Avrupa Birliği’nin ekonomik yaklaşımını temsil ettiği kabul edilen Alman derecelendirme kuruluşu Scope Ratings, 2020 yılı ülkeler dış kırılganlık ve dayanıklılık raporunu yayınladı. 69 ülke hakkında notlar içeren raporda son sıradaki üç ülke Arjantin, Türkiye ve Gürcistan. Türkiye en son güncellemeye göre 8 basamak birden yitirerek sondan ikinci sıraya düşmüş.
RİSKLİ ÜÇ ÜLKE
Bugüne dek birçok ekonomik kriz geçiren koca Türkiye, tarihinde hiç Gürcistan’la karşılaştırılmamıştı. Bu durum ülkedeki yönetim zihniyetinin Gürcistan’la ortak noktalarının ne olabileceğini düşündürtmekte.
Scope Ratings “riskli üçlü” olarak değerlendirdiği Arjantin, Türkiye ve Gürcistan ekonomilerinin ödemeler dengesinden kaynaklanan sorunlar karşısında kırılgan olmakla kalmayıp krizlere direnebilme kapasitesi yönünden de çok zayıf bulunduklarını kaydediyor. Rapora göre en “riskli üçlü” içinde olmaktan bu kez kurtulan Ukrayna ile birlikte Kolombiya, Endonezya, Mısır ve Pakistan da riskli ülkeler arasında yer almakta.
REZERV ERİMİŞ
Raporda Türkiye ile ilgili bölümde TL’nin Ağustos 2019’a göre yüzde 27 zayıfladığı, doların 7 TL civarında olduğu, borçlarının yüzde 52’si döviz cinsinden olan merkezi hükümet borcunun ödenmesinde güçlükler yaşanacağı anlatılıyor. Aynı şekilde özel kesimin çok yüksek döviz ödeme zorunluluğundan da söz ediliyor. Rapor, Nisan ayında rezervlerin iyice zayıflamış göründüğüne işaretle 2019 sonunda 41,1 milyar dolar olan net rezervin 10 Nisan’da 26,3 milyara düştüğü iddiasında bulunuluyor.
Scope Ratings’e göre yetkilerin Erdoğan’ın elinde toplanmasından beri ekonomi kötü yönetiliyor. Makro ekonomik dengesizliklerin artışı yabancı sermayenin güvenini sarsıyor ve bu da küresel sıkıntı yaşandığı bu dönemde Türkiye’yi rezervin tükenmesine yol açacak bir sermaye kaçışı ve paranın zayıflaması ile karşı karşıya getirebilir. Türk ekonomisi rapora göre böyle bir durumda önlem alıp tepki verebilecek güçte dahi olmayabilir. Scope Ratings Türkiye için öngördüğü (BB-/Negatif) yani “yatırım yapılamaz” notunun bunun ifadesi olduğunu vurguluyor.
EKONOMİDE VAHİM HATALAR
Türkiye hakkında benzer analizler yapan Almanya’nın muhafazakâr/liberal gazetesi Die Welt ekonomi yazarı Frank Stocker, 30 Nisan tarihli “Erdoğan’ın hataları Türkiye’nin iflasını gündeme getirdi” başlıklı makalesinde Ankara’nın Koronavirüs salgını konusunda da vahim hatalar yaptığını fakat bunun ekonomideki hatalar yanında devede kulak kaldığını söylüyor.
Yazar görüşlerini şöyle özetliyor: “Dünya Bankası’na göre merkezi hükümetin kısa vadeli döviz borcu 2019 sonunda 123 milyar dolara varmıştır ve bu rakamla eldeki brüt rezerv olan sadece 88 milyarlık yekün tezat teşkil etmektedir!”
Yazıda Bayern LB Analisti Wofgang Kiener’in görüşlerine de yer verilerek son dönemde inatla sürdürülen dolara karşı TL’nin korunması için piyasaya döviz sürme politikasının da sonuna gelinmiş olduğu, rezervin tükendiği belirtiliyor. Kiener, Türkiye’nin döviz değiş tokuşu (swap) işlemlerinde kullanılan CDS notunun yani ülkenin geri ödeme riski sigortasının çok yüksek olduğunu, bunun zaten ülkenin iflas etme ihtimalini gösterdiğine değiniyor.
Société Générale’den Phoenix Kalen ise Türkiye’nin manevra alanının çok dar olduğunu ya dövizi tamamen serbest tutması gerekeceği ya da serbest kuru bırakacağını, iki seçeneğin birbirinden kötü olduğunu vurguluyor.
ASIL SORUN DIŞA BAĞIMLILIK
Scope Ratings’den Dennis Shen Türkiye’nin Katar ve Çin’den başka bir ülke ya da kurumdan yardım alamayacağına değiniyor. Bu ülkelerden sağlanacak kredinin belki kısa vadede iflası erteleyeceğini ama derde derman olmayacağını söylüyor. Çözümün dışa bağımlılığa ve sıcak paraya son verecek ekonomik reformlarda yattığını, buna da hükümetin hiç niyeti olmadığını belirtiyor. Bu durumda Scope uzmanı da piyasalar gibi TL’nin düşmeye devam etmesinin kaçınılmaz olduğu görüşünü tekrarlıyor.
Alman derecelendirme kuruluşu ve Alman medyasının görüşleri tabii ki sadece Avrupa’nın değil tüm dünya piyasalarının tutumunu yansıtıyor. Üstelik bu saptamalar ülkenin tutarsız dış politikası ve dünyada anti demokratik ülkeler sınıfında kabul edilmesine yol açan zaaflar hesaba katılmadan sırf ekonomik çerçevede yapılmış.
YA YENİ ZİHNİYET YA ÇÖKÜŞ
Anlaşıldığı gibi sadece Türkiye kamuoyunun önemli bir bölümü değil dünya da bu hükümetten umudu kesmiş durumda. Halkın daha fazla bedel ödememesi ve Türkiye gibi bölgesinde önemli bir ekonominin batışıyla küresel ekonomiye de zarar vermemesi için ülkede gecikmesizin yeni bir zihniyet ve çağdaş bir siyasi iktidar şart görünüyor.
Kayahan Uygur Oda tv