Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzaladığı kararname ile Lütfi Elvan’ın istifasıyla boşalan Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Nureddin Nebati atandı. Nebati’nin Bakan olması sonrasında FETÖ lideri ile çekilmiş fotoğrafı tekrar gündeme geldi.
Atamanın ardından HKP avukatları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati hakkında, “Terör Örgütüne Yardım Etme” suçunu işlediklerini belirterek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. HKP avukatları tarafından Başsavcılığa verilen suç duyurusu dilekçesinde Nebati’nin FETÖ lideri çekildiği fotoğrafı yer aldı.
“HUKUKA VE KANUNLARA AYKIRIDIR”
Dilekçede, “Şüpheli Nureddin Nebati’nin atamasını yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Hazine ve Maliye Bakanlığına FETÖ iltisaklı birini ataması hukuka da, kanunlara da aykırıdır. Bu nedenle Şüpheli Recep Tayyip Erdoğan ve Şüpheli Nureddin Nebati hakkında TCK 220/78 ve 314/3 hükümleri doğrultusunda soruşturma başlatılması gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.
“FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI BALKABAĞI GİBİ ORTADADIR”
Suç duyurusuna ilişkin HKP MYK Üyesi Adnan Okur açıklama yaptı. Okur şu ifadelere yer verdi:
“Halkın Kurtuluş Partisi olarak bugün; Fetullah Gülenin Rahlei Tedrisatından geçen, İlim Yayma Cemiyeti, TÜGVA, Önder, Utesav, ÜTEV gibi Ortaçağcı dernek ve vakıflara üyeliği, yöneticiliği bulunan, Ortaçağın Ümmet Konağının Özlemcisi Nureddin Nebati’nin Hazine ve Maliye Bakanlığına Bakan olarak atanmasını yargıya taşıdık. FETÖ’nün siyasi ayakları nerede diye soranlar, olmadık yerde bu ayağı arayanlar, Partimizin Genel Başkanı Nurullah Ankut’un deyimiyle Siyasi Ayak Balkabağı gibi ortadadır.
NEBATİ’NİN TEZİNDE ‘KEMALİZM İTHALDİR’ İDDİASI
Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’ın haberine göre, Cumhuriyetin kurulmasının ardından İslam’ın gerilikle özdeşleştirildiğini öne süren Nebati, Kemalizm’in ithal edildiğini savunarak, “Kemalizm, aydınlanma düşüncesinin yarattığı değerlerin, bu değerlere yabancı bir coğrafyada tesis edilmesine dayanır. Özgün bir paradigma değildir, ithal edilmiştir” dedi. Nebati, “1924’ten sonra katı bir modernleşmeci eğilimle toplumun kutsal saydığı pek çok değer ve sembol gerilik, şarklılık ve dinle ilişkilendirilerek kamusal hayattan ‘temizlenmiş’tir” ifadelerini kullandı. Nebati’nin, uluslaşmayı “tek tipleştirici” şeklinde nitelendirerek, “asimilasyon gibi yöntemler kullanıldığını” iddia etmesi de dikkat çekti.
Nebati, laik cumhuriyete karşı gerçekleştirilen Şeyh Sait ve Menemen isyanlarını da “cumhuriyetin dayattığı köktenci modernleşmenin halk tarafından kabul edilmediği” savına örnek olarak gösterdi. Cumhuriyetin, İslam’a yönelik baskıcı tavrı olduğu iddiasında da bulunan Nebati, Menemen isyanına “hadise” derken, bu isyanı “ilerici devrimcilerin icraatlarına yönelik gerici şeriatçilerin kalkışması” şeklinde değerlendirmenin “yüzeysel olacağını” savundu.