İktidar blokunun parlamenter sistemin açmazlarını bahane ederek “Daha hızlı, etkili ve istikrarlı” bir karar alma mekanizması geliştirecekleri iddiasıyla hayata geçirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üç yılda çöktü.
Aradan geçen sürede bütün yetki ‘tek adam’da toplanırken yasama ve yargı bağımsızlığı ortadan kalktı. Meclis ve bakanlıkların yanı sıra devletin tüm kurumları işlevini yitirdi. Ekonomiden eğitime, sağlıktan dış politikaya art arda gelen başarısızlık bir yönetim krizine dönüştü.
Birgün'den Mehmet Emin Kurnaz'ın haberine göre; Yeni anayasa tartışması başlatan Saray yönetimi de sistemde yaşanan yıpranmanın farkında. AKPMHP ittifakına destek her geçen gün erirken muhalefetin “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” çıkışı iktidarı köşeye sıkıştırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yılın ilk günlerinde sistemin ‘birtakım eksik noktaları’ olduğu yönündeki çıkışları dikkat çekti. Muhalefetin başkanlık sistemine dönük tepkilerinin yanı sıra içeride artan rahatsızlık da Saray ittifakını yeni hamle arayışlarına yöneltti.
İktidara yakınlığıyla bilinen Türkiye Gazetesi, dünkü manşetinde muhalefetin ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ önerisine karşılık AKP’nin ‘İyileştirilmiş Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ hazırlığında olduğunu duyurdu. Haberde, çalışmaların özünün “hak ve özgürlüklerin çerçevesinin genişletilmesi, sistemin belli yönlerinin revize edileceği” savunuldu.
Meclis’in denetiminin yetkilerinin genişletileceği de iddia edilen haberde bazı bakanların atanmasının ABD’deki gibi Meclis’in onayına bağlı olması, yürürlükten kaldırılan sözlü soru önergesi sisteminin geri getirilmesi, bu kapsamda bakanların belli günlerde Meclis Genel Kurulunda milletvekillerinin sözlü sorularını cevaplaması” gibi önerilerin yer aldığı belirtildi.
Ayrıca AKP kaynaklarının, MHP’nin gündeme getirdiği Cumhurbaşkanı yardımcısının seçimle gelmesi önerisi üzerinde de değerlendirme yapıtığı ifade edildi.
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra oluşan koalisyon bugün dağılma sinyalleri verse de Saray ittifakının mevcut başkanlık sisteminden hiçbir şekilde vazgeçme şansı yok. Tüm rejim bugünkü mevcut sistem üzerine inşa edildi.
Halka anlatacağı hikayesi kalmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise köşeye sıkıştı, kamuoyuna bir değişim mesajı vermek zorunda. Yeni anayasa için gerçekleşecek bir referandumun olası bir erken seçime ya da 2023’e yetişmesi mümkün değil. Zaten Meclis’te yeterli çoğunluğa ulaşamayan AKPMHP ittifakının bir referandum için muhalefeti ikna etmesi de bugün için imkansız görünüyor.
Erken seçim tartışmaları sürerken ortaya atılan yeni Anayasa tartışmasının arka planında muhalefete karşı üstünlük sağlama telaşı yatıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha “sistemin yıprandığının farkındayız buna karşı gereğini yapacağız” vaadi verecek. Bir sonuca ulaşmayacağını bilse de konunun gündemde kalması bile köşeye sıkışan Erdoğan için yeterince önem taşıyor. Erdoğan konuyu ne kadar tartıştırabilirse seçim maratonuna elinde yeni bir kozla gireceğini hesaplıyor.
Akademisyen Berk Esen: Sistemin çalışmadığını bizzat AKP ve yakın çevresi görüyor. Erdoğan bu girdaptan kurtulmak adına yeni bir yol arayışında. Muhalefet bu tıkanmaya karşı yeni bir talep etrafında hareket ederken bir şey yapmak zorunluluğu hisseden iktidar var olan sistemde birtakım küçük değişiklikler yaparak kamuoyunu ikna etmeye, kendi içindeki rahatsızlıkları gidermeye çalışacaktır.
Bu durum muhalefete karşı “bakın biz eksikleri gideriyoruz” çıkışıyla ahlaki üstünlük kazanma çabası olabilir. Anayasa değişikliği yapma şansları da yok. Bunu hem yetiştirmeleri mümkün değil hem de Meclis’te yeterli çoğunluğa sahip değiller. İYİ Parti’ye yönelik çağrıları sonuç vermedi.