Auto-Created-3
11 Nisan 2021 ( 3186 izlenme )
Reklamlar

Özgür Demirtaş'tan işsizlik ve Kanal İstanbul anketi! 265 bin kişi oy kullandı

Ünlü ekonomist Özgür Demirtaş, AKP'nin gündemindeki Kanal İstanbul'la ilgili yaptığı ankete çok sayıda sosyal medya kullanıcısı katıldı. 

Özgür Demirtaş'ın "Bu Anketi Türkiye’nin en fazla katılımlı anketi yapalım mı? Sizce Türkiye’nin en öncelikli ve acil konusu nedir?" nedir başlığı ile sorduğu ankete 4 satta 265 bine yakın kişi oy kullandı.

Oy kullananların yüzde 79'u Türkiye'nin Türkiye’nin en öncelikli ve acil konusu "İşsizlik Fakirlik Ekonomi" dedi. Yüzde 21 ise "Kanal İstanbul" yanıtını verdi.

Özgür Demirtaş'ın anketi şöyle:

 



Yıkım böyle raporlandı: İşte Erdoğan'ın ittifakı ayakta tutmak için MHP'ye verdiği kadrolar


Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı’nın (SWP) Dr. Sinem Adar ve Dr. Günter Seufert tarafından hazırlanan “İki Buçuk Yıl Sonra Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Kurumlara ve Politikaya Genel Bir Bakış” başlıklı raporuna göre, yeni sistem Türkiye’de büyük yıkıma neden oldu.

Cumhuriyet gazetesinden  Birol Güger'in haberine göre; rapora göre yürütme yetkisinin tek elde toplanması, parlamento, yerel yönetimler gibi “seçilmiş” organların yanı sıra, bürokrasi ve yargıyı da zayıflattı. 

Rapora göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bürokrasi ve yargıya derinlemesine müdahale eden, orduyu kontrol altına alabilen bu yeni sistem aracılığıyla kurumsal olarak iktidarını güvence altına almaya çalıştı.

Erdoğan’ın, ülkenin yönetim biçimini değiştirirkenki temel motivasyonunun, “laik Kemalist ideolojiyi bastırmak ve ülke nüfusunun tamamına muhafazakâr bir korse giydirmek” olduğunun vurgulandığı rapora göre bu girişim, “Toplumun laik kesimleri üzerindeki büyük devlet baskısına rağmen başarısızlıkla sonuçlandı.”

İTTİFAKIN TEMELİ: KADRO

Raporda, “nitelik değil, tarikat ve siyasi parti üyeliğinin” şekillendirdiği, bürokrasideki derin “yetenek” sorunu şu sözlerle aktarıldı:

“Yeni yönetim sisteminde kamu istihdamı, devlete sızmanın partizan bir aracı olmaya devam ediyor (...) Atamalar genellikle niteliklere göre değil, Erdoğan ve ailesine yakınlık gibi faktörlerle şekilleniyor.”

Raporda, 15 Temmuz’daki başarısız darbe girişiminin Türk siyasetinde yarattığı etkiye ilişkin şunlar aktarıldı: “Kendi kadrosu oldukça zayıf olan AKP, göreve geldikten kısa bir süre sonra Gülen tarikatı mensuplarının özellikle polis, yargı, ordu ve istihbarat teşkilatına katılımının yolunu açtı.

Başarısız darbe girişiminden bu yana, dini tarikatlara mensup aşırı muhafazakârlar ve MHP üyeleri yeni boşalan mevkileri toplu halde işgal ediyor.

Bürokrasinin, özellikle ‘polis ve istihbarat teşkilatının’ MHP üyelerine açılması, partinin AKP ile ittifakının temelini oluşturuyor.” AKP’nin güvenlik bürokrasisinin tamamını kontrol altına almaktan hâlâ çok uzak olduğuna dair artan işaretler bulunduğu ifade edilen raporda, Erdoğan ve AKP’nin iktidarda kalmak için MHP ile ittifaka ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

ÇÜRÜMEYE ÖRNEK: VARLIK FONU

Raporda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin, çürümeye yol açtığı anlatılırken “Varlık Fonu” buna örnek gösterildi. Yaklaşık 33,5 milyar dolar değerinde ve merkezi bütçenin yüzde 40’ına denk gelen kamu kaynaklarını yöneten Fon’un “Erdoğan ve ailesinin elinde keyfi, siyasi ve mali bir araç haline geldiği” belirtiliyor.  47 sayfalık rapora göre bütün bu gelişmeler, yabancı sermayenin ülkeden çıkışını hızlandırdı, uluslararası firmalar yatırımları beklemeye alırken birçoğu mevcut üretim tesislerini Güneydoğu Avrupa’daki komşu ülkelere taşımayı planlıyor. Örneğin, Volkswagen, Türkiye’de fabrika kurma planlarından vazgeçtiğini duyurdu.

MUHALEFET GÜÇLENİYOR

Öte yandan, 2019 yerel seçimlerinin, “muhalefetin, ideolojik farklılıkları nedeniyle AKP’ye sandıkta meydan okuyamayacağı endişesine son verdiğinin” vurgulandığı raporda, muhalefetin sadece Ege ve Akdeniz’in kıyı bölgelerini değil başkent Ankara’yı çevreleyen Anadolu belediyelerinde de varlık göstermeye başladığı vurgulandı. “AKP ve Cumhurbaşkanı’na yönelik oy oranlarının özellikle gençler arasında düşüşe geçtiği” kaydedilen raporda, Türkiye’deki otoriter yönetim denemesinin birkaç nedenden ötürü sürekli olamayacağı öngörülüyor. Buna göre, “Ekonomik kapasitesi büyük ölçüde halkın rızasına bağlı olan Türkiye’de baskı yoluyla sömürülecek türden doğal kaynaklar yok. Ayrıca ülkenin sosyopolitik çeşitliliği AKP’nin sivil alana derinlemesine nüfuz etmesini zorlaştırıyor; (bütün bu parametreler ise) gelecekte protestoların patlak verme ihtimalini güçlendiriyor.”

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İlker Aycı'nın 14 görevi daha son buldu. THY'den istifa etmişti Faiz kararı sonrası Türkiye'yi neler bekliyor? Korkutan senaryo! Fatih Altaylı: Ulan bir kere de şaşırtın beni be kardeşim Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bir müddet daha dişimizi sıkacağız