Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump dünkü temaslarının ardından basın mensuplarının karşısına geçti. Basın toplantısında Trump, Sabah yazarı Hilal Kaplan'ın Türkiye'nin resmi pozisyonunu anlatarak sorduğu uzunca sorunun ardından "Haber yaptığınıza emin misiniz?" karşılığını verdi.
ABD Başkanı Trump sorucevap bölümüne geçildiğinde “Sadece dost canlısı gazeteciler, onlardan çok fazla yok zaten” diyerek soru için Erdoğan’dan bir gazeteciyi seçmesini istedi.
Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümete yakın Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan’ı tercih etti.
Kaplan ise Trump’a selefi Barack Obama’nın hatalı dış politikasının üstesinden gelmek gibi bir yükü olduğunu, bu hatalardan birinin ABD’yi ABD tarafından da terör örgütü olarak tanımlanan PKK ve onun Suriye uzantısı YPG’yle aynı eksene çekmek olduğunu söyledi.
Sabah yazarı, bu politikanın ikili ilişkilere verdiği zararı geri almaya çalışırken, Trump’ın YPG elebaşı Mazlum Kobani’yi Beyaz Saray’a davet ettiğini hatırlatarak, “Bugünkü görüşmeden sonra hâlâ onu Beyaz Saray’a davet etmeyi düşünüyor musunuz?” diye sordu.
ABD lideri ise Kaplan’a cevabında terör örgütü elebaşlarından Kobani ile “iyi bir görüşme” gerçekleştirdiklerini söyledi ve ABD’nin hem onunla hem Erdoğan’la “çok yakın çalıştığını” belirtti.
Ardından Trump, Kaplan’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da soru sormasını istedi.
Tam bu sırada Trump “Haber yaptığınıza emin misiniz? O soruyla Türkiye’ye çalışmıyor musunuz” diye sordu.
“ZATEN BAŞKA TÜRLÜSÜ DE KALMADI”
Öte yandan, Amerikan ABC News kanalının Beyaz Saray Baş Muhabiri Jonathan Karl, ABD lideri Trump’ın “sadece dost canlısı gazeteciler” ifadesini kullanarak soru almak için Erdoğan’dan bir gazeteci seçmesini istediği anlarda toplantı salonunda yaşanan bir gelişmeyi bildirdi.
Karl, Türkiye ile ilgili tüm gelişmelere müdahil olan ve bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ankara’da da görüşen Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham’ın tam o anda kendisine dönüp, “Zaten başka türlüsü de kalmadı” dediğini iddia etti.