar, yeni sanayi kuruluşları açmak, doğrusunu isterseniz hiçbir iş insanının aklına gelecek bir şey değil. Akla ve mantığa aykırı.

★★★

Ama burası Türkiye abicim!.. Bizde abartma sonsuz…

İşte, bunun sonucu olarak yakın çevresinden dünya liderimize bir çağrı gelmiş olmalı…

“Efendim ekonomi muhteşem gidiyor! Sadece Gaziantep'te son zamanlarda 300 yeni fabrika açıldı. Ahaliye bu müjdeyi siz verirseniz çok iyi olur!..”

Böylesine muhteşem bir gelişme olur da, ömrünü saraylarda geçiren Recep Bey eline geçen bu fırsatı kaçırır mı!..

Üzerine balıklama dalıp hemen açıkladı!

Boru değil bu, 300 sanayi kuruluşu!

★★★

Muhteşem bir fırsat…

Ben olsam ben de üzerine balıklama atlar ve bu müjdeyi milletime anında verirdim yani!.. Ve bu kadarla yetinmeyip ekleme yapardım:

“Aziz milletim, bu rakam sadece Gaziantep içindir. Bütün Türkiye'de son zamanlarda işletmeye alınan yeni tesis sayısı 10 bin civarındadır. Helal olsun bana ve ekibime. 15 milyar liralık yeni yatırım, 45 bin kişiye iş… Biz işte buyuz, ekonomi batık diyenler çatlasın da patlasın!”

★★★

Vay, sen misin bu inanılmaz müjdeyi aziz milletimize veren…

Şer cephesi vatan hainliğini hemen sergileyip kıyameti koparmaya başladı…

Listede ismi geçen bazı patronlar (hem de isimlerini gizlemeden) konuştu:

“Ne yeni açılması kardeşim, fabrika 45 yıldan beri çalışıyor, yıllardır üretim yapıyor.”

CHP il yönetimi açıklama yaptı:

“Yeni olduğu iddia edilen tesislerin çoğu AKP iktidarından bile önce açılmıştır.”

Bazılarının geçen yıl İçişleri Bakanı ve Gaziantep Belediye Başkanı tarafından açıldığı da belgelendi. Onlar ve pek çoğu ikinci kez açılıyordu!

★★★

En muhteşem açıklama ise Gaziantep Valiliği tarafından yapıldı:

“Açılış listesinde yer alan, ancak yeni olmayan bazı fabrikalar listeye sehven (yanlışlıkla) girmiştir!”

★★★

Evet… Gerçeklerin ortaya çıkması çok uzun sürmedi.

Dünya liderimiz tarafından bu iktidar döneminde açıldığı iddia edilen tesis ve fabrikaların bir bölümü yıllar öncesinde açılmış, hatta bir bölümü son aylarda iflas isteminde bulunmuştu.

Bazıları ise listeye “Sehven (!)” girmişti.

Demek ki bunlar kafalarına her estiğinde yeni fabrikalar kurup açıyordu!

★★★

Sevgili okurlarım, devlet yönetmek ciddi iştir…

Devlet palavralarla, topluma gerçek dışı bilgiler pompalayıp algı operasyonları yapılarak yönetilemez.

Yukarıda değindiğim olay bu söylediklerimin tipik göstergesidir.

★★★

Çok samimi söylüyorum, beni daha önce de nicelerine tanık olduğumuz bu gibi olayda en çok üzen, bütün dünyayı titreten büyük dünya liderimiz Recep Bey'in içine düşürüldüğü zor durumdur.

Bir cumhurbaşkanı düşünün, bir düğmeye basarak 300 sanayi tesisinin düzmece “Açılışını” yapıyor!

Listeyi hazırlayan elbette kendisi değil.

Ya kim?

Yakın çevresi.

Bu, büyük bir skandaldır.

★★★

“Sayın dünya liderim, değerli büyük adam!.. Lütfen yakın çevrenizde bulunup da sizi bilerek veya bilmeyerek kandırmaya kalkışan kim varsa hesap sorun. Bir daha da, şu son olayda olduğu gibi böyle zor durumlara düşmeyin! Böyle yapmakla seçimde partinize oy veren milyonlarca insanı da kandırmış oluyorsunuz. Sizin adınıza biraz ayıp oluyor yani!”

Büyük liderimizin bu çağrıyı dikkate almayacağını bildiğim halde sadece insancıl amaçla yapıyorum.

Ötesini kendi düşünsün!

Loğoğlu: Rusya ve Türkiye karşı karşıya gelebilir

Türkiye’nin eski Bakû büyükelçilerinden Faruk Loğoğlu, Azerbaycan ile Ermenistan arasında Karabağ cephe hattında yaşanan çalışmalarla ilgili “Türkiye’nin Azerbaycan’a destek açıklamaları doğal ve anlaşılır. Ancak Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında olduğunu beyan ederken bu şartlarda dahi ağırlığını barıştan yana koyması ve bu ihtilafın barışçıl yöntemlerle çözülmesini sağlayacak adımlar atması daha doğru olur” dedi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1993’te 4 adet bağlayıcı kararı ile BM Genel Kurulu’nun 2008’de aldığı Azerbaycan tezlerine destek veren kararı bulunduğunu anımsatan Loğoğlu, “Türkiye’nin iç kamuoyuna verdiği Azerbaycan’la dayanışma beyanlarını dışa da yansıtması, dünya kamuoyunu Azerbaycan’ın haklılığını anlatacak girişimler yapması lazım.

Bunun somut adımları Azerbaycan’la istişare ederek BMGK’yi toplantıya çağırmak ve BM Genel Kurulu’nda bu konuyu gündeme aldırtmaktır. Türkiye’nin diplomasi yolunu harekete geçirmesi Azerbaycan’la karşılıklı ulusal çıkarları bakımından da gereklidir” dedi.

1996-1998 yılları arasında Türkiye’nin Bakû Büyükelçiliği görevini yürüten Faruk Loğoğlu, bölgedeki son durumu Cumhuriyet’e değerlendirdi.

Loğoğlu, 1994’ten bu yana yaşanan en geniş çaplı çatışmalardan birinin yaşandığını, iki tarafta da seferberlik kararlarının alındığını kaydetti.

Loğoğlu, “Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını silah yoluyla alma seçeneği tabii ki var. Ama tercih edilmesi gereken yöntem her şeye rağmen diplomasi olmalı. Çünkü Azerbaycan bu konuda haklıdır” dedi.

Karabağ ihtilafının çözümü için ABD, Rusya ve Fransa’nın eşbaşkanlığını yürüttüğü, Türkiye’nin de üyesi olduğu Minsk Grubu’nda bir ilerleme kaydedilemediğine dikkat çeken Loğoğlu, Türkiye’nin, konuyu BM gündemine taşımak için çaba sarf edebileceğini belirterek “Azerbaycan sadece kardeş bir ülke değil, aynı zamanda komşumuz. Enerji hatları, ulaşım bakımından stratejik önemi var. Karşılıklı ulusal çıkarlar da mevzubahis olduğu için Türkiye’nin diplomasi yolunu harekete geçirmesi lazım” dedi.

Türkiye ve Rusya’nın Suriye ve Libya’dan sonra Karabağ konusunda da karşı taraflarda yer aldığına dikkat çeken Loğoğlu, “Ermenistan sınırları bugün bile Rus askerleri tarafından korunuyor, Ermenistan bu güvenceyi sürdürmek istiyor. Ermenistan’ın bir hesabı da Azerbaycan’la ihtilafı üzerinden Türkiye ve Rusya’yı karşı karşıya getirmektir. Türkiye bu tuzağa düşmemeli. Rusya’nın da böyle bir yola gireceğini sanmıyorum” diye konuştu.

Loğoğlu, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sıcak çatışmaların seyriyle ilgili olarak “Sahadaki çatışmaların savaşa dönüşme potansiyeli olmakla birlikte bu çatışmaların kısa sürede durdurulması için Rusya dahil uluslararası aktörlerin ağırlık koyacağını ve bu çatışmaların uzun vadeye yayılmayacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Emin Çölaşan, Erdoğan'ın yakın çevresini işaret etti: Bu büyük bir skandaldır

Bunları da İzleyebilirsiniz