Hüsnü Mahalli, bugünkü "Kal istediğin kadar" başlıklı yazısında devlet politikalarında anayasanın önemine dikkat çekti.
Mahalli, "Anayasa dediğiniz sonuçta bir kitapçık.İyi hazırlanır ve uygulanırsa o ülkelerde demokrasi olur." ifadelerini kullandı.
İŞTE O YAZI
Ağustos 1999'da, Başkan Yeltsin tarafından başbakan olarak atanan Putin, 31 Aralık 1999'da Yeltsin'in istifa etmesiyle geçici başkan seçildi. Martta yapılan seçimlerde başkan seçilen Putin, iki kez üst üste seçilince yerini Başbakan Medvedev'e bıraktı ve 5 yıl sonra tekrar başkan seçildi. 2024'e kadar iktidarda kalacak olan Putin, şimdi çok dertli çünkü anayasa dört kez başkan olana yeniden seçilme hakkı tanımıyor.
Bu Rus anayasası çok gıcık.
Ne olur sanki ‘sevimli Putin' 90 yaşına kadar başkan kalsaydı!
Tam da medyanın %95'i kontrol altına almıştı ve berbat ekonomi hiç kimsenin umurunda değildi.
Haberlere bakılırsa, Putin anayasanın icabına bakmanın hazırlıklarını yapıyormuş.
Çin'de bile geçen yıl yapılan anayasa değişikliğiyle Devlet Başkanı Şi Cinping, ömrü yettiği kadar başkan kalacak.
Mısırlı Sisi de geri kalamazdı.
Sonuçta o da bir Firavun torunudur.
Adam, Müslüman Kardeş Mursi'yi devirdiği Haziran 2013'ten bu yana iktidarda ve anayasa değişikliğiyle 2034'e kadar koltuğunda oturacak.
Adamın ayrıca üç çocuğu var ve hepsi çok önemli görevlerde.
Canı sıkılan anayasayı keyfine göre değiştiriyor.
Peki bizde durum ne?
Mart 2003'te başbakan olan Erdoğan, Ağustos 2014'te cumhurbaşkanı seçildi. Sonra da Nisan 2017'de Anayasa'yı değiştirerek sistemi kendi hesaplarına göre kurguladı.
Olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa 2024'e kadar cumhurbaşkanı kalacak.
Yaşı 70 olacak.
O da Putin, Şi Cinping ve Sisi gibi iktidarda kalmanın hesaplarını yapıyordur.
Ya da kendisinden sonra iktidarı bırakacağı birisini hazırlıyordur.
Bu bizim coğrafyada bir alışkanlık.
En sevdiğim örnek Azerbaycan.
Haydar Aliyev, 2003'te ölümünden önce yerine oğlu İlham'ın geçmesi için gereken tüm önlemleri almıştı.
16 yıldır iktidarda olan İlham, işi sağlama almak için 2017'de eşi Mihriban'ı Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı olarak atadı. Oğlu biraz büyüyünce onu da ikinci yardımcı atar biraz daha büyüyünce birinciliğe terfi ettirir.
Mısır'da 30 yıl iktidarda kalan Hüsnü Mübarek'in de iki oğlu vardı ama Arap Baharı onu devirdi.
23 yıl ülkesini yöneten Tunus'lu diktatör Bin Ali'nin oğlu yoktu.
33 yıl ülkesini yöneten Yemenli Ali Abdullah Salih'in üç çocuğu vardı ama Arap Baharı onu da devirdi ve sonunda öldürüldü.
Kaddafi 42 yıl kaldı iktidarda ama çocuklarına sıra gelmeden feci bir şekilde öldürüldü.
30 yıl sonra devrilen ve sonunda asılan Saddam'ın iki oğlu da öldürüldü.
Haziran 2000'de ölen Hafız Esad'ın yerine oğlu Beşşar başkan olmuştu.
Körfez'in sultan, kral ve emirlerini anlatmaya gerek yok.
‘Allah adına' yönettikleri için yetkilerini veraseten intikal ettiriyorlar.
İki ilginç örnek:
Suudi Kral Selman yaşıyor ama yetkilerin tümü ‘yakışıklı' oğlu Muhammed'de.
‘Ben daha yakışıklıyım ve 4 santim de uzunum' diyen Katar emiri Temim, her şeyi babasına danışıyor.
Her ikisi Trump'a ‘Beni seçersen istediğin her şeyi yaparım' modunda.
Temim ve Muhammed'in ABD'de en az 150 milyar dolarlık yatırımları bulunuyor ve ABD'nin her iki ülkede askeri üsleri var.
Kuveyt, Bahreyn, Umman ve BAE'de durum farklı değil.
Hepsinin anayasalarını İngilizler hazırlamıştı.
Ömür boyu köle kalsınlar diye.
Kimse de değiştirmeyi düşünmüyor.
Devrilme olasılığı da yok gibi çünkü hepsi ABD, İngiliz ve İsrail istihbaratları ve paralı askerler tarafından korunuyor.
Anayasa korumasına gerek kalmadan.
Anayasa dediğiniz sonuçta bir kitapçık.
İyi hazırlanır ve uygulanırsa o ülkelerde demokrasi olur.
‘Bir iki kez delinirse' demokrasiler diktatör doğurur.
Gerisi halkların bileceği iş.
Ya haklarına sahip çıkar anayasayı deldirmez ya da koyun olur çobanın peşinden giderler.
Sürüden ayrılanları da çoban kurtlara yedirtir.
Çok canı sıkılırsa da bazılarını kendisi yer.