Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, “CHP ve İYİ Parti’nin itirazı var” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Pehlivan bugünkü yazısında, yakalaşan 2023 seçimi öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisine ve çevresine yaptığı açıklamaların perde arkasında yatanlara dikkat çekti.
Pehlivan, Erdoğan’ın eski belediye başkanlarına yaptığı konuşmada “Şahsımın temsilcisi olarak davamıza sahip çıkmanızı istiyorum” dediğini kendisini partisinden ayırdığını ifade etti.
Yazının ilgili kısmı şöyle:
Önce geçen mart ayında gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan eski AKP milletvekilleriyle “vefa toplantısı” adı altında buluştu.
Öyle ya, çok “kalp” kırılmıştı ve seçim yaklaşıyordu. Eski dava arkadaşlarına şöyle dedi Erdoğan: “Hiçbir haklı, haksız gerekçe sizlerin kendinizi AK Parti’nin ve ülkenin verdiği mücadelelerin dışında tutmanızın sebebi, bahanesi olamaz. Ülkeye hizmet etmek sadece unvanla, sadece makam, mevki ile olmaz.”
İyi güzel de Erdoğan’ın AKP’lilerle neden Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda buluştuğu haklı olarak eleştirildi.
Hatta ve hatta, o davete katılan eski AKP milletvekillerinden Mehmet Metiner şunu dedi:
“Evvela mekân seçimi yanlıştı. Bir siyasi parti toplantısının CB Külliyesi’nde yapılması doğru değil. Parti devleti algısı oluşturacak söz ve davranışlardan kaçınmak, herkesten önce bizim dikkat etmemiz gereken hususların başında gelmeli.”
Ve geçen hafta...
Erdoğan bu kez eski belediye başkanlarıyla buluştu. O davete dair çok şey konuşuldu ama gözden kaçan kritik bir nokta vardı. Gariptir, sanki eleştiriler dikkate alınmış gibi, bu kez Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleşmedi o buluşma. ATO Congresium’da bir araya gelindi.
İkinci önemli detay ise Erdoğan’ın eski belediye başkanlarına yaptığı konuşmadaki bir bölümdü: “Sizlerden, hanenizden başlayarak oturduğunuz binada, sokakta, mahallede, işyerinde, çarşıda, pazarda, otobüste, trende, dost meclislerinde velhasıl her yerde doğrudan şahsımın temsilcisi olarak davamıza sahip çıkmanızı, kazanmadık gönül bırakmamanızı istiyorum.”
Buradaki “şahsımın” kelimesi o kadar kritik ki... Emin olun, Erdoğan bu vurguyla kendisini partisinden ayırıyor. Partisine kırgın olan eski yol arkadaşlarına, partisine kırgın olan seçmenlere giderken “AKP adına değil benim adıma çalışın” diyor. Zira, bizzat Erdoğan da biliyor partisinin kan kaybını ve bu da diline yansıyor.