Emin Çölaşan karara isyan etti: Bir korona rezaleti daha!

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu, ekim ayından itibaren futbol müsabakalarının sınırlı sayıda seyirciyle oynanması kararını verdi.

Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşe yazısında söz konusu karara tepki gösterdi.

Çölaşan, şu ifadeleri kullandı:

Sevgili okurlarım, bir salgınla baş etmeye çalışıyoruz, aynı zamanda 83 milyon insanımız üzerinden oynanan acı bir komediye tanık oluyoruz.

Salgın giderek artıyor, yayılıyor.

Ölüm rakamları gizleniyor, toplumun gözü bu yolla boyanmak isteniyor.

Bir yanda, Türkiye'nin her tarafında bir sürü yeni yasaklar gündeme geliyor…

Öbür yanda ise iktidardan emir alan Futbol Federasyonu hiç utanıp sıkılmadan yeni bir açıklama yaptı:

“Ekim ayından başlayarak futbol maçlarına tribün kapasitesinin üçte biri oranında seyirci alınacak, statlardaki localar açılacak! Gelenler maske takacak, ateşleri ölçülecek.”

O maskelerin tribüne yerleşildiği anda çıkarılacağını bu Federasyon bilmiyor mu?

★★★

Peki böyle bir kararı niye aldılar?..

Çünkü bütün kulüpler batık durumda. Seyircisiz oynanan maçlar onları daha beter parasal bataklığa sürüklüyor. Futbolun baronları maçlar seyirciye açılsın diye baskı yapıyordu.

Şimdi bir düşünün!..

Bir yanda milletin sağlığı, öbür yanda baronların çıkar hesapları…

Bunlar ikinciyi tercih etti!
Dr. Turgut Erkutlu Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetti

Koronavirüs salgınının başından itibaren 5 aydır en önde, izin yapamadan, dinlenemeden ve canlarını hiçe sayarak savaşıyorlarken, sağlık çalışanlarından gelen kötü haberler sıklaştı.

İKİ GÜN İÇİNDE 4 DOKTOR
Geçtiğimiz haftalarda Şanlıurfa Viranşehir'de bir tıp merkezinde görev yapan 46 yaşındaki doktor Abdurahman Demir’in corona virüsü sebebiyle hayatını kaybettiği haberi gelmişti. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ise, sadece iki gün içinde 4 doktorun corona virüsü nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurdu.

Önce Aile hekimi Dr. Engin Ünaldı, Ağrı’da görev yapan Uzm. Dr. Ahmet Aydın Şener, Prof. Dr. Refik Çaylan ve son olarak da Dr. Turgut Erkutlu, corona virüsü sebebiyle hayatını kaybetti.

‘SESİMİZİ DUYAN VAR MI?’
TTB’nin “Bir haftada beşinci meslektaşımızı yitirdik” diyerek paylaştığı acı haber #Ölüyoruz etiketi ile paylaşıldı:

Türk Tabipleri Birliği (TTB), “Bir haftada beşinci meslektaşımızı yitirdik” diyerek bir acı haber daha verdi: Dr. Turgut Erkutlu, COVID-19 sebebiyle hayatını kaybetti.
Sesimizi duyan var mı?
#Ölüyoruz
Mersin Şehir Hastanesi’nde görev yapan Dr. Turgut Erkutlu’yu da Covid-19 nedeniyle kaybettik.
Bir haftada beşinci meslektaşımızı yitirdik.
Acımız tarifsiz
İşçiler şantiyeye kapatıldı: 100'ün üzerine pozitif vaka var!


Limak İnşaat’ın yapımını üstlendiği Artvin Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santralı inşaatında Valiliğe bağlı İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun kararıyla şantiyeden çıkması yasaklanan işçilerin mağduriyeti sürüyor. Bu yasak nedeniyle işten ayrılan 700’e yakın işçiye yetkililer tarafından haklarının ödeneceği sözü verildi.

Öte yandan çalışmaya devam eden 2 binin üzerinde işçi şantiyede esir durumda. Üstelik şantiyede virüse karşı gerekli önlemler alınmıyor, vaka sayısı sürekli artıyor. Son olarak önceki gün iki işçinin daha test sonucu pozitif çıktı.

CHP Yusufeli İlçe Başkanı Av. Barış Demirci, “İşçiler yoksulluk ve işsizlik ile salgın arasında sıkıştı. Çalışmaya devam eden 2 bin üzerinde işçinin can güvenliğinin acilen sağlanması gerekiyor” dedi.

‘SAĞLIĞIMIZ ŞİRKETTEN ÖNEMLİ’
Artvin Valiliği’ne bağlı İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu tarafından 24 Ağustos’ta alınan kararla işçilerin şantiyeden ayrılması yasaklanmıştı. Kararda, Yusufeli Barajı ve HES şantiyesi ile bağlantılı yolların şantiyelerinde çalışanlar arasında Covid-19 pozitif vakalarının yoğun şekilde arttığı belirtilerek, bu nedenle çalışanların şantiyelerde kendileri için hazırlanan yerlerde kalmak zorunda olduğu, bu karara uymayanlar hakkında cezai işlem uygulanacağı ifade edilmişti. İşçiler iş bırakma eylemi yaparak karara tepki göstermişti.

İşçilerin bu tepkisi üzerine şirket, işten ayrılmak isteyenlerin ayrılabileceğini, bu kişilere haklarının verileceğini duyurdu. İşçilerden aldığımız bilgilere göre, dün itibariyle 700 işçi işten ayrıldı. BirGün’e konuşan bir Limak işçisi, “Burada bizim sağlığımızı düşünen yok. Sağlığımız şirketten önemli dedik ve çıktık. Haklarımızın tamamının ödeneceği sözünü verdiler” dedi.

DAHA ÖNCE DE KAPATILMIŞLAR
Limak işçisi bu durumun ilk kez yaşanmadığını, şirketin birkaç ay önce de kendilerini şantiyeye kapattığını aktardı. Üstelik o zaman ortada Valilik kararının da olmadığını anlatan işçi, “Tamamen şirketin keyfi biçimde aldığı kararla 105 gün boyunca şantiyeden çıkmamıza izin verilmedi. En sonunda grev yaparak kararı protesto ettik. Bunun üzerine yasak kaldırıldı” diye konuştu.

POZİTİF VAKALAR ARTIYOR
Şantiyede kalarak çalışmayı sürdüren 2 binin üzerinde işçi ise büyük risk altında; çünkü gerekli önlemler alınmıyor. Vaka sayısı sürekli artıyor. Son olarak önceki gün iki işçinin daha pozitif çıktığı öğrenildi. Testin sonucunu bekleyen işçiler de var. Toplam vaka sayısının 100’ün üzerinde olduğu belirtiliyor.

CHP Yusufeli İlçe Başkanı Av. Barış Demirci, şantiyede kalarak çalışmayı kabul eden işçilerin yoksulluk ve işsizlik ile salgın tehdidi arasında sıkışmış durumda olduğunu kaydetti. Bu işçilerin can güvenliği için gerekli önlemlerin bir an önce alınması gerektiğini vurgulayan Demirci, şunları söyledi:

“Şantiyede hijyen ve sosyal mesafe konusunda ciddi sıkıntılar var. Yatakhaneler 5 kişilik, yemekhanelerde önlem yok, işçiler yemek için kuyrukta bekliyor. Üstelik yeni işe alınan çok sayıda işçi var. Çoğunlukla şehir dışından gelen bu işçilere özel bir klinik tarafından test yapılıyor; ancak test sonucu 3 günde çıkıyor. Bu 3 gün içinde işçi zaten pek çok insanla temas ediyor. İzolasyon çok sıkıntılı; dolayısıyla risk çok büyük.”

KARAR İPTAL EDİLMELİ
İl Hıfzıssıhha Kurulu kararının kabul edilemez olduğunun altını çizen Demirci, “Şantiyede kalan 2 binin üzerinde işçinin can güvenliğinin acilen sağlanması gerekiyor. Aksi halde bu işçiler ölüme terk edilmiş olur. Şirket ‘Tüm işçiler virüse yakalansın, kalan sağlar bizimdir’ mantığıyla hareket ediyor. Devletin de büyük ihmali var. Karar iptal edilmeli” diye konuştu.

***

Kolin’den açıklama: ilgimiz yok
Kolin İnşaat, önceki gün gazetemizde yayımlanan ‘Şantiyede esaret’ başlıklı haber ile ilgili olarak “Yusufeli Barajı ve HES inşaatıyla bir ilgimiz yoktur” açıklaması yaptı. Şirketten gazetemize gönderilen açıklamada, “Şirketimiz Yusufeli Barajı ve HES inşaatının 22.11.2012 tarihli ilk sözleşmesinde Cengiz-Limak-Kolin ortak girişiminde yer almıştır. Daha sonradan yapılan Yusufeli Barajı ve HES ikmal inşaatı ihalesini ise Limak İnşaat tek başına almıştır. Haberinize konu olan inşaat ve şantiyeyle şirketimizin hiçbir bağlantı ve ilgisi bulunmamaktır” ifadeleri kullanıldı.
Reklamlar
27 Ağustos 2020
Reklamlar

Bunları da İzleyebilirsiniz

Halil Falyalı'nın Babası Sessizliğini Bozdu! Emin Çölaşan'dan Erdoğan ve Bahçeli'ye 'Sedat Peker' çağrısı Süleyman Soylu’dan istifa açıklaması