Auto-Created-3
08 Aralık 2021 ( 6565 izlenme )
Reklamlar

Yılmaz Özdil, İmha Planını İfşa Etti!

Özdil, Türkiye’ye gelen kaçak göçmen sayısının 8 milyonu aştığını, bunun Türkiye’yi imha etme operasyonu olduğu savundu.

Türkiye’de yaşayan Suriyeli ve Afgan göçmenlerin gelecek için büyük bir tehdit oluşturduğunu söyleyen Yılmaz Özdil, hem iktidar hem de muhalefet içinde bulunan yurtseverlerin seslerini daha güçlü bir şekilde çıkarması gerektiğini belirtti. İşte Özdil'in konuşmasından öne çıkan satırlar: 

"SİZ VATAN HAİNİSİNİZ" 

Yabancı fonlardan para alan gazeteci kılıklı çantacılar var. Kara paracıların otellerinde kalan kokain baronlarının soytarısı olmuş gazeteciler var. Emperyalizm uşağı, emperyalizm maşası 2. Cumhuriyetçiler var bu ülkede. Tarikat, cemaat zır cahil atmosferi var bu ülkede. Bunların hepsinin koalisyonu dönüp bize akıl veriyor, siz ırkçısınız diyor. Siz vatan hainisiniz, biz ırkçı değiliz.

 "MAZLUM OLMADIKLARINI BİLİYORUZ"

 Bunu dünyada herkes görüyor, Türkiye’de aklı başında da her insan görüyor. Suriyelilere kimse karşı değil. 5 buçuk milyon Suriyeliyi niye dolduruyorsunuz ama kardeşim? Amerikan casusu, Amerikan ajanı, Amerikalılarla birlikte kendi ülkesinde silah çekmiş Afganları sen kendi ülkene niye dolduruyorsun kardeşim. Bu gelen Afganların hepsinin mazlum falan olmadığını biliyoruz.

 "AMERİKAN'IN İŞBİRLİKÇİLERİ" 

Bunlar Amerikan ordusunun işbirlikçileri. Bunları Amerika’ya alamayacakları için muhtemelen para verdiler Türkiye’ye sokuyorlar. 10 sene sonra Türkiye’de demografiğinin kimse ne olacağını düşünüyor mu? 

"HEM İKTİDAR HEM DE MUHALEFETTEKİ YURTSEVERLERE SESLENİYORUM"

 Çok açık şekilde Türkiye’yi imha etme operasyonu bu. Demografik bomba. 8 milyon kaçak göçmen gelmiş, daha neyini hazmedecek bu ülke. Kaç milyon olması gerekiyor? Biz mi gideceğiz en son, buraya onlar mı gelecek. Neyini hazmedeceksin. Hem iktidar hem de muhalefet içinde artık yurtsever seslere, kendi cebini kendi koltuğunu değil, çocuğunun geleceğini 100 sene sonrasını 500 sene sonrası düşünecek yurtsever seslere ihtiyaç var. EKONOMİ VE HİNDİ! Özdil, bugünkü yazısında ise ekonomideki kötü gidişat için de şu vurguları yaptı: 2007 yılıydı. Parayı bastırıp Türkiye'den banka satın alan Avrupa merkezli bir banka, bu alışverişten önce “iktisadi yön” raporu yayınlamıştı. Raporun kapağında bu gördüğünüz fotoğraf vardı. 

Bir kadın. Mutfaktaydı. Aşçı önlüğü giymişti. Belli ki çok mutluydu. Tatlı tatlı gülümsüyordu. Elinde hindi vardı. Yolunmuştu… Cillop gibiydi. Tepetaklaktı. İngilizce hindi malum, Turkey. Turkey'nin bacaklarını ikiye ayırmıştı, keyifle gösteriyordu. Lezzetli bir yemek tarifini andıran, insanın iştah duygusunu kabartan ve ağzını sulandıran bu “finansal rapor”un başlığı şuydu: “Tamamiyle yolundu… Var mı başka tencereye konacak?” Turkey'e çizilen “iktisadi yön” işte buydu. 

★ 2007 haziran ayıydı. Oturdum, “lezzetli hindi tarifleri” başlığıyla bu raporu yazdım. E haliyle, ilahları kızdırdım. İşimden oldum… Çünkü, benden başka bu raporu yazan gerizekalı yoktu. Sayın basınımız genellikle ilerizekalı arkadaşlardan oluştuğu için, Turkey'nin cillop gibi soyulacağını, hindi gibi tencereye konulacağını, afiyetle yenecek bir yemek olarak pişirileceğini yazmadılar. Tek sütun haber bile yapmadılar. 

Sansürlediler. Henüz yandaş medya inşa edilmemişti ama, pek yakında medyası elinden alınacak olan sayın basınımız durumu idrak edemiyordu, bugün objektif gazeteci ayağına yatan, muhalif pozlarına bürünen arkadaşların çoğu, Akp'ye şirin görünmek için yalakalık yarışı yapıyordu. “Babalar gibi satıyoruz” diyenlerin, “ben ülkemi pazarlamakla mükellefim” zihniyetinin, Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne sokacağını düşünüyorlardı. Yabancı sermayeye kırmızı halı serenleri desteklemek gerektiğini, hatta teşekkür etmek gerektiğini yazıyorlardı. Bankalarımız elaleme satıldığında manşetlerinden havayi fişekler fırlatıyorlardı, “müjde” diyorlardı, “ekonomide milat” diyorlardı. “Satmayın” filan diyerek, çomak sokmanın alemi yoktu. 

Dolayısıyla… “Lezzetli hindi tarifleri” başlığıyla yazdığım yazıyı, sadece siyasi ilahlar değil, sayın basınımız da sevmemişti. İşsiz kalmama pek sevinmişlerdi. Meslekten atılmamda fayda vardı. 

★ Sonra? Sonrası çorap söküğü gibiydi, memleketin bankalarını, fabrikalarını, limanlarını, rafinelerini, barajlarını, santrallarını, borsasını, madenlerini, nehirlerini, hatta toprağını bile elaleme sattılar. Çizilen “iktisadi yön”de durmak yok “yolmaya” devam şeklinde ilerlediler. Cillop gibi yaptılar. Tamamiyle yoldular.

 ★ Sonra? Tee 14 yıl sonra, dün… Asrın liderimiz genelge yayınladı.

 Bundan böyle uluslararası faaliyetlerde “Turkey” ibaresi kullanılmayacak, “Türkiye” kullanılacak. Made in Turkey denmeyecek. Made in Türkiye denecek. “Türkiye” markasına hassasiyet gösterilecek, böylece artık hiç kimse bize “Turkey” diyerek, hindi muamelesi yapamayacak filan. Sayın medyamız gene çok sevindi, gene “milat” diye manşet attı.

 ★ Bravo. Ama sayenizde, Turkey'den geriye Türkiye kaldı mı?

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Fahrettin Koca'nın 'Omicron' açıklamasına uzmanlardan tepki geldi: 'Gerçekçi değil' Davutoğlu'ndan Erdoğan'a çok sert 'bedel ödetme' yanıtı Asker camisinde zikir ayini İstanbul'da geçersiz oylar için yeni gelişme