Sağlık Bakanlığı'nın gün gün açıkladığı koronavirüs vakası ve koronavirüsten kaynaklı ölüm sayıları hakkındaki kuşkular, Türk Tabipler Birliği ve Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptıkları açıklamalarla daha da arttı.
Bakanlığın açıkladığı vaka sayılarının test sayıları ile ilgil olduğunu ve test sayılarının da şehir şehir açıklanması gerektiğini savunan Özdil, edevlet üzerinden İstanbul'da geçen yıl ile bu yıl yaşanan ölüm sayılarını karşılaştırdı ve 'Bu artış normal mi?' diye sordu.
Özdil'in yazısı şöyle:
Sayılar yalan söylemez.
Ama, sayıyla yalan söylenir.
★
Mesela, kalp kriziyle alakalı araştırmayı Norveç'te yaparsanız, “kalp krizi geçirenlerin yüzde 99'u sarışın” sonucuna ulaşabilirsiniz ve bu araştırmanızı kanıtlayan istatistiki veriler ortaya koyabilirsiniz.
★
En çok vaka İstanbul'da.
Çünkü, testlerin yüzde 80'inden fazlası İstanbul'da yapılıyor.
Manisa'da mesela, vaka az.
Çünkü, Manisa'da parmakla gösterilecek kadar az test yapılıyor.
★
Hiç test yapma.
Hiç vaka çıkmasın.
★
Bursa mesela, toplam vaka sayısını açıklıyorlar.
250 civarında.
Peki, Bursa'da yaşayanlar, üç milyon nüfuslu Bursa'da toplam kaç kişiye test yapıldığını biliyor mu?
Niye onu açıklamıyorlar?
İstanbul'da vakaların en yoğun bölgesi, Bağcılar.
Bağcılar'da dünyaya gelen her iki bebekten biri Suriyeli.
E bu durumda… Her beş kişiden biri Suriyeli olan, iki milyon nüfuslu Şanlıurfa'da vaka sayısının sadece 18 olma ihtimali var mı?
★
Hangi şehirde kaç kişiye test yaptıklarını niye açıklamıyorlar?
Çünkü…
Her şehirde İstanbul'daki kadar test yaparlarsa, aslında Türkiye'nin her köşesine tıpkı İstanbul kadar bulaşmış olduğu ortaya çıkacak.
★
(Taa en başında “hangi şehirlerde olduğunu açıklayın, o şehirleri izole edin” diye yalvardık… Saklayarak halledebileceklerini düşündüler.)
★
(Şimdi aynı kafayla, hangi şehirde ne kadar test yapıldığını saklayarak, nereye ne kadar bulaştığını saklayabileceklerini düşünüyorlar.)
★
(Bu yasakçı kafa yüzünden daha fazla yayılmasına sebep oldular, aynı yasakçı kafa yüzünden mücadelede geç kalınmasına sebep oluyorlar.)
★
Bakın mesela…
Sağlık bakanlığı, Türkiye'nin koronavirüs haritasını yayınladı.
“Şeffaf bilgi paylaşımı yapıyoruz” denildi.
Ama…
Bodrum'da yedi kişi hayatını kaybetti, belediye başkanı açıkladı.
Fethiye'de bir kişi hayatını kaybetti, Alman basını bile yazdı.
Milas'ta bir kişi hayatını kaybetti, yerel basın defnedilişini yayınladı.
Ula'da bir kişi hayatını kaybetti, belediye başkanı açıkladı.
Hal böyleyken, sağlık bakanlığının yayınladığı haritaya bakıyoruz…
Muğla büyükşehir sınırları içinde vefat görünmüyor!
★
Test yapılmıyor.
Test yapılmadığı için, koronavirüsten hayatını kaybeden vatandaşlara “pozitif” denmiyor.
★
Türk Tabipleri Birliği dün resmen açıkladı.
Hayatını kaybeden insanlarımızın sayısında tuhaflık var.
Doğrulanmış vaka sayısıyla, vefat sayısı örtüşmüyor.
★
Biliminsanı olmaya gerek yok.
Gazeteci olmaya gerek yok.
Biraz merak eden her vatandaş edevlet'ten şu rakamları bulabilir…
Devlet sırrı değil.
Gizli bilgi değil.
Kamuya açık bilgi.
★
İstanbul'da…
Geçen sene 1 Nisan'da 223 kişi hayatını kaybetti.
Bu sene aynı gün 311 kişi.
Geçen sene 2 Nisan'da 198 kişi hayatını kaybetti.
Bu sene aynı gün 306 kişi.
Geçen sene 3 Nisan'da 217 kişi hayatını kaybetti.
Bu sene aynı gün 325 kişi.
Geçen sene 4 Nisan'da 202 kişi hayatını kaybetti.
Bu sene aynı gün 318 kişi.
Geçen sene 5 Nisan'da 193 kişi hayatını kaybetti.
Bu sene aynı gün 340 kişi.
Geçen sene 6 Nisan'da 191 kişi hayatını kaybetti.
Bu sene aynı gün 303 kişi.
Geçen sene 7 Nisan'da 207 kişi hayatını kaybetti.
Bu sene aynı gün 308 kişi.
★
Bu farkın sebebi ne?
★
İstanbul'da geçen sene nüfus artış hızı yüzde 3.
İstanbul'da bu sene vefat artış hızı yüzde 50!
Normal mi?
★
Üstelik, İstanbul halkının yüzde 95'i evinde otururken, şehirde artık ölümlü trafik kazası bile yokken… Bu fark neden?
★
Koronavirüsten Türkiye genelinde toplam 73 vefat açıklandığı gün, sırf İstanbul'da neden 100'den fazla “sıradışı” ölüm var?
★
Ocak ayında, Şubat ayında sapma yok.
Vefat sayısı geçen seneki kadar.
Mart başında dikkat çekici fark başlıyor.
Nisan uçurum.
Niye?