Sezgin Baran Korkmaz’ın yargılandığı davada ilk duruşmanın 21 Eylül’de yapılacağı duyurulmuştu. Ancak duruşma 4 Ekim’e ertelendi.
Gazeteci Recep Canpolat, Sezgin Baran Korkmaz’ın davasını yakınen takip ediyor.
Gazeteci Recep Canpolat, ABD’nin talebiyle Avusturya’da yakalandıktan sonra 16 Temmuz’da ABD’ye iade edilen Sezgin Baran Korkmaz hakkında çok çarpıcı iddialarda bulundu.
Canpolat, "Sezgin Baran Korkmaz'ın rüşvet verdiği gazetecilerin 5'ini biliyorum. Ama 'off the record' dediği için yayınlayamam. Paramount Hotels'de misafir ettiği bazı gazetecilere, zarf içerisinde maaş verme değil de bazılarına aylık para vermiş. Ama bazıları da konaklamış. Zarf içerisinde para aldıklarını biliyorum. Bunları tabii ki söyleyeceğim." ifadelerini kullandı.
Canpolat, YouTube'da Zanka TV isimli kanalın Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Ferit Atay'a konuşarak sorularını cevapladı.
ABD’deki federal mahkemenin önünden davayı takip eden Denizhaber Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Recep Canpolat, Atay'ın "Sezgin Baran Korkmaz'ın rüşvet verdiği muhalif gazetecileri olduğu iddia ediliyor. Muhalif kesimin şok olacağı isimler olduğu söyleniyor. Bu konuları Sezgin Baran Korkmaz ile görüştüğünüzde soracak mısınız?" sorusu üzerine "Tabii ki, zarf içerisinde para aldıklarını da biliyorum. Bunları tabii ki söyleyeceğim" dedi.
Ferit Atay, "Sezgin Baran Korkmaz'ın rüşvet verdiği muhalif gazeteciler olduğu iddia ediliyor. Bir ara bu konudan olay baya çalkalandı. Hatta 56 tane ciddi ismin olduğu ve hatta muhalif kesimin şok olacağı isimler olduğu söyleniyor. Bu konuları Sezgin Baran Korkmaz ile görüştüğünüzde soracak mısınız?" diye sordu.
"5'İNİ BİLİYORUM"
Atay'ın sorusu üzerine Recep Canpolat şu ifadeleri kullandı:
"ZARF İÇERİSİNDE PARA ALDILAR"
"Tabii ki. Bunların zaten 5'ini biliyorum. Ama 'off the record' dediği için yayınlayamam. Paramount Hotels'de misafir ettiği bazı gazetecilere, zarf içerisinde maaş verme değil de bazılarına aylık para vermiş. Ama bazıları da konaklamış. Zarf içerisinde para aldıklarını biliyorum. Bunları tabii ki söyleyeceğim. 'Off the Record'u kaldırdığı anda çünkü ben sadece onu söylemeyeceğim daha çok şey söyleyeceğim. Birileriyle olan iş ilişkilerini de söyleyeceğim. Mahkemeden önce biz bunları yayın yapmak istiyoruz. Bakıp, öğreneceğiz." dedi.
Atay, "Peki şuan süreç nasıl işliyor. Sezgin Baran Korkmaz'a mı gidecek mesaj? Yani 'gazateciler gelecek' diye. Çünkü o seni tanır." dedi.
Canpolat, "Yok beni tanıyor zaten benle de yaklaşık 40'a yakın dava açmıştı oradan tanıyor. 2016'da ilk olarak Türk Amerikan İş Konseyi Toplantısında tanışmıştık. Orda heryer SBK Holding, SBK Holding'ti. SBK şirketlerinin yöneticisi ve CEO'su vardı Çağlar Şendil, 'Biziz' dedi 'Siz kimsiniz?' dedim. Nedir bu SBK Holding?. İşte o dönem öğrenmiştim. 70 bin dolar verip sponsor olmuşlardı. Sonra kadrajımıza girdi. Biz bu süreçle ilgi Amerika'da yeni iddialar öğrendikçe Türkiye'den Federal Mahkemesi'nden katılan tek gazeteciyim. Hiçbir gazeteci yoktu o davada. Bir tanede Washington'da gazetecilik yapan Ahval'in eski editörü İlhan Tanır vardı. Bırak Türk gazeteciyi konsolosluktan kimse yoktu, New York'tan veya Washington'daki büyükelçilikten. Yani ben bunu görebiliyorsam; yarın bu mahkemenin İstanbul'a ve Türkiye'ye başına bela olabileceğini ve bu mahkemenin ilerde Türkiye'ye sıkıntı olabileceğini ben görebiliyorsam, Türkiye'nin diplomatlarının dünden görmesi lazım. O zaman çapsız kalitesiz kalibresiz adamlar devletin Dış İşleri’nde görev yapıyorlar." ifadelerini kullandı.
Canpolat, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ben o dönemde geldim 24 gün boyunca mahkemeyi burada izledim. Kış ortasında karın içerisinde üşüyerek üşüyerek otele giderek gelerek izledim. Yani mesele şu; kendini bilen yöneticiler bazı şeylerde öngörülü olmalı. Öngörülü olamadığın zaman bırakacaksın o koltuklarda oturmayacaksın. Yani 2019'da 2020'de davayı tek izleyen Sedat Peker çıktı. 2 Mayıs'ta Youtube bir yayın yaptı. Gazeteciyim diyen adamlar Halk TV'de orada burada şak şakçılık yapan gazeteciler de var. Daha önce ben Sezgin Baran Korkmaz'la ilgili mahkemelik de oldum. Bana dedi ki; 'Abi dedi sen namuslu gazeteciymişsin' dedi.
'Sen dedi gittin, davayı yazdın' dedi. 'Ben, namuslu gazeteci olduğun için sana anlatıyorum.’ dedi. “Sezgin Baran Korkmaz bize para teklif etmedi mi bize de reklam vermeye çalıştı. Kabul etmedik alamayız dedik. Senin paran bizim ajanslarımızda geçmez. Sezgin Baran Korkmaz'ın yüzüne söyledim. Sezgin Baran Korkmaz şuanda kazandığın para haram kirli para. Ben, her sene 10 kez Amerika'ya gidip dolaşıyorum ailemi gezdiriyorum. Ben senle kuruşluk ticaret yapmam. Konuşuruz.
Mesele şu; çıkıp dün Sezgin Baran Korkmaz'a alkış tutanlar bugün küfrediyorlar. Oda terbiyesizlik. Biz dün Sezgin Baran Korkmaz'a ne dediysek çıkıp bugünde onu diyoruz. Sezgin Baran Korkmaz, bu işten çok büyük vereceği bilgiler dâhilinde sıyrılır. Biliyorsunuz Reza Zarrab parasının bir bölümünü pazarlık sonucu aldı o da alır Amerika'ya yerleşir. Ama Türkiye'ye gitmez çünkü bu iktidarda birçok kişinin canını yakabilir. Eğer bu noktada savcının karşısına geçerse." dedi.