Ben meğer arı kovanına çomak sokmuşum eyy millet!..
Dünkü “Mülakat oyunu intihara bile sürüklüyor eyy iktidar” başlıklı yazımdan sonra Tanrı sizi inandırsın, telefondan başımı alamadım; gelen mesajlar, yapılan yorumlar da cabası!.. Anlatılan haksızlıkları, döndürülen dolapları, KPSS mülakatına katılan adayların yüzüne karşı yapılan alayları, aşağılamaları yazmaktan ben utanç duyarım!..
Geçmiştekileri geçtim, son alınan 20 bin sözleşmeli öğretmenin atanması sürecinde yapılanlarla ilgili iddialar tam bir kepazelik!.. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, geçtiğimiz gün mülakatlarda haksız gerekçelerle elendiğini belirten mağdur öğretmen adayları ile bir araya geldi. Genç siyasetçi duyduklarına inanamadı, anlatılanlardan benim gibi utanç duyduğuna bahse girerim!..
Özel daha sonra yaptığı açıklamada, süreçle ilgili pek çok şaibe ve soru işaretleri bulunduğunu, anlattıktan sonra, o ana kadar kendisine akseden şikayetleri şöyle özetledi:
KPSS puanı 80 ve üzerinde olan 200'e yakın adaya haksız mülakat puanları verilerek tercih yapma hakları gasp edilmiştir!..
Bunun ne anlama geldiğini artık gayet iyi biliyoruz; iddialar da o yönde zaten, iktidar partisine yakın, elinde “ kart hamili yakınımdır” yazılı kartvizit bulunan ya da kendisinden önce ismi mülakat salonuna ulaşanlara yer açmak, talimat verilen yerlere atanmasını sağlamak!..
–Geriye kalanlara da “Allah selamet versin” demek!..
Bakanlıktan liste gelir bizlereee!..
Özgür Özel konuyla ilgili olarak TBMM'ye önerge verdi…
Bu sistemde neye yaradığını anlayamadığım önergede, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'a kamuoyuna yansıtan çok sayıda iddia ile ilgili olarak neden bir idari soruşturma açılmadığını sordu. Durum tam da bu noktada “mizahi” niteliğe bürünüyor sevgili okuyucu, çünkü en az bir o kadar iddia da zaten bakanlığın bizatihi kendisi ile ilgili!.. Özel o soruyu da sordu tabii, aynen şöyle:
-Milli Eğitim Bakanlığı'nın illere, mülakatta elenecekler ve sınavı geçeceklerle ilgili liste gönderildiği iddiası!..
Bu durumda ne oluyor peki?.. Gayet açık değil mi; kadıyı, kadıya şikayet etmiş oluyorsun birader!.. Mülakatı “biçer-döver” niyetine kullanıp, gencecik insanların hayatını karartıyor, akademik ve pedagojik başarılarını hiç acımadan çöp sepetine atıyor, onları da umutsuz bir geleceğe mahkum ediyorsun!.. Bilmem kimin yeğeni, büyük bir muhteremin amcasının oğlu, öbür muhteremin teyzesinin kızı ise hiç hak etmedikleri, anlamadıkları branşlara sırf iktidar partisine yakın muhterem zevatın akrabası, yakını olduğu için atanıyor!..
–Böylece gelecekten hiç umudu kalmamış milyonların ülkesi inşa ediliyor!..
Daha da vahimi var; Özgür Özel'in önergesinde şu korkunç iddia da yer alıyor:
-Adaylar, etnik kimliğine ya da doğduğu yere bakılarak mülakattan eleniyor!..
Ben okurken, yazarken utandım, ya siz?!.
Patlıcanla ters köşe!..
AKP'li Cumhurbaşkanı Kastamonu'da yine marketçilere veryansın etti…
Kendisine ve partisine saldıranların asıl hedefinin Türkiye olduğunu belirten, marketçilerin terör estirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı aynen şöyle dedi:
–Baktılar, kur, faiz, algıyla olmuyor, ülkemizi patlıcan, domates, biber üzerinden ters köşe yapmaya çalışıyorlar. Bu hamleyi boşa çıkardık mı? Şimdi artık çadırlar kuruldu…
Ne güzel, ne büyük başarı, artık hain marketçiler, depocular görecek gününü… Ancak tanzim satışlarının organize edilmesiyle ilgilenen bir üst düzey görevli “planlamaların 2.5 ay için yapıldığını” söyleyince kafam karıştı… Ne yani seçimlerden sonra iktidar patlıcan, biber, domatesten elini eteğini çekecek mi?.. O zaman “hainler” yeniden harekete geçmez mi?.. Üstelik Cumhurbaşkanı “hele durun, daha temizlik malzemeleri, bulgur, mercimek var sırada” diye haykırırken!..
Devletin Et-Balık Kurumu'nu, Sümerbank'ını, piyasayı düzenleyen gıda kooperatiflerini “Babalar gibi satmaktan” buralara gelmişken vazgeçmez bence iktidar!.. Ehh, inşaat da yerlerde sürünürken patlıcan, biber epey getirisi olan bir ürüne dönüşmüşken, bırakılır mı hiç!.. Pekiii, üretici motorin, gübre, aracı, banka sarmalında kan ağlarken ucuza ürünü nereden bulacaklar?..
-Bu da soru mu yani; ithal ediverirler, olmazsa üstünü hazineden karşılar sonra da millete ihale ederler… İktidar da yol çok!..