Uğur Dündar, Erdoğan'ın son günlerde söylediklerini tüyler ürpertici bularak şu satırları yazdı:
“Ülke yönetimine talip olmaktan vazgeçmelerinin, kendileri için daha iyi olacağını hatırlatmak istiyoruz!..”
Okuduğunuz sözler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a ait.
Durun bitmedi.
Dahası var:
“Eğer karşımızdakilerin insafına kalırsak, bunlar bize Türkiye Cumhuriyeti'nin aynı haklara sahip vatandaşları olmamıza rağmen, bırakın adil davranmayı, yağmurlu havada bir bardak su bile vermezler!..”
★★★
Eğer bunları söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan değil de Millet İttifakı partilerinden birinin genel başkanı olsaydı, kıyametler kopardı.
Söyleyenin ne darbeciliği kalırdı, ne de hainliği!..
Önce sosyal medyadaki maaşlı troller ve yandaş basın tetikçileri tarafından hedef gösterip linç edilir, ardından savcılar en ağırından hapis cezası istemiyle fezlekeler düzenlerlerdi!..
Toplumda mağduriyet fırtınaları kopartılırdı!..
★★★
Peki, Tayyip Erdoğan, bu söyleme neden gerek duyuyor?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na göre; Erdoğan, gerilimi tırmandırıp seçime öyle gitmek istiyor. İktidardan gitmemek için her yolu deneyeceğini ve çok daha sert bir ortamda siyaset yapma arayışına girebileceğini öngörüyor.
Kendilerinin gerilim yaratmaktan kaçınacaklarını ifade ettikten sonra “Eğer belli gruplar ellerine silah alıp, belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse, gerilim olmaz. Umarım öyle bir tablo da Türkiye'de yaşanmaz” diyor.
Bunları söyledikten sonra Erdoğan'ın, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i hedef alarak yaptığı şu konuşmayı hatırlatıyor:
“Durun bakalım, bunlar iyi günleriniz. Daha başınıza neler gelecek!..”
★★★
Değerli okurlarım,
Yargıya olan güvenin çöktüğü, ekonomik buhranın cepleri ve bütçeleri yaktığı, işsizliğin had safhaya çıktığı, gençlerin geleceklerini kurmak için akın akın yurt dışına gittiği, hırsızlık ve yolsuzluğun kurumsallaştığı, dış politikada büyük sıkışmaların yaşandığı bir süreçte, bu sözlerin devletin tüm gücünü elinde toplayan bir kişinin ağzından çıkmış olması, çok tehlikeli.
Hatta tüyler ürpertici!..
★★★
Zira bizim kuşak, 70'li yılların ikinci yarısında, yay gibi gerilmiş ve kutuplaşmış bir toplumda büyük olayların başlamasının birkaç kıvılcıma bağlı bulunduğunu yaşayıp gördü.
O dönemin acılarını hiç unutamayacak bir yurttaş olarak, Kılıçdaroğlu'nun gerilimi azaltmayı hedefleyen mesajlarını ve siyasi cinayetler uyarısını çok önemli buluyorum.