Yeniçağ gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu bugünkü köşesinde olası erken seçim hakkında kulis bilgilerini yazdı.
İşte Orhan Uğuroğlu’nun o yazısı: AKP ve MHP milletvekillerine, “Recep Tayyip Erdoğan erken seçim yapar mı?” diye sordum. Çoğunluk, “2023’e kadar neden yapsın ki” başlığı altında seçimin zamanında yapılacağını ifade ettiler. Diyeceksiniz ki; “Tek kişinin kararı ile mi seçimin erken ya da zamanında yapılacağına karar verilir?”
Çok haklısınız, erken seçim için karar verebilecek tek kişi değil, iki kişi var: – Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli *** Başkentin siyasi kulislerinde tartışılan, “erken seçim 2020’nin Kasım ayında olur mu?” sorusuna yanıt bulmak için iktidar ve muhalefet kanadının ekonomistleriyle gazetecilileriyle, siyasetçileriyle, iş insanlarıyla ve bazı sivil toplum kuruluşlarının yöneticileriyle konuştum. Önce “2023’e kadar neden yapsın ki” diyenlerin gerekçelerine bakalım.
Ekonomik verilerin düzeltilmeden, İşsizlik yangını söndürülmeden, Çarşı – Pazar enflasyonu düşürülmeden, Ve en önemlisi yeniden seçilebilme şartları bugün yok denecek kadar az iken Erdoğan erken seçim kararı almaz. Değerli okurlarım, Deneyimli bir AKP milletvekili dedi ki; “Erdoğan iktidarı bırakmak istemez. Baktı ki yüzde 50+1 ile seçilmesi mümkün olmayacak “B” planını devreye alır.” Sordum: Nedir “B” planı? Hukukçu AKP milletvekili dedi ki;
“Bir silahı da muhalefetin hem fikir olduğu parlamenter rejim talebidir. Seçim tarihi yaklaştığında Erdoğan ya da Bahçeli bu konuyu gündeme getirir. Muhalefet partilerinin tamamı destek verir. Uzlaşılması gereken aslında iki ya da en fazla dört, beş madde muhalefet ile oturulacak masaya konur.
Cumhurbaşkanının yüzde 50+1 ile seçilmemesi, Partili – Partisiz cumhurbaşkanı konusu, Kuvvetler ayrılığının sağlanacağı, TBMM’nin güçlendirileceği, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Güçlendirilmiş parlamenter rejim Yepyeni anayasa” Değerli okurlarım, Anlaşılan o ki Erdoğan 18 yıllık iktidarını sürdürebilmek için “B” planı hatta “C” planı dahi hazırlıyor.
*** Anlaşılan o ki “erken seçim” söylentileri gerek AKP’lileri gerekse MHP’lileri kızdırıyor, hırçınlaştırıyor ve siyasi açıklamalarını da hakarete hatta tehdide dönüştürüyor.
CHP grup başkanvekili Özgür Özel’e yapılan saldırı ve tehdit çok kötüydü. FOX TV ana haber yapımcısı Fatih Portakal’a dava açılması trajikomikti.
Cumhuriyet Gazetesinin emekçilerinin ifadelerinin alınması basın özgürlüğünü kısıtlamaya çalışmaktı. Habertürk yazarı ve “Teke Tek” programı yapımcısı Fatih Altaylı’ya gelince her nedense beni sevmez ara sıra da adımı vermeden eleştirir.
Canı sağ olsun ben her özgür gazeteciyi severim. Fatih Altaylı da özgür gazetecidir, başarılı bir televizyon programcısıdır. Son günlerde ağır saldırı altında olduğu için ben de onun yanındayım. Yapılan saldırıları şiddetle kınıyorum. Böyle bir hukuk düzeni olabilir mi?