2. Sokağa çıkma krizi gösterdi ki, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında büyük bir çekişme yaşanıyor. Ve her iki kriz de gösterdi ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu krizi bastıramıyor.
Nisan ayında hafta sonu sokağa çıkma yasağının Cuma gecesi saat 22.00'de Soylu tarafından açıklanmasından sonra Sağlık Bakanı Koca'nın kendisine çok sert tepki göstermesini ve Erdoğan'ın da Koca'ya hak vermesi ile Süleyman Soylu'nun İçişleri Bakanlığı'ndan istifa etmesinin perde arkasını yazmıştım.
Erdoğan o gece kabinesinde değişiklik yapmaya hazırlanırken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli devreye girerek hem Soylu'nun istifasının hem de kabine değişikliğinin koronavirüs salgını günlerinde yanlış olduğunu vurgulamış, Erdoğan da istifasını kabul etmemişti.
O günden sonra Koca ile Soylu arasına kara kedi girmişti.
Bu yazdıklarımı hatırlattık sonra şimdi gelelim 2. SoyluKoca krizine.
Sağlık Bakanı Dr. Koca, bilim kurulu kararı ile 6 ve 7 Haziran 2020 tarihlerinde sokağa çıkma yasağı konulmayacağını açıklamıştı.
Soylu durur mu?
Perşembe gecesi yayınladığı bir genelge ile bu tarihlerde 15 ilde sokağa çıkma yasağı uygulanacağını valilere bildirdi.
Güç gösterisi yaptı…
Dr. Koca'nın bu kez İçişleri Bakanı Soylu'yu aramayıp doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayıp Soylu'yu ve yayınladığı genelgeyi eleştirdiğini öğrendim.
Erdoğan'ın da, "Madem bilim kurulu hafta sonu sokağa çıkma yasağı olmasını gerekli görmedi, o takdirde sokağa çıkma yasağı olmamalı" diyerek açıklamayı yaptı.
Peki, bu durumda Soylu ne yaptı?
"Süt dökmüş kedi gibi" oturup kaldı…
Değerli okurlarım,
Erdoğan'ın kabinede değişiklik yapması bekleniyor.
Kulislere yayılan bakan değişiklikleri bilin ki 3 ayrı kaynaktan çıkıyor.
Birincisi AKP Genel Merkezinden,
İkincisi AKP Meclis grubundan,
Üçüncüsü bakanlar kurulundan…
Elbette bu değişiklikleri Erdoğan akıl hocası ve destekçisi Devlet Bahçeli'den habersiz yapmaz, yapamaz…
Erdoğan ve AKP'nin geleceği artık Devlet Bahçeli'nin iki dudağının arasında…
Bu nedenle Erdoğan, asla Bahçeli'yi kızdırmak istemez.
Değerli okurlarım,
AKP paramparça oluyor…
Kurucular Kurulundan neredeyse kimse yanında kalmadı,
"Kardeşim" dediği Cumhurbaşkanı yaptığı Abdullah Gül ile ayrıldı.
Başbakan, AKP Genel Başkanı yaptığı Ahmet Davutoğlu ile ayrıldı,
13 yıl ekonomiyi emanet ettiği Ali Babacan ile ayrıldı,
Birçok eski bakanından ve milletvekilinden koptu,
Özel kalem müdürlüğü ki bir makamın en sırdaş en kritik mevkiidir o görevi verdiği ve daha sonra milletvekili de yaptığı Turan Çömez'den de koptu,
Saray bürokrasisi ile devlet bürokrasisi arasında büyük bir güç kavgası var.
İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın arasında güç savaşı var.
Saraya yakın bir avuç milletvekili dışında AKP grubu ile saray ve genel merkez arasında büyük bir kopukluk var.
Milletvekilleri ile bakanlar arasındaki uyumsuzluğu nöbetçi bakan uygulaması dahi çözemedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için defalarca açıklanmasına rağmen halen reform yapılamadı. Bahçeli'nin çağrıları karşılıksız kaldı.
AKP tabanından Gelecek ve DEVA partilerine geçişler hız kazandı.
Ekonomik krizin giderek artması ve kriz içinde olan esnaf, sanatkar ve tüccarın kepenk indirmesi AKP teşkilatlarında da huzursuzluk yarattı.
Değerli okurlarım,
Bu tablo Erdoğan'ı giderek daha asabi daha huzursuz yapıyor.
Bunu verdiği demeçlerde, yaptığı açıklamalarda açıkça görüyorsunuz.
Çok sert, çok hırçın, çok kinli sözler, hakaret dolu ifadeler ile Erdoğan, CHP'yi giderek artan dozda eleştiriyor…
Neden?
Çünkü;
Millet İttifakı'nın CHP'li belediyeleri yaptıkları müthiş sosyal yardımlar ve başarılı çalışmaları ile Erdoğan'ı kızdırıyorlar...
Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu ile bu gruba eklenen Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan hakaretten uzak eleştirileri karşısında Erdoğan küplere biniyor…
Anketler de olumsuz çıkınca Erdoğan adeta çıldırıyor…
Ve söylemem gerekir ki;
İki bakanı arasındaki kavgaya, çekişmeye dahi göz yummak zorunda kalan Erdoğan, anlaşılan o ki ipin ucunu çoktan kaçırdı…
Bahçeli'den korkuyor Soylu'yu azledemiyor…
Durum bu durum…