Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ismini anmadan iktidarı “korku siyaseti, tehdit ve beka söylemiyle toplumu sindirmek”le suçlarken “Toplum nefes alamıyor” dedi. Partinin programında Atatürk yalnızca bir yerde geçti.
GÜL'DEN TEBRİK
DEVA Genel Başkanı Babacan, dün partisinin kurucular kurulu, tüzük ve programının tanıtımını Bilkent Otel’de yaptı. Toplantıya eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir mesaj göndermemesi, Gül’e yakın isimlerden kurucular arasında yer almadığı için tepkili oldukları ileri sürülen Beşir Atalay ve Haşim Kılıç’ın katılmaması dikkat çekti. Gül’ün kurucular kurulu toplantısında genel başkan seçildikten sonra Babacan’ı arayıp tebrik ettiği öğrenildi. Babacan’a yakın kaynaklar, Atalay’ın hasta olduğu için toplantıya katılamadığını söyledi. Babacan’ın, “Keşke ülkede şartlar biraz daha normal olsaydı da, tüm ülkemizin genelinde bizleri aydınlatan, katkı veren arkadaşlarımızın hepsi burada olsaydı. Ama biz onları anlıyoruz. Bugünler de geçer inşallah” demesi dikkat çekti.
ALEVİ VE KÜRT SORUNU
Konuşmasında ayrıştırıcı, ötekileştirici siyaset dilinin toplumu sürekli gerdiğini söyleyen Babacan, dini kutsalları günlük siyasete malzeme etmeyeceklerini ve siyasi propaganda aracı haline getirmeyeceklerine vurgu yaptı. Alevi vatandaşların başta cemevlerine ilişkin talepleri olmak üzere inanç, düşünce ve davranış temelinde birikmiş sorunlarının çözüme kavuşturulması için gerekli adımların atılacağını ifade eden Babacan, “Kürt sorunu”na ilişkin ise “Kürt sorunu, vatandaşlara güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek çözülecek. Bütün vatandaşlarımızın anadillerini kullanmaları ve geliştirmeleri için gerekli düzenlemeler yapılacak” dedi.
‘KAYYIMA İZİN YOK’
Babacan, kayyımlar konusunda ise “Kesin hükme dönüşmüş adli bir karar olmadıkça seçilmişlerin görevden alınmasına izin verilmeyecek” dedi.
“Cumhurbaşkanının ağırlıklı olarak temsili yetkilere sahip olduğu, tarafsızlığıyla bütünleştirici ve güven verici işlevinin bulunduğu, güçlü bir parlamenter sisteme geçilmesi gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullanan Babacan, kamu yararı statüsü ve vergi muafiyeti gibi desteklerden yararlanmak isteyen STK’ler için adil ve şeffaf bir yöntem uygulanması sağlanacağını, STK’lere yönelik her türlü kayırmacılık ve dışlayıcılık uygulamalarına son verileceğini vurguladı.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Babacan şöyle devam etti: “Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda ciddi sorunlar olduğunun farkındayız. Hâkimlerin ve savcıların mesleğe atanmalarında, kamu hizmetlerine girmede eşitlik ilkesine uygun, objektif kriterlere dayalı ve her türden kayırmaya kapalı bir sistem getirmeyi amaçlıyoruz. Merkez Bankası’nın bağımsızlığıyla ilgili sorunlar para politikasının tutarlılığına ve öngörülebilirliğine zarar vermektedir. Merkez Bankası’nın ve düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlığını ve kurumsal kapasiteleri güçlendirilecek, bu kurumların ilgili mevzuat ile kendilerine verilen görev ve sorumluluklar çerçevesinde bağımsız karar alabilmeleri sağlanacak. YÖK kaldırılacak.”
Programda Atatürk yalnızca bir yerde “Türkiye’nin Cumhuriyet dönemi diplomasisine yön vermiş olan Mustafa Kemal Atatürk’ün iç barış ile dünya barışını bağdaştıran şiarının bugünün koşullarında da geçerliliğini muhafaza etmekte olduğuna inanıyoruz” ifadesiyle geçti. (Emine Kaplan/Cumhuriyet)