Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çılgın projesi Kanal İstanbul tartışmaları yeniden alevlendi. Y. Çağ Yazarı Arslan Bulut da, projenin ABD tarafından hazırlandığını ve arka planında Türkiye'ye ihanet çalışmalarının yeraldığını bakın kimlere dayandırarak anlattı?
" Oysa Karadeniz ile Akdeniz'i Marmara ve Ege üzerinden birbirine bağlayan İstanbul ve Çanakkale Boğazları zaten vardır. Kanal İstanbul, yapılırsa Süveyş ve Panama kanalları gibi yeni bir suyolu olmayacak? Yine de ABD savaş gemileri Kanal İstanbul'dan serbestçe Karadeniz'e çıkarsa bu durum gerçekten tarihi bir dönüşüm olabilir!
*** İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Kanal İstanbul'a karşı. Devlet Su İşleri'nin de olumsuz rapor sunduğunu açıklayan İmamoğlu, Fatih Altaylı'nın programında, inşaat sırasında çıkacak yaklaşık 1.5 milyar metreküplük hafriyata dikkat çekerek, "1.5 milyar metreküp hafriyat ne demek? Esenler, Bağcılar, Güngören'in 3035 metre yukarıya doğru havalanması demek. Bu şehre ihanet ettirmeyeceğiz" dedi.
İmamoğlu, "İstanbul'a ihanet ettik diyorlar ya. Tüm ihanetleri bir kenara koy yüzle çarp. İşte Kanal İstanbul" ifadesini kullandı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ise "Allah nasip ederse göreceksiniz belki 50 yıl sonra bu ülkede Recep Tayyip Erdoğan'dan bahsedilirken, bir çağın kapatılıp bir çağın açıldığı tarih olarak bahsedilecek AK Parti dönemi için" dedi.
Sosyal medyada bu iddia, ileriye doğru değiş de geriye doğru bir çağ değişimi olarak görüldü ve "orta çağa dönüşü kastediyor herhalde" diye değerlendirildi. *** Bir deniz amirali olan Türker Ertürk, 7 Şubat 2016'da odatv'de yayınlanan "Kanal İstanbul'un altından ne çıktı?" başlıklı yazısında konuyu incelemişti: "Kanaatim o ki; Kanal İstanbul projesi ülkemiz dışından belli amaçlara yönelik olarak sufle edildi. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin tartışılması ve masaya gelmesi durumunda Türkiye, güvenliği ve boğazlar üzerindeki egemenliği açısından, kazanımlarını çok büyük bir oranda kaybedecektir.
ABD Deniz Kuvvetleri; Karadeniz'de uçak gemileri ve nükleer denizaltıları da dahil olmak üzere, hiçbir sınırlamaya tabi olmadan, devamlı olarak konuşlanmak istemektedir. ABD; Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden memnun değildir ve değişmesini istemektedir. Bu maksatla uygun ortamı kovalamaktadır.Hiç tereddüt yok ki bu proje; dışarıdan yerli aracılar vasıtası ile Erdoğan'a iletilmiş ve ikna edilmiştir.
Esas amacı; Montrö Sözleşmesinin diplomasi masasına gelmesi için doğal şartları hazırlamak ve bu Sözleşme'nin Karadeniz'e kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemilerine getirdiği kısıtlamaları kaldırmaktır." *** Yenimesaj gazetesi yazarı Yusuf Karaca ise 28 Mayıs 2019 tarihli "Seçimi hangi proje iptal ettirdi?" başlıklı yazısında "İstanbul seçimi Kanal İstanbul için iptal edildi!" iddiasında bulunmuştu. Karaca, "Çünkü bu proje ABD için çok önemli, 'dere geçerken, at değiştirmek', projeyi riske atar.
Bu proje, bir ABD projesidir. Çünkü ABD, Montrö Boğazlar sözleşmesini Kanal İstanbul projesi ile bozmak istiyor. İBB, AKP elinde alınınca ne olur ne olmaz. Bu proje ne 3.Köprüye, ne de 3.Havalimanı'na benzer." ifadelerini kullanmıştı. Yeniden yapılan seçimi yine İmamoğlu kazandı ama Boğazlar bir kararnameyle Cumhurbaşkanlığı'na bağlandı! Bu bilgiler ışığında bakılırsa, Kanal İstanbul sadece İstanbul'a değil Türkiye'ye ihanet olur!"
"KANAL İSTANBUL İLE İSTANBUL TAMAMEN GÖÇER..."
Öte yandan Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür de Kanal İstanbul projesi için yapılacak kazıda, yaklaşık 11,5 milyar metreküp malzeme çıkacağını belirterek, bu durumun Marmara içerisinde adacıklar oluşturacağına işaret etti. Heyelan ve göçmeler yaşanacağına dikkat çeken Görür, “Marmara’nın içerisindeki aktif fay sistemi düşünülürse bu iş son derece riskli olacaktır.” dedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, tartışmalı Kanal İstanbul projesinin yol açacağı sonuçları madde madde sıraladı. Prof. Görür, depremde riskin artacağı ve Marmara Denizi’nin büyük zarar göreceği uyarısında bulundu.