"“Akşener’e çağrı”nın altında Bahçeli’nin sağlık durumu var" başlıklı bir yazı kaleme alan Korkusuz yazarı Can Ataklı, bu sorunun yanıtını 'Bahçeli'nin sağlık durumu' olarak verdi.
İşte Can Ataklı'nın Saray'a yakın kaynağının Akşener'e yapılan 'evine dön' çağrısı hakkında aktardıkları.
Siyaset giderek ısınıyor.
İktidar sürekli oy kaybediyor, bunu artık sarayın anketçileri bile saklayamıyor.
Partinin sözcüleri kelime oyunları ile durumu kurtarmaya çalışıyorlar.
Önceki gün AKP’nin sözcüsü, “Cumhurbaşkanımızın oyu, hiç seçildiği oran olan yüzde 52’nin altına düşmedi” dedi örneğin. Bunu neye dayandırıyor belli değil.
Artık şu çok açık bir gerçek ki Erdoğan, durumun çok kötüye gittiğini biliyor ve buna yönelik önlemler almak için çok yoğun bir çaba harcıyor.
Bunların başında da AKP’ye yeni müttefikler aramak geliyor.
Erdoğan şu anda MHP’nin desteği ile ayakta durabildiğinin elbette farkında ama MHP’deki özel bir durum nedeniyle bunun uzun soluklu olmayabileceğini hesaplıyormuş.
Bunu hayli zamandır konuşmadığım “saraya yakın kaynağım” söyledi.
Geçen hafta konuştuk.
Dedi ki, “Şu an Tayyip Bey en çok Devlet Bahçeli’nin sağlık durumu ile ilgileniyor.”
Ben de “Evet duyuyoruz biz de Devlet Bahçeli’nin sağlık durumu pek iyi değilmiş” cevabını verdim.
“Allah uzun ömür versin, ancak çok ciddi ve yoğun bir tedavi görüyor. Günün büyük bölümünü bu tedavi ve koruma önlemleri altında geçiriyor. Normal olarak siyasi çalışmaları yapması çok zor” dedi Ankara’daki dostum ve sonra şunu ekledi;
“Aslında Devlet Bey, parti başkanlığını ve aktif siyaseti çoktan bırakmış olmalıydı. Ama bırakamıyor, çünkü bıraktığı an ne olacağını bilen yok. Tayyip Bey’i endişelendiren bu. Bahçeli, partisini iktidardan sağladığı olanaklarla ayakta tutuyor. Onun varlığı nedeniyle kimse itiraz etmiyor ama bırakması halinde MHP’nin dağılacağı ve AKP’ye desteğinin de biteceğini düşünüyor.”
Sonra biraz durdu… Yutkunduktan sonra, “Dilim varmıyor söylemeye ama Tayyip Bey’in en büyük korkusu Bahçeli’nin yakın zamanda aramızdan ayrılması. O zaman MHP üzerindeki kontrolünün tamamen kalkacağını biliyor” dedi.
Lafın, Meral Akşener’e yapılan “Dön” çağrısına geleceğini anladım konuşmanın bu noktasında ve önce davranarak “Akşener’e teklif de bu yüzden o zaman” dedim.
Saraya yakın dostum, “Aynen öyle” dedikten sonra gelişmeleri şöyle anlattı:
“Öğrendiğim kadarıyla Bahçeli’ye, Meral Akşener’e çağrı yapması önerisini bizzat Erdoğan getirmiş. Türkiye’nin bekası için bu iktidarın devam etmesi gerektiğini, aksi takdirde ülkenin bölüneceğini, MHP’den kopan İYİ Parti’nin bu konuda yapıştırıcı olacağını söylemiş. Kısacası Erdoğan, Devlet Bey’in görevi bırakmasından sonra ortaklığın İYİ Parti ile güçlendirilmiş, MHP ile devam edeceğini hesaplıyor. Bunun için de Akşener’e bir pazarlık fırsatı tanınıyor.”
İyi de Akşener bu pazarlığa oturur mu, otursa bile bugüne kadar büyük mücadeleler veren İYİ Partililer buna sıcak bakar mı?
Şu anda hem Akşener’den hem de İYİ Parti’den, Bahçeli’ye çok olumsuz sinyaller gidiyor.
Buna karşı iktidar cephesinden de Akşener’e “tatlı sert” uyarılar yapılıyor ve bu birlikteliğe zorlanıyor.
Örneğin, sarayın sözcülerinden Abdülkadir Selvi açık biçimde Akşener ve İYİ Parti’ye çok iyi avantajlar sağlanacağını hissettirerek “İYİ Parti, yakaladığı siyasetin kilit partisi rolünü iyi değerlendirmeli. Bir sonraki adımı görmeden kapıları kapatmakla, kendini CHP ve HDP ile ittifak konumuna mahkum etmemeli” diye yazıyor.
Açıkçası Akşener’e, “altın tepsi içinde” sunuluyor bazı şeyler.
Muhtemelen el altından da “açılan kapı aralığından sağlanacak avantajlar” gösteriliyordur.
Kabul edilmeli ki, işte o zaman sertlik gelecektir hiç kuşkunuz olmasın.
Gideceği kesinleşenlerin en kolay başvurduğu yöntemdir çünkü bu.
Ama gördüğüm kadarıyla bir fayda sağlamayacaktır bu planlar.