AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın yöneticisi olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) desteklediği kadın haklarını savunan İstanbul Sözleşmesinden çıkılacağını açıkladı.
Kurtulmuş yaptığı açıklamada, “Halkımızda ‘İstanbul Sözleşmesi’ konusunda büyük bir beklenti varken AK Parti olarak biz buna bigâne kalmayız. Nasıl usulü yerine getirerek bu sözleşme imzalanmışsa, aynı şekilde usulü de yerine getirilerek bu sözleşmeden çıkılır” ifadelerini kullandı.
2012’de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nin aile yapısına zarar verdiğini savunanlar sözleşmenin yürürlükten kaldırılmasını istiyor. Savunanlar ise bu durumun aile yapısıyla bir ilgisinin bulunmadığını belirtiyor.
11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi ismiyle anılan "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi"ni imzalayan ilk ülke Türkiye'ydi.
8 Mart 2012'de Resmi Gazete'de yayımlandığı için de iç hukukun bir parçası haline gelen sözleşmenin ana çerçevesi toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine dayanıyor.
İstanbul Sözleşmesi'nin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla Aile Bakanlığı koordinesiyle kurulan "İstanbul Sözleşmesi'nin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonu", yönetim kurulunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın da bulunduğu Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Kadın Dayanışma Vakfı ve Türk Kadınlar Birliği gibi sivil toplum örgütlerinden oluşuyor.
Bir süredir hükümete yakın gazete ve yazarlar, HÜDAPAR, Anadolu Gençlik Derneği tarafından İstanbul Sözleşmesinin kaldırılması isteniyordu.
CHP'DEN SERT TEPKİ
CHP Milletvekili Candan Yüceer, AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alan açıklamalarına karşı yaptığı yazılı açıklamada, “Kadına yönelik şiddete, tacize ve cinayetlere sessiz kalanlar, İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açamaz. Buna izin vermeyiz. Bilsinler ki, kazanmış olduğumuz haklarımızı her alanda savunmaya devam edeceğiz. Bir adım bile geri atmayacağız” dedi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, AKP’li Kurtulmuş’un İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alarak “Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır” açıklamasına, “Kadınların her gün şiddete ve tacize maruz kalmasına, öldürülmesine sessiz kalan AKP, İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açamaz. Buna izin vermeyiz. Amacı kadına yönelik şiddeti engellemek olan İstanbul Sözleşmesi’ne saldırmak, şiddetin önlenmesine de karşı çıkmaktır” diyerek tepki gösterdi.
“KADINLAR YAŞAMAK İSTİYOR”
Kadınların ‘yaşamak istiyorum’ diyerek adalet aradığını, toplumsal yaşamdan soyutlanmak istendiğini, nafaka hakkına göz dikildiğini ve çocuk istismarını meşrulaştıracak düzenlemelerin gündeme getirildiğin bir dönemden geçildiğinin altını çizen Yüceer, “Bu koşullar altında bir adım bile geri atacağımızı düşünenler yanılıyorlar. Kadın mücadelesini her an ileriye taşıyacağız. Çünkü artan şiddete ve bir yaşamı daha kaybetmeye tahammülümüz yok” dedi.
“ŞİDDETE İLİŞKİN VERİLER DOĞRU TUTULMUYOR”
Kurtulmuş’un eşitlik tartışmasında kullandığı verilerin yetersiz olduğunu vurgulayan Yüceer, “Şiddet uygulayanın ‘elini kırarız’ diyenler, mevcut yasaları bile uygulayamadıklarını unutuyorlar. Kimin elini kırmışlar şimdiye kadar? İktidarları döneminde 7 bin 500 kadın cinayeti yaşandığını unutuyorlar. Şiddete ilişkin veriler bile doğru tutulmuyor. Birkaç veri ile eşitlik anlatmaya çalışıyorlar. Eğitimde, ekonomide, siyasette, üst düzey yöneticilikte, yaşamın her alanında eşitlik nerede” diye değerlendirdi.
“MÜSAADE ETMEYİZ”
Göstermelik tepkilerin şiddeti lanetlemede yeterli olmadığını belirten Yüceer, açıklamasına şöyle devam etti:
“İstanbul Sözleşmesi’nin hiçbir sorumluluğunu yerine getirmeden ‘usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır’ demek, kadınların mücadelesi ile dalga geçmektir. Biz buna müsaade etmeyiz. Yanlış olan İstanbul Sözleşmesi değil, onu kavrayamayan köhne zihniyettir. Kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasını ve her alanda kazanılmış haklarımızı savunmaya devam edeceğiz.”