"Hukuk, siyaset karşısında yenildi" cümlesiyle özetlenebilecek üçüncü Gezi Parkı davasında çıkan karar, kamuoyunda tepkilere neden oldu. Uzman isimlerin mantıklı bir gerekçe bulmakta zorlandığı süreci, iktidara yakınlığıyla bilinen Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı da sert sözlerle eleştirdi.
1637 gün boyunca hakkında hiçbir hüküm bulunmadan cezaevinde tutulan iş insanı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Yiğit Ekmekçi, Mine Özerden ve Hakan Altınay'a da 18'er yıl hapis cezası verilmişti. Ayrıca bu isimler, 'kaçma şüphesiyle' tutuklanmıştı.
"Türkiye’de hiçbir şeye şaşırmamayı öğrendim sanırdım. Yanılmışım. Gezi davasında mahkemeden çıkan dünkü karar beni şok etti. İnanamadım. Nutkum tutuldu. Elbette adaletli bir karar beklemiyordum. Fakat bu derece aşırı ve provokatif bir karar da beklemiyordum" diyen Nagehan Alçı, 4.5 senedir tutuklu olan Kavala'ya bu süreyi absorbe etmek için 1012 sene verilmesini, zaten tutuklu olmayan diğer isimler için de beraat kararı çıkmasını beklediğini söyledi. Ardından şunları kaydetti:
"Bu davada minareyi çalıp kılıf hazırlamak da yok. Tamamen irrasyonel ve hiçbir mantıksal bağlamı olmayan bir karar. Bu kararda bir mantığa büründürme ve kamuoyunu ikna çabası bile yok. Türkiye’de yasama kurumu var, yürütme kurumu var ama yargı kurumu olup olmadığından maalesef artık emin değilim.
Vicdanlı hakimler ve savcıların da bu görüşüme iştirak edeceğine inanıyorum. Dün hüküm açıklanınca Yiğit Ekmekçi’yi aradım ama ulaşamadım. Herhalde ben aradığımda cezaevine gitmek için adli işlemleri yapılıyordu.
Ekmekçi ile zaman zaman bir araya gelir ve davanın gidişi hakkında fikir alışverişi yapardık. Üniversitelerde başörtüsü yasaklarının sürdüğü dönemlerde Bilgi Üniversitesi’nde demokrat duruşu ile öne çıkmış ve başörtüsü yasaklarına karşı durmuş bir akademisyendir Ekmekçi.
Hakan Altınay da tıpkı Ekmekçi gibi gerçek bir özgürlükçü ve demokrattır. Ekmekçi, Hakan Altınay, Çiğdem Mater ve diğerleri… Bu isimlerin iddia edilen suçları işlemiş olma ihtimalleri yok! Kavala ile ilgili iddianame hakkındaki görüşlerimi zaten biliyorsunuz. Dayanaktan yoksun, hukukilikten uzak, temeli zayıf, tamamen uydurma bir dava süreci.
4,5 yılın sonunda böyle bir karar verilebilmiş olmasını hakikaten aklım almıyor. Bu işte bir tuhaflık var. Burnuma garip kokular geliyor. Bu tuhaflığın ve garabetin perdesi kaldırıldığında hakikatin görüleceğine inanmak istiyorum."