Merkez Bankası (TCMB), Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uzun zamandır istediği faiz indirimi için zemin hazırlamaya başlarken çoğu analist, bankanın enflasyondaki yükselişi dikkate alarak tetiği bu ay çekmeyeceğine inanıyor.
TCMB’nin politika faizi, mart ayında Erdoğan’ın Şahap Kavcıoğlu’nu göreve atamasından beri yüzde 19’da sabit tutuluyor. Faiz yüzde 19 ile dünyanın en yükseklerinden biri olmasına karşın enflasyonun geçen ay itibarıyla altında bile kaldı.
TCMB’nin 23 Eylül Perşembe günü TSİ 1400’da sonuçlarını açıklayacağı Para Politikası Kurulu (PPK) kararı öncesi öne çıkan 4 soru şöyle:
FAİZ İNDİRİMİ GELİYOR MU?
Aylar süren sıkı politika yanlısı açıklamaların da desteğiyle haziranda dolar/TL tarihi zirvelerinden gerilerken, TCMB son haftalarda açıklamalarını değiştirdi.
Ekim ayının ilk gününde yatırımcılarla gerçekleştirilen toplantıda Kavcıoğlu, uzun süredir tekrar ettiği enflasyon üzerinde politika faizi taahhüdünü tekrar etmedi. Bu gelişmeden sadece iki gün sonra ise enflasyon yüzde 19’un üzerine çıktı ve gerçekleşen enflasyona göre hesaplanan reel faizi negatif alana çekti.
Kavcıoğlu ayrıca, manşet enflasyon göstergeleri yerine daha düşük seviyede olan çekirdek enflasyona odaklanmanın pandemiden çıkış döneminde daha uygun olduğunu da belirtti.
Kavcıoğlu 8 Eylül’deki konuşmasında “enflasyonun kısa vadeli oynaklıklardan arındırılmış ana eğilimini ölçmeye yarayan çekirdek enflasyon göstergelerinin önemini artırmakta” dedi ve Para Para politikası duruşunun enflasyondaki düşüşü sağlayacak sıkılıkta olduğunu ifade etti. TCMB yılın son çeyreğinde enflasyonda belirgin düşüş bekliyor.
Yatırımcılar bu söylem değişikliklerini faiz artışının gündemde olmadığı ve faiz indirimlerin yaklaştığı şeklinde yorumladılar.
Reuters anketine katılan 16 ekonomistten 14’ü yılın son çeyreğinde indirim beklerken ankete ilk kez bu ay bir katılımcı da olsa faiz indirimi beklentisi girdi.
Spinn Consulting kurucu ortağı Özlem Derici Şengül, “Birçok kişi bu ay faiz indirimi beklemese de bankanın güncel yönlendirmesi, eğer banka çekirdek enflasyondaki düşüşü kalıcı görürse 23 Eylül’de bir faiz indiriminin sürpriz olmayacağına işaret ediyor.”
Yatırımcılar artık TCMB’nin bir politika hatası yapabileceği endişesini daha sık dile getiriyorlar.
Birçok analist kredi faizlerinin yüksek seyretmesi yüzünden 2023’te zorlu bir seçimle karşı karşıya olan ve Erdoğan’ın gevşeme yanlısı adımlar için sabrının azaldığını düşünüyor.
Oldukça azınlıkta da olsa bazı bankacılar hızlı indirimlerinin ise bir erken seçim habercisi olabileceğini düşünüyor.
Son aylarda banka, artan küresel emtia fiyatlarının getirdiği beklenmedik enflasyon baskısı ve pandemi kısıtlamalarının hafiflemesi nedeniyle geçici gördüğü talep artış nedeniyle enflasyonda düşüş için sabırlı olunması çağrısında bulundu.
Enflasyondaki katı seyre ve TL’de yeni bir değer kaybı riskine rağmen Erdoğan yakında istediğini alacak gibi görünüyor.
Kendisini geçmişte “faize düşman” olarak da tanımlayan Erdoğan, son üç TCMB başkanını 20 aylık bir süre içinde politika anlaşmazlıkları nedeniyle görevden aldı.
Tüketici yıllık enflasyonunun Ekim ayına kadar mevcut yüzde 19.25 civarında yüksek seviyelerde kaldıktan sonra Kasım’dan itibaren baz etkisinin de katkısıyla düşüşe geçmesi bekleniyor.
Hükümet yılsonunda enflasyonun yüzde 16.2’ye gerilemesini beklerken Goldman Sachs ve Deutsche Bank’ın beklentisi enflasyonun yüzde 16.7’ye düşeceği şeklinde.
Birçok analist bu düşüşün son çeyrekte en az bir faiz indirimi için alan oluşturabileceğini düşünüyor.
Türkiye’nin güçlü ithalatı TL’deki değer kaybı ile birleşerek düşürülmesi zor bir enflasyona neden olurken bu da faiz indirimlerini ötelen ana etken konumunda. İthal fiyatları yüzde 50’ye yaklaşan üretici fiyatları enflasyonunun da ayrıca ana nedeni.
Bir diğer risk unsuru ise ABD Merkez Bankası’ndan yıl bitmeden pandemi dönemi desteklerinin kademeli azaltacağı beklentisi. İlgili adımın ABD tahvil faizlerinde yukarı yönlü baskı yaratması dolayısıyla Türkiye gibi her yıl milyarlarca dolar dış borcu çevirmesi gereken gelişmekte olan ülkeler için risk unsuru.
Analistler Türkiye için en büyük sorunlardan birinin de politik etkilerle TCMB’nin azalan kredibilitesi olarak görüyorlar. Bu gelişme yıllarca süren çift haneli enflasyona da neden olurken enflasyonun yüzde 5 hedefine düşeceği konusunda çok az bir inanç var.
Brookings Institute’te bir çalışma sunan London School of Economics profesörleriden Ricardo Reis 2018’den 2021’e kadar olan piyasa beklentileri verilerine göre yaptığı çalışmada Türkiye’nin “enflasyon çıpasının kesinlikle kayıp” olduğunu ortaya koyduğunu belirtiyor.
Kavcıoğlu’nun manşet enflasyon söyleminden çekirdek söyleme geçmesiyle birlikte TL yüzde 1.5 değer kaybederek mayıs ayından beri en büyük günlük düşüşünü yaşamıştı. TL Erdoğan’ın sıkı politika yanlısı Naci Ağbal’ı görevden almasından beri TL dolar karşısında da yaklaşık yüzde 15 değer kaybetti.
Türkiye’de bir çok gıda ürünü başta olmak üzere bir çok günlük ürünün fiyatlarının çok hızlı artıyor olması son yıllarda lokallerin rekor seviyede dolar ve altın birikimi yapmasına neden oldu. Güncel verilere göre lokallerin döviz cinsi varlıkları varlıkları 238 milyar dolarla rekor seviyelere yakın düzeyde. (REUTERS)