ACAYİP YAZILAR
Tamam halk da hangi halk?
Özellikle seçim geldiğinde ya da siyasi tartışmalar olduğunda taraflar birbirlerini “halkı anlamamakla” suçlarlar hep.
Ya da “Siz halka inemiyorsunuz” suçlaması yapılır.
Genellikle sağ siyasi görüşlerle bunlara destek verenlerin en önemli silahlarından biridir bu “halkı anlamak, halkan yana olma” tanımları.
Bense bu halk tanımından ne anlaşıldığını sorarım yıllardır.
Hele muhalefeti “Siz bu halkı anlamadığınız için asla iktidara gelemeyeceksiniz” diyerek köşeye sıkıştırdıklarını sananları hiç anlamam ve hep şunu sorarım “Güzel kardeşim, tamam cümleni anlıyorum ama sen halkın neresindesin, sen o anlamadığımı söylediğin halkın hangi kesimindensin?”
Bugün sizlere bir yazı sunmak istiyorum.
Bunu ben yazmadım.
Sanıyorum 2016’da yazılmış.
Kimin yazdığını bulamadım çünkü birçok internet sitesinde ve bloglarda kendine yer bulmuş.
Bazı cümleleri rahatsız! edici olsa da en azından ben itiraz edemedim.
Bir okuyun bakalım, “halkı anlamıyorsunuz” diye sözde en müthiş vuruşu yapanların görüşüne katılacak mısınız?
Açıkçası buradaki tanımlamalardan sonra ben halkı anlamamayı veya onlardan olmamayı daha tercih eder durumda olduğumu söylemeliyim;
ŞU KONUDA BİR ANLAŞALIM ARTIK
Halk “zavallı”
Halk “uyuşturulmuş”
Halk “kendisinden gizlenen gerçeklerle kör, sağır olmuş”
Halk “dinini bunlar yüzünden yanlış yaşamış”
Halk “ahlaklı”
Halk “dürüst”
Halk “namuslu”
Falan değil!
Benim de ara ara yaptığım burnu büyüklükle onlara “halk” falan deyip, hümanist düşüncelerle “Ah bir görseler gerçekleri” diyoruz ya; hah işte onlar o senin ‘gerçekler’ dediğin şeyin dibine kadar farkındalar. Onlar kandırıldıkları için o partiye oy vermiyorlar, onlar kendileri gibi oldukları için o partiye oy veriyorlar. Onlar senin sandığın gibi uykuda değiller, aksine senden on kat daha fazla uyanıklar.
O “halk” aslında kim biliyor musun?
O halk havalimanında çalışan, turisti kazıklayan, taksici,
O halk Cuma namazından sonra torunu yaşında kızın k…. bakıp iç çeken tonton amca,
O halk altın günlerinde üst katında ki günahsız öğrenci kıza “Eve erkek alıyor, o… doldu apartmana” diye dedikodu yapan hacı teyze,
O halk tecavüze uğramamak için camdan atlayan kızın haberinin altına “Zaten açık kapıymış, ne kaybederdi ki?” yazan türbanlı bacı,
O halk daha geçen gün elimden zorla aldıkları, “Çaldıysa çaldı, öncekiler çalmadı mı? Bu hiç olmazsa müslüman, diğerleri siyonist köpeklerdi” diyen güvenlik görevlisi,
O halk ambulansın peşine takılıp üç araç geçmeyi kâr sayan trafikteki şoför,
O halk ağzından “cahiliye devri” düşmeyen ama “kitap okuyunca başıma ağrılar giriyor” diyen adam,
O halk “Erkekler birbirini…, Allah da Lut kavminin üzerine bela yolladı” diye derste anlatıp, akşam erkek öğrencilerinin üzerine çullanan cemaatçi dernek öğretmeni ,
O halk anaları, babaları öldüğünde üzülmeden önce “Sana bir daire fazla düştü” diye saç saça, baş başa giren insanlar,
O halk kendi yaşam alanında insan gibi yaşamak için sosyalist partilere oy verip; senin ülkende “müslüman caaanım” diye ŞERİAT DİYE BÖĞÜREN Almancılar, Gurbetçiler,
O halk ağzından “Tanrı Misafiri” düşmeyip Pippa Bacca’ya tecavüz edip öldürenler,
O halk rutin trafik çevirmesinde polise nereli olduğunu sorup en alttan, en üste otoriteye biat edip, yaltaklanmaya çalışanlar..
Halk; tek bir kitap okumayıp, her konuda fikri olanlar.
Halk; kendisi gibi düşünenden başkasının yaşamasını istemeyenler.
Halk; cehaletin hadsizliğinden, izlediği salak saçma dizilerden veya yarışma programlarından mutlu olanlar.
Hakikaten şunda bir anlaşalım bence; halk bu. Sen, ben, biz değiliz. Belki aynı parayı kazanıyor, belki aynı hayat standartlarında yaşıyoruz ama halk ne kandırılmış garibanlar, ne de senin onları sandığın kadar masumlar. Ortada bir savaş var ve bu ideolojilerin savaşı değil!
Sadece iyi ve kötünün savaşı!
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
Memleketimden insan manzaraları
Bu fotoğraflar yıllar içinde ülkemizin değişik yerlerinde çekildi. Belki bazılarını daha önce görmüşsünüzdür. Ama ben bu tür fotoğrafları gördüğümde gerçekten çok eğleniyorum. Bugün de sizlere topluca bir demet sunmak istedim. Pazarımızın görüntülü keyfi olsun bu da.
ÇOK GÜLDÜM
Bu hafta DÖRT fıkra birden
Geçen hafta Pazar günü Elazığ depreminin acısı içindeydik.
Durum bu olunca ben de her haftanın değişmezi haline gelen “Yıldırım Tuna’dan fıkralar” köşesini koymamıştım.
Bu hafta ise geçen haftadan kalanlarla birlikte tam dört fıkra birden sunuyorum.
İyi pazarlar dilerim.
Madalya
Ben Londra Olimpiyatları’nı seyrederken, eve temizlikçi bir kadın geldi. Bizim sporcular 1 bronz için popolarını yırtarken, o şerefsiz birkaç saat içinde 3 gümüşü birden götürmüş. Şimdi tipini karakola tarif edip duruyoruz……
Tabakhane
120 kilometre hızla giderken yanımdan rüzgar gibi bir araba geçti, hızı en az 200 vardı. “Tabakhaneye bilmem ne mi yetiştireceksin aptal!” diye bağırdım, kendi yaptığım espriye katıla katıla gülerken arabamın telsizinden sinirli bir ses duyuldu.
Antrenörüm “Gaza bassana salak!” dedi. “Herifin seni 2. geçişi. Sana tur bindirdi geri zekalı!”
Nankör
Adam atıyla gezerken attan düşüp ayağını kırmış, durumu çok kötüyken at dişleriyle onu kemerinden kavrayıp bir ağacın altına yatırmış, elinden geldiğince ayağı kırık adamın rahat etmesi için sırtını, başının altını otlarla beslemiş ve yardım getirmek için oradan dörtnala çiftliğe koşmuş. Aradan haftalar geçmiş, adam bu olayı bir arkadaşına anlatınca arkadaşı çok şaşırıp atın zekasına inanamadığını söylemiş, “Ne zekisi be!” demiş adam sinirlenerek, “Senin salak gitti bana veteriner getirdi!”
Köpekbalığı’nın dersi
Bir gemi batmış, baba oğul iki canavar büyük beyaz köpekbalığı batan gemiye doğru hızla giderlerken “Benim yaptıklarıma dikkat et oğlum” demiş baba köpekbalığı. Denizin ortasında ümitsizce çırpınan onlarca insana doğru iyice yaklaşmışlar, “Önce etraflarında beş altı tur atarak sırt yüzgeçlerimizi hepsinin görebileceği bir şekilde teşhir edeceğiz.” (Denileni yapmışlar) “Şimdi hafif yan dönüp bütün dişlerimizi görmelerini sağlayarak yüzeceğiz.” (Denilen tekrar yapılmış), “Tamam. Şimdi hepsini yiyebiliriz!”
Yavru köpekbalığı “Baba, neden direkt saldırıp onları yemedik de etraflarında dönüp durduk, sırt yüzgeçlerimizi, dişlerimizi falan gösterdik?” diye sormuş…
“Yavrum” demiş baba köpekbalığı, “İnsanlar korkudan kendi kendilerine içlerini temizliyorlar, o zaman yenilirse daha lezzetli oluyor!”