Türkler ölse de olur!
Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, "Dünyanın en zengin ülkesi ABD dahil 157 ülkeye, tahtırevalliyle maske ve dezenfektan gönderenlerin… Kendi vatandaşları kırıma uğrarken, teee Fizan'a, Libya'ya 150 bin aşı bağışlaması tuhaf mıdır?" diye sordu.
Özdil, bugünkü yazısında, iktidarın Libya'ya 150 bin doz aşı göndermesine tepki gösterdi.
Özdil'in "İnsanlık ölmedi… Türkler ölse de olur!" başlıklı yazısı şöyle:
Kendi vatandaşına alt tarafı üç bin lira asgari ücret bile vermeye kıyamazken, hobaraa diye memlekete doldurdukları beş milyon Suriyeliye 52 milyar dolar harcayanların, Filistin'e iki milyar dolar, Sudan'a 750 milyon dolar, Somali'ye 750 milyon dolar, Afganistan'a 650 milyon dolar bağışlayanların, şeriatçı Mursi'ye tiko para iki milyar dolar gönderenlerin, Afrika'ya yedi milyar dolar saçanların, Komor'a stadyum, Zimbabwe'ye pazar yeri, Moritanya'ya ahır, Gambiya'ya dökümhane, Kongo'ya okul yaptıranların, Tanzanya'ya Burkina Faso'ya su kuyusu açtıranların, Gana'ya Togo'ya Uganda'ya kırtasiye malzemesi, Mozambik'e inek, Kamerun'a deterjan dağıtanların, Eritre'ye Lesoto'ya üniforma diktirenlerin, Cibuti'ye ambulans, Somali'ye Mali'ye Tunus'a Mısır'a çöp kamyonu, Sierra Leone'ye vidanjör hediye edenlerin, teee Arakan'a Yemen'e Lübnan'a 50'şer milyon dolar hibe edenlerin, Barzani'ye iki milyar dolar verenlerin, Pakistan köylülerine keçi, Yemen köylülerine un dağıtanların, Okyanusya ülkesi Palau'ya VIP minibüs, Karayip Denizi'ndeki Antigua'ya bilgisayar hediye edenlerin, Büyük Okyanus'ta sadece dokuz mercan adacığından oluşan ve nüfusu sadece 12 bin kişi olan Tuvalu'ya futbol topu ve pompa gönderenlerin, ABD'nin Oregon eyaletinde yaşayan Kızılderili kabilelerine 200 bin dolar hibe edenlerin, Washington'a direkt uçuş başlatan Türk Hava Yolları'nın ilk seferinde Apaçi, Novajo, Cheyenne ve Mohikan kabilelerinden 17 şefi İstanbul'a getirip, yedirip içirip, gezdirenlerin, 98 ülkede 100 bin kişiye ramazan kolisi dağıtanların, Kenya'da Bangladeş'te Çad'ta Nijer'de Somali'de Sudan'da Yemen'de 300 bin kişiye iftar verenlerin, son sekiz yılda 175 ülkeye para dağıtanların, elaleme para saçma konusunda dünyanın en zengin ülkelerine tur bindirenlerin, dünyadaki bütün yardımların üçte birini tek başına Türkiye'ye yaptıranların, ABD'den iki milyar dolar fazla yardım yapanların, İngiltere'den altı milyar dolar fazla yardım yapanların, Japonya'dan yedi milyar dolar fazla yardım yapanların, Küresel Yardım Raporu'na göre “dünyanın en cömert hükümeti” ilan edilenlerin, 50 milyon dolarımız yok diye tank fabrikamızı Katar'a peşkeş çekerken, Rusya'ya 170 milyon dolar harcayarak, kubbesi altın varaklı cami yaptıranların, ABD'ye 100 milyon dolar harcayarak, hamamlı, restoranlı cami yaptıranların, 30 milyon dolar harcayarak, sıfır karbon ayakizi özelliğiyle Avrupa'nın ilk çevre dostu camisini İngiltere'ye yaptıranların, 35 milyon dolar harcayarak, 50 bin metrekareyle Asya'nın en büyük camisini Kırgızistan'a yaptıranların, karada yer kalmamış gibi, denizi doldurarak Cibuti'ye cami yaptıranların, minarelerini 50'şer metre yaptıranların, sayın ahalimizin haritadaki yerlerini bile bilmediği Haiti'ye, Filipinler'e, Somali'ye, Mali'ye cami yaptıranların, elalemin ülkelerine toplam yarım milyar dolarlık cami dikenlerin, Kolombiya'da cami restorasyonu yapanların, Tayland'ta Etiyopya'da türbe yaptıranların, mühendisler, mimarlar, haritacılar, şehir planlamacıları göndererek, 100 milyon dolar dökerek, Sudan'daki Sevakin adası'nı komple inşa edenlerin, kendi vatandaşları açken, Kurban Bayramı'ndaki kurban bağışlarını Togo'da Moritanya'da Çad'ta Etiyopya'da kestirenlerin, askeri konvoyumuza saldırıldığında, 11 şehidimiz varken, uçağa atlayıp Somali'ye gidenlerin, Somali halkına moral vermek için moral dansı yapanların, karakolumuz basıldığında, sekiz şehidimizin toprağa verildiği gün, uçağa atlayıp Myanmar'a giderek, Arakanlılara gözyaşı dökenlerin, 15 şehidimiz varken, o akşam, oğluna stadyumda sünnet düğünü yaptırarak halay çekenlerin, helikopterimiz düştüğünde, 17 şehidimiz varken, Gazze'ye koşup, yaralı Hamaslılara sarılarak hıçkıra hıçkıra ağlayanların, cephanelik patladığında, 25 şehidimiz varken, Hindistan'da Pakistan'da olur böyle şeyler diyenlerin, hayat devam ediyor, acımız var diye ara mı verelim diyerek, birbirlerine sucuk hediye edenlerin, yadırganacak bir şey yok, lokum bile ikram edilir diyenlerin, şehidin sitem eden kızkardeşini tersleyenlerin, senin ağabeyin de bu mesleği seçmeseydi diyenlerin, bi kaç Mehmet şehit oldu diye Meclis'i toplayamayız diyenlerin, Papa öldüğünde milli yas ilan edenlerin, Reyhanlı havaya uçurulduğunda, 52 insanımız hayatını kaybettiğinde, hiç istifini bozmayanların, Gazze için üç günlük milli yas ilan edenlerin, sırtını sıvazladıkları köktendinciler Suruç'u havaya uçurduğunda, 34 insanımız hayatını kaybettiğinde kılı kıpırdamayanların, Suudi kralı 91 yaşında eceliyle öldüğünde milli yas ilan ederek, bayrakları yarıya indirenlerin, Pakistan için milli yas ilan edenlerin, Mısır için milli yas ilan edenlerin, Tunuslu yaralı dincileri özel uçakla Türkiye'ye getirenlerin, Yemenli yaralı dincileri özel uçakla Türkiye'ye getirenlerin, Mısırlı yaralı dincileri özel uçakla Türkiye'ye getirenlerin, cumhurbaşkanımıza Kazakistan'da hediye edilen beygirleri özel uçakla Türkiye'ye getirenlerin, ama aynı tarihlerde, Hakkari'de şehit düşen binbaşımızın bayrağa sarılı cenazesini, İstanbul Atatürk Havalimanı'nın apronunda, portakal kasası gibi, bavullarıyla beraber, kamyonet kasasında taşıyanların, gazilerimizin protez ayaklarına haciz gönderenlerin, şehit cenazelerinde 1932'den beni çalınan Chopin'in cenaze marşına “dinimize aykırı” diyerek, şehit cenazesinde müzik çalınması şehitlerimizin ruhunu rencide ediyor diyerek, şehitlerimiz varken çalgı aleti kullanılması kutsalımıza maneviyatımıza ters düşüyor diyerek, Afrin'de 52 şehidimiz varken, şarkıcıları türkücüleri çalgıcıları özel uçakla sınır karakoluna götürüp, şen şakrak kahkahalar eşliğinde klarnet çaldıranların, Suriye'de bizim çocuklar şehit olurken, kendi devletine silah çeken Suriyeli dincileri Kuvayı Milliye ilan edenlerin, Libya'daki şehitlerimizi gizlemeye çalışırken, kalp krizinden ölen Mursi'yi şehit ilan ederek, diyanetin tamilatıyla Türkiye'nin bütün camilerinde cenaze namazı kıldıranların, kendi vatandaşlarının restoranlarını kafelerini pandemi gerekçesiyle kapatırken, kendi müzisyenlerinin işsizlikten intihar etmesini görmezden gelirken, sarayda ziyafetle ağırladığı Irak heyetine fasıl yaptıranların, kendi vatandaşlarının Merkez Bankası'ndaki kefen parasını bile elaleme harcarken, kendi fakir fukarasının fitresine yapa yapa anca bir lira zam yaparken, Somali'nin IMF borcunu ödeyenlerin, Araplara son 16 yılda 12 milyon metrekare “toprak” satanların, Kanal İstanbul manzaralı arazileri Araplara verenlerin, Ne Mutlu Türküm Diyene diyemeyenlerin, Ne Mutlu Türküm Diyene'yi yasaklayanların… İban numarası verip kendi vatandaşından para dilenirken, kendi vatandaşına maske dağıtamazken, içmeye ayranı yokken, dünyanın en zengin ülkesi ABD dahil 157 ülkeye, tahtırevalliyle maske ve dezenfektan gönderenlerin… Yeterli miktarda aşı temin edilmediği için kendi vatandaşları kırıma uğrarken, teee Fizan'a, Libya'ya 150 bin aşı bağışlaması tuhaf mıdır?
★
İnsanlık ölmedi…
Türkler ölse de olur!