Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre, oy kaybeden iktidar bu düşüşü durdurabilmek için asgari ücret artışını gündeme getirdi. Kulislerde asgari ücretin vergi dışı bırakılmasından gelir vergisi tarifesinde değişikliğe kadar birçok senaryo konuşuluyor.
Asgari ücret şu anda brüt 3 bin 577.50 TL. Bunun içerisinde SGK primi (Yüzde 14) 500.85 TL. İşsizlik sigortası primi (yüzde 1) 35.78 TL. Gelir vergisi (yüzde 15) 187.82 TL. Asgari geçim indirimi (AGİ) 268.31 TL. Damga vergisi 27.15 TL. Kesintilerin toplamı 751.60 TL. Kesintilerden sonra çalışanın cebine giren net asgari ücret 2 bin 825.90 TL. Asgari ücretin işverene maliyeti ise 4 bin 203.56 TL. İşveren kesimi ücret üzerindeki vergi yükünün kaldırılmasına karşı değil. Zaten Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarında da ücret üzerindeki vergi ve prim yüklerinin uygun seviyelere çekilmesini talep ediyorlar. Burada temel nokta iktidarın belli bir vergi gelirinden vazgeçip vazgeçmeyeceği…
Vergi düzenlemesi konusunda formüllerden birisi asgari ücretin tamamen vergi dışı bırakılması. Ancak böyle bir durumda brütü asgari ücretten biraz daha yüksek, örneğin 3 bin 800 TL olan bir işçinin ücretinden vergi kesilmeye devam edileceği için yılın ikinci yarısında eline asgari ücretliden daha az maaş geçeceğine dikkat çekiliyor.
MALİYE SICAK BAKMIYOR
İşverenlerin daha az SGK ve işsizlik sigortası primi ödemek için ücretleri asgari ücretten göstereceğine işaret ediliyor. Bütün ücretlerin asgari ücret kadar olan bölümünün vergiden muaf tutulması başka bir formül. Ancak bütçe açısından önemli bir gelir kaybına neden olacağı için Maliye bu formüle sıcak bakmıyor.
Başka bir formül ise gelir vergisi tarifesinin değiştirilmesi. Gelir vergisine temel oluşturan dilimlerin asgari ücretteki yüzdelik artış kadar yükseltilmesi. Şu anda yılbaşından itibaren ele geçen ücret 24 bin TL’yi aştığında yüzde 20’lik vergi dilimine giriliyor. 2020’de bu dilim 22 bin TL’ydi. İktidar tarifedeki artışı düşük tuttuğu için emekçiler kısa süre içerisinde bir üst dilime girerek daha fazla vergi ödemeye başlıyor. Oysa şimdiye kadar asgari ücrette yapılan artışlar buraya yansıtılmış olsaydı işçiler çok daha geç bir üst vergi dilimine girecekti. İktidar yıllardır dile getirilmesine karşın bütçe geliri düşeceği için bu formüle de yanaşmıyor.
Gelir vergisi tarifesinde yüzde 15’lik ilk dilimin yüzde 10’a indirilmesi ve burada sabitlenmesi de bir başka formül. Ancak iktidar buna da yanaşmıyor. Tüm bu formüller iktidarın bir kısım vergi gelirinden vazgeçmesi anlamına geliyor.
Kulislerde olabilecek bir başka formüle de işaret ediliyor. İktidarın asgari ücretteki artışı yüksek tutacağı ancak gelir vergisi tarifesinde sınırlı artış yapacağı da konuşuluyor. Bu durumda asgari ücret yüksek olsa da işçi çok daha kısa süre içerisinde bir üst vergi dilimine gireceği için daha fazla vergi ödeyecek. Asgari ücret yüksek olsa da kesilen vergi de daha fazla olacağı için değişen bir şey olmayacak.