“Cumhurbaşkanı’na hakaret”in suç olmaktan çıkarılması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmasının ardından İzmir’den Trabzon’a sürülen eski YARSAV Başkan Yardımcısı hâkim Murat Aydın, mesleği de bıraktı.
‘ARTIK MÜCADELE ZEMİNİ KALMADI’
Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı mücadelesini yargıç olarak içeriden sürdürmenin zemini kalmadığı için HSK’ye dilekçe verdiğini belirten Aydın, “Biz yargıçlar olarak adalet için örgütlü mücadele yürüttük. Ancak yargı bağımsızlığı kalmayınca içeride durup çalışmanın faydası yok. Kürsünün diğer tarafına geçtiğimde belki bir etki sağlayabilirim” dedi.
‘ARTIK YARGI BAĞIMSIZLIĞI YOK’
Yargıdaki dönüşümün büyük ölçüde tamamlandığını dile getiren Aydın, “Olmasından çekindiğimiz, kamuoyunu uyardığımız hemen her şey oldu. Yargı bağımsızlığının korunmasıyla ilgili mücadeleyi, yargı bağımsızlığının sağlanması mücadelesine çevirmek gerekir. Çünkü artık yargı bağımsızlığı yok. Koruyacağımız bir yargı bağımsızlığı olmayınca, içeride durup çalışmanın bir faydası yok. Etkili bir yöntem de değil ayrıca bu. O zaman dışarıya çıkıp, yargı bağımsızlığının sağlanmasını talep etme mücadelesinde olmak gerekir” diye konuştu.
Yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğüyle ilgili talebin toplumun tüm kesimlerinden gelmesi gerektiğini vurgulayan Aydın, “Bağımsız yargıya sahip olmayan bir devletin ayakta kalma şansı yoktur” dedi.
‘HUKUK YOKSA EKONOMİK KRİZ DERİNLEŞİR’
Hukuk sistemine güvenin ortadan kalkmasıyla ekonomik krizin bile derinleşeceğini belirten Aydın, “Güvenilir bir hukuk sistemi yoksa, ne iç ne dış yatırım gelir. Yarın çıkacak bir kararnameyle fabrikanız kapanacaksa, neden bir fabrika kurasınız ki? İşe sermaye açısından da bakarsanız böyle, işçi sınıfı açısından da böyle. Herkesin hukuka yaklaşımı farklı olabilir, ama hukuk ihtiyacı toplumun bütün kesimleri için var olan bir ihtiyaçtır. Hukuk ihtiyacının somut karşılığı da etkin ve bağımsız bir yargıdır” dedi.
‘HÂKİMLER AÇIK HEDEF’
Umutsuz olmadığının altını çizen Aydın, şunları söyledi: “Ancak yargı içinde kalarak yargı bağımsızlığı için bir şey söylemenin zemini bitmiş durumda. Bu sistemi yıkıp yeni bir sistem kurmak değil, yargı bağımsızlığını yeniden sağlamaktan bahsediyorum. Ama bunu içeriden söz söyleyerek yapma imkânı yok. Yargı mensuplarının hâlâ önemli bir kesimi özveriyle işlerini yapmaya devam ediyorlar. Ama bir yılgınlık, suskunluk hali var. Çünkü hepsi açık hedef konumunda. Tek tek olaylara reaksiyon veriyoruz. O zaman da olay magazinleşiyor ve köpük şekilde kabarıp sönüyor, ama iz bırakmıyor. Örgütlü bir mücadele yürütmek gerekiyor.”
Kaynak: Cumhuriyet