Turkuaz renkli skorbord’un rakamları…
26 Kasım 2020
Yazarlar
Yılmaz Özdil
Üç hafta kadar önceydi.
Hayatımın en çaresiz anlarından birini yaşadım.
Telefonum çaldı.
Arayan, çok saygı duyduğum bir büyüğümdü, babamın arkadaşıydı.
Sevinçle açtım.
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Yılmaz bir şey yap, Yılmaz bir şey yap diyor, gerisini getiremiyordu.
Ağabey sakin ol kurban olayım, ne oldu diye soruyordum ama, nafile.
Öylesine paniğe kapılmıştı ki, o dağ gibi adam ağlamaktan konuşamıyordu, gözyaşlarına boğuluyordu, gidemiyorum, haber alamıyorum gibi kelimelerini seçiyordum ama, can kulağıyla dinlememe rağmen ne dediğini anlayamıyordum.