Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Avrupa Voleybol Şampiyonası’nda Polonya’yı 30 yenerek adını yarı finale yazdıran Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın İzmir Marşı ile zafer sevincini yaşadığı anların TRT tarafından sansürlenmesini köşesine taşıdı.
Fatih Altaylı'nın bugünkü yazısının "Ne mutlu bize" başlıklı bölümü şöyle oldu:
Voleybolcu genç kadınlarımız Avrupa Şampiyonası’nda Polonya’yı yenip yarı finale yükselirken ben ne yazık ki, televizyonda program yapıyordum.
Bir yandan program yaparken, bir yandan maçı sayı sayı takip ediyordum ama ne yazık ki, izleyemiyordum.
Gece yarısı program bitip eve dönünce, hemen kanalları dolaşıp bir yerde tekrarını bulurum diye umutla aradım.
Ama ne yazık ki bulamadım.
TRT’nin iki spor kanalında da, diğer spor kanallarının tümünde de abuk sabuk, anlamsız, içi boş futbol muhabbetleri vardı.
Bırakın maçı, maçla ilgili haber, maç sonu sevinç görüntüleri bile yoktu.
Sonra nedenini anladım elbet.
Maç sonunda kızlar çok sevinmişler ve sevinçlerini “İzmir Marşı” ile dile getirmiş, sahanın ortasında “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” diye haykırmışlardı.
Belli ki, hoşa gitmeyen buydu.
TRT’nin canlı yayın sırasında bu görüntüleri yayınlamaktan imtina ettiğini sonradan öğrendim.
Sporcularımızın telefonla kutlanmasını neredeyse telefonun içine kamera sokarak canlı yayınlayanlar, sporcuların kendi sevinçleri içinde Atalarına saygı ve sevgi olduğu için yayınlamaktan kaçınıyordu.
Ama istedikleri kadar kaçınsınlar yapacak bir şey yok.
Bu ülkede büyük çoğunluk tüm uğraşlara rağmen nankör değil.
Olimpiyat altınını alan Mete Gazoz da başarısını “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” diye kutluyor.
Olimpiyatlarda bir altın, bir de gümüş madalyayı boyunlarına takan genç kızlarımız da yurda ayak basar basmaz Anıtkabir’e koşuyorlar.
Nobel’i alan Aziz Sancar da Nobel madalyasını Anıtkabir’e armağan ediyor, “Onun sayesinde” diyerek.
Tüm yok saymalara, tüm unutturma, tüm küçümseme çabalarına rağmen bu millet unutmuyor.
Tam aksine daha çok hatırlıyor.
Sevgisini de, minnetini de daha derine, çıkarması daha zor olan yerlere gömüyor.
Ve bunu göstermekten, sergilemekten çekinmiyor.
Kusura bakmayın ama ne mutlu ki başaramadınız.
Siz yok saydıkça o büyümüş herkesin gönlünde.
Nu mutlu kıymet bilene.
Ne mutlu Türkiye’ye.
Ne mutlu nankör olmayana.