Auto-Created-3
03 Haziran 2020 ( 10305 izlenme )
Reklamlar

'Seçimi Kaybetse Bile Erdoğan...'

Erken seçim söylentileri gerek AKP gerekse MHP tarafından yalanlanmış olsa da kamuoyunda olası bir seçim ve seçimin sonuçları tartışılmaya devam ediyor.


Y.Çağ Yazarı Arslan Bulut da, olası bir seçimde kaybetse bile AKP'nin iktidarı bırakmamak için farklı yöntemler geliştireceğini öne sürdü. İşte o satırlar: " Cumhurbaşkanı’nın parti başkanı olması ve bu sebeple sadece kendi partisini, “83 milyonun değerlerinin tek temsilcisi” olarak göstermesi ise doğru değildir. Cumhurbaşkanı, 83 milyonun temsilcisi olmalıdır; Anayasa da böyle diyor zaten… Cumhurbaşkanı sadece kendi partisine değil, ayırt etmeden bütün partilere aynı gözle bakmak durumundadır. 

Ayrıca, İzmir’de camiden müzik yayını yapılmasından dolayı bile CHP’yi eleştirmek çok yanlış olmuştur. Bunun bir kışkırtma girişimi olduğu bellidir. Bir başka önemli konu da şudur: Cumhur ittifakının, kendi adayını Cumhurbaşkanı seçemeyecek duruma geldiği, bu yüzden, korona virüs önlemleriyle toplumu kontrol etmeye devam edeceği, bunu fırsata dönüştürerek seçime bile gitmeyebileceği sosyal medyada seslendiriliyor! Ben bu iddialara katılmıyorum ama Erdoğan’ın, her konuşmasında muhalefeti, terör örgütleri ile birlikte anmasının, geniş kitlelerde tedirginlik oluşturduğunu görüyorum.

Bu konuda Almanya’nın düşünce kuruluşlarından Politika ve Bilim Vakfı (SWP) tarafından bir makalesi yayınlanan Salim Çevik, DW Türkçe’nin sorularını cevaplandırırken “Kimi uluslararası gözlemciler, Erdoğan’ın seçimleri kaybetse bile iktidarı bırakmak istemeyeceğini kaydediyor. Bu endişeleri paylaşıyor musunuz?” sorusuna şu cevabı verdi: “Erdoğan gitmemek için elinden gelini yapacaktır. Erdoğan, çok az bir farkla kaybederse, ‘seçim gayri meşru’ gibi gerekçeler öne sürerek gitmeyebilir ama daha büyük bir farkla yenilirse kalmakta ısrar edemez. Erdoğan’ın Türkiye’yi, Baas rejimine dönüştürecek gücü yok. Bunu 31 Mart seçim sonuçlarında gördük.” İlginç değil mi? Bu iddialar, doğru olmasa bile sosyal medya konusu olmaktan çıkarak, yurt dışında da gündeme getiriliyor artık! Diğer taraftan, korona virüs bahanesiyle alınan önlemlerin, temel insan haklarını ihlal ettiği yönünde, özellikle Almanya’da ciddi itirazlar var.

Başbakan Angela Merkel, buna karşı Almanya Anayasası’nın birinci maddesinde yer alan “İnsan onuru dokunulmazdır” ilkesinden hareketle bu önlemlerin alındığını söyledi. Oysa insan onuru, her gün Almanya dahil bütün devletler tarafından çiğneniyor. İnsanlık bu cendereden, bilimin ışığında ama insan onuru çiğnenmeden kurtarılmalıdır. Erdoğan, Türkiye adına buna öncülük ederse, üzerine düşeni yapmış olur."

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Diyanet'ten Altay ve Hekimoğlu hakkında suç duyurusu Erdoğan'ın "bedelini ağır öderler" sözüne eski yardımcısından yanıt Erdoğan Bunu Yapmazsa Dibe Vururuz Peker, ses kayıtlarını ve yazışmaları neden yayınlamadığını açıkladı!