Auto-Created-3
27 Mart 2022 ( 5452 izlenme )
Reklamlar

Erdoğan'la görüşenlerin şaşırtıcı izlenimini Sedat Bozkurt yazdı

Türkiye'de önce yeni tip koronavirüs (Kovid19), ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indirimi serisiyle kendini iyiden iyiye hisettirmeye başlayan, Rusya'nın 'Ukrayna'yı işgal' hareketiyle bir üst seviyeye taşınan hayat pahalılığı AKP'nin oylarında erimeye neden oluyor.

Öyle ki geçtiğimiz süreçte fahiş fiyatlar için "Muhalefetin abartması" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artık her konuşmasında ekonomiden bahsediyor. Durumu toparlama girişiminin son örneği, Ramazan ayıyla ilgili yaptığı konuşmada görüldü:

"Uygun fiyatla, Vahit Bey bu konularda güvenilir bir dava arkadaşımdır. Hiçbir zaman vatandaşımızı dara düşürmez. En uygun imkanlarla vatandaşımızdan biz bu hayvanları alırız, süratle de Tarım Kredi olarak bunları piyasaya süreriz. Ramazan geldi, ramazanımızda da istiyoruz ki ucuz fiyatla vatandaşımıza Et Süt Kurumunda eti, kıymayı, kuşbaşını verelim."

Gazeteci Sedat Bozkurt, Gazete Duvar'da yayımlanan yazısında son gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 

'GERÇEK HAYATA İLİŞKİN HİÇBİR MESELE SARAYDA DİLE GETİRİLMİYOR MU?'

"Burada herkes gibi biz de merak ediyoruz sarayda, önünde yüzlerce polisin beklediği o kocaman kocaman binaların, kapıların, duvarların arkasında neler yaşanıyor? Gerçek hayata ilişkin hiçbir mesele oralarda dile getirilmiyor mu?" diyen Bozkurt, 'Erdoğan'ın ruh halinin ne olduğunu anlamak için son dönemde onunla görüşen bazı isimlerin yorumlarını aktardı:

'EKONOMİNİN KÖTÜ OLDUĞUNA, DAHA DA KÖTÜYE GİDECEĞİNE ASLA İNANMIYOR'

"         Ekonomin kötü olduğuna ve daha da kötüye gedeceğine asla inanmıyor. Mayıs ayından sonra düzelmeye başlayacağına, Haziran Temmuz’da çok iyi olacağına inanıyor.

'VATANDAŞIN AÇ OLDUĞUNA İNANMIYOR'

          Vatandaşın aç olduğuna inanmıyor. Bunu maksatlı olarak muhalefetin çıkardığını düşünüyor. Lüks araç, cep telefonu, beyaz eşya gibi teknolojik ürünlerin satılmasını örnek veriyor, bunların hepsini ilerleme olarak kabul ediyor ve hep geçmiş ile kıyaslıyor, “nereden nereye geldik?” diye anlatıyor.

'YARGI İÇİNDE HAKYOL'CULARLA YOL ALIYOR VE ONLARA GÜVENİYOR'

          Ülkedeki adalet sorunu, adil yargılama konusunda çok faklı düşünüyor. Cemaat üyeleriyle olduğu gibi şimdi de yargı içinde Hakyol’cularla yol alıyor ve onlara güveniyor. Bu alandaki hakimiyeti nedeniyle, geçmişte yargı üzerine kurulan baskıları da dikkate alarak orada bir sorun görmüyor.

'ABDULHAMİT GÜL'Ü 'CESUR DAVRANMADIĞI' İÇİN ELEŞTİRİYOR'

          Adalet eski Bakanı Abdulhamit Gül’ü 'cesur davranmadığı' için eleştiriyor ve o nedenle görevden alıyor. Cesaret beklediği alan; kendi düşüncesini aynen savunması, insan hakları, hukuk gibi meselelere saplanıp kalmaması, tereddütler yaşamaması ve bunları bahane olarak öne sürmemesi.

'DEMİRTAŞ'I 'SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ' SÖZÜ NEDENİYLE AFFETMİYOR'

          Yargılanan bazı sanıklarla ilgili özel ilgisi var. Selahattin Demirtaş’ı 'seni başkan yaptırmayacağız' sözü nedeniyle affetmiyor. Osman Kavala’yı 'hain' olarak görüyor. Gezi ve kendisine yönelik entelektüel muhalefeti onun eseri olarak görüyor. Kavala meselesine çevresindeki herkesin de kendisi gibi bakmasını istiyor, hiçbir itirazı bu konuda kabul etmiyor.

'TRT'YE ÇIKTIĞINDA 15 MİLYON KİŞİNİN KENDİSİNİ İZLEDİĞİNİ ANLATIYOR'

          Reytinginin yüksek olduğuna, toplum tarafından dikkatle takip edildiğine inanıyor. En son TRT’ye çıktığında 15 milyon kişinin kendisini izlediğini anlatıyor ve bu oranların kendisine bir rapor olarak sunulduğunu aktarıyor.

'SOYLU'YU BAŞARILI BULUYOR'

          Bakan olarak hep Devlet Bahçeli tarafından desteklendiği bilinen İçişleri Bakanı Soylu’yu başarılı buluyor ve bunu da hissettiriyor. Bakanlık yapma tarzı olarak Abdülhamid Gül’e, överek verdiği örnek Süleyman Soylu.

          Gece gündüz çok çalıştığını, yollar, hastaneler, okullar, havaalanları yaptıklarını dillendirip halen şikâyetçi olunmasını nankörlük olarak değerlendiriyor.

'EMİN AKBAŞOĞLU'NU ÇOK TAKDİR EDİYOR'

          Beraber çalıştığı kişileri değerlendirmesi çok farklı ve ilginç. Örneğin enflasyon hesabı mizah konusu olan Grup Başkanvekili M. Emin Akbaşoğlu’nu çok takdir ediyor. Bunu da partinin grup başkanvekilleri ile yaptığı görüşmede diğer 4 grup başkanvekilinin yüzüne karşı söylüyor.

          Afrika’yı çok önemsiyor. Oralardaki 'elementleri ve madenleri' Türkiye’nin Afrika ülkeleri ile birlikte değerlendirebileceğini planlıyor. Oradaki öğrencileri Türkiye’ye getirmek istiyor. Afrika açılımının nedeni bu.

          Savunma sanayi ve Karadeniz’deki doğal gaza çok fazla umut bağlamış vaziyette. Bunlarla ülkenin refaha ulaşacağına inanıyor.

'KESİN BİR ADAY PROFİLİ ÇİZMİYOR'

Haberin en önemli unsurunu sona bıraktım. Erdoğan ile görüşenlerin tamamı seçimlerde Erdoğan’ın mutlak aday olacağı inancını taşıyor. Bu nedenle 'aday olacak mısınız?' sorusunu kimse dillendirmiyor. Ama görüşmeye bu gözle bakanların kafası da karışıyor. Görüşmenin ardından, ufak ufak yoklama da yapanların edindiği izlenim Erdoğan’ın kesin bir aday profili çizmediği yönünde. Bu şüpheyi oradan kaldıracak bir cümle kurulmamış olması da kafa karışıklığını arttırıyor.

Erdoğan’ın tarzı da bu. Daha önce örneğin 'Abdullah Gül kardeşim' diyerek cumhurbaşkanı adayı olarak Gül’ü açıkladığında, TBMM AKP Grup toplantısı salonunda kürsüde hemen yanı başında duran Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da diğerleri gibi bunu o anda orada öğrenmişti."

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Almanya-Türkiye ilişkilerinde fırtına öncesi sessizlik mi yaşanıyor? Mehmet Öz kovuldu. 'Türk vatandaşlığından çıkarım' demişti Enes Kara’yı ölüme sürükleyen cemaatin liderini demir parmaklıklardan kim kurtardı Yılmaz Özdil yazdı... Hediye...