Auto-Created-3
23 Haziran 2019 ( 10058 izlenme )
Reklamlar

Sevgili okurlarım, Türkiye'de cumhurbaşkanlığı makamı önemlidir.

Sevgili okurlarım, Türkiye'de cumhurbaşkanlığı makamı önemlidir. Cumhurbaşkanını hakaretlerden korumak için özel bir yasa bile vardır.
Bu yasa çıkarıldığı zaman cumhurbaşkanı sadece “Devletin başı” idi.
Herhangi bir siyasi partinin başkanı falan değildi.
Anayasa madde 104:
“Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil eder.
Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir…”
Şimdi bir yanda şu açık ve net hükümlere, diğer yanda ise günümüzde yaşanan olaylara bakınız.
Dünya liderimiz Recep Bey acaba yaptıklarıyla, karşıtları için söylediği ağır sözlerle, “Türk Milletinin birliğini” temsil ediyor mu?

★★★

Daha öncesine gitmeye gerek yok.
31 Mart seçimleri öncesinde bütün gücüyle devreye girip her vesile ile siyasi nutuklar attı. Ancak bu nutuklar işe yaramadı.
Hangisini saymalı, partisi Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Muğla, Hatay, Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Çanakkale, Bilecik, Bolu, Kırşehir gibi nice Büyükşehirleri, illeri ve ilçeleri kaybetti.
Şimdi gözleri İstanbul'da, orasını bir kez daha yitirmemek için çaba harcıyor…
Ve yine, her gün meydanlarda nutuk atıyor.
Siyasi rakiplerine en ağır sözlerle saldırıyor, bununla da yetinmeyip hakaretler yağdırıyor.
Recep Bey anayasa ve yasaları sürekli olarak çiğniyor.

★★★

Göreve başlarken Meclis kürsüsüne çıktı ve yemin etti. Bu yemin metni anayasamızda yer alıyor.
Anayasa madde 103:
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla… anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma…üzerime aldığım görevi “Tarafsızlıkla” yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda “Namusum” ve “Şerefim” üzerine andiçerim.”
Her gün miting meydanlarında ulu orta konuşuyor, birilerine posta koyuyor.
Particilik siyasetinin tam da göbeğinde.
Siz bir eleştiri yapıyorsunuz, en acele tarafından “Gel bakalım, cumhurbaşkanına ettiğin hakaretin hesabını ver” deniliyor.
Böyle açılmış binlerce dava, bu suçtan hapiste yatan nice insanlarımız var.
O, dokunulmazlık kılıfına sarılıp her gün particilik yapacak, istediğini söyleyecek, siz ağzınızı açamayacaksınız!
Nerede kaldı “Türk Milletinin birliğini temsil etmek”,
nerede kaldı namusu ve şerefi üzerine ettiği “Tarafsızlık (!)” yemini?.. 
Anayasa işte böyle çiğnenir.

Sevgili okurlarım, bunlar bugünkü İstanbul seçiminden feci bir biçimde korkuyor.
İşte bu yüzden, İstanbul'daki Kürt oylarını devşirebilmek amacıyla önce Abdullah Öcalan'ı, iki gün sonra ise biraderi Osman Öcalan'ı devreye sokmak zorunda kaldılar.
Bir devletin, bir iktidarın bu durumlara düşmüş olması gerçekten üzüntü vericidir.
Hiçbir özelliği olmayan bir adamı İmralı'ya gönderip Apo'ya Kürt seçmenlere hitap eden talimat mektubu yazdırdılar ve biz bunu da görmüş olduk!
Ama sanmayın ki Apo o mektubu kendi özgür iradesiyle yazmıştır!
Kendisinden başka bir mektup isteseler onu da hemen yazıp verirdi. Örneğin:
“Doğuştan Atatürk milliyetçisiyim. O'na karşı saygım ve sevgim büyüktür. İmralı'da Mustafa Kemal'in askeri olarak yatıyorum!”

★★★

Ancak Apo mektubu onları kesmedi. Bir koz daha elde etmeleri gerekiyordu. Bu durumda, Kuzey Irak'ta yaşamakta olan biraderi, örgütün en önde gelenlerinden Osman Öcalan'ı da kullanmak faydalı olabilirdi!
Ergenekon ve Balyoz davalarında gizli tanık, kumpasçı, hakkında gıyabi tutuklama kararı olan ve güya kırmızı bültenle aranan bir terörist!
Bu herifi hiç utanmadan ve hiç sıkılmadan TRT ekranına çıkarıp kendilerine yarayabilir diye seçim propagandası yaptırdılar.
Mealen şöyle diyordu:
“Siz HDP'nin çağrılarına kulak asmayın, oyunuzu Binali'ye verin!”
Bir iktidar Apo'dan ve Osman Öcalan'dan medet umacak duruma gelmişse, İmralı'ya özel kurye gönderecek, Osman'ı devletin TRT'sine çıkaracak kadar düşmüşse, gerçekten acınacak durumdadır.

★★★

İstanbul'da kayıtlı yüz binlerce, milyonlarca aklı başında ve yurtsever insanımız, oy uğruna sergilenen bu rezilliklere bugün oylarıyla yanıt verecek.
Hangi etnik gruptan, hangi inançtan, hangi mezhepten oldukları hiç önemli değildir.
Gönül desteğimiz Ekrem İmamoğlu'ndan yanadır.
Her şeyin çok güzel olmasını diliyorum.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Yok öyle ucuz kahramanlık Türkiye'nin ilk olimpiyat madalyası: Mete Gazoz finalde rakibini devirdi! CHP'li başkana Erdoğan gözaltısı İçişleri Bakanlığı'ndan 81 il valiliğine 'yılbaşı' genelgesi