Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, "Bizde vaka sayısı 900, bin civarında. Ben 10'lu rakamların altına 46 haftada ineceğimizi, maskeyi ve mesafeyi bırakmanın 46 aydan daha sonraki dönemde olacağını tahmin ediyorum" dedi
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye'de korona virüs salgınında vaka sayılarındaki azalmayı değerlendirdi. Prof. Dr. Ceyhan, "Salgınlardaki vaka sayıları azalırken dimdik bir azalma döneminden sonra, dağın eteği gibi bir dirençle karşılaşılır ve azalma hızı biraz yavaşlar. Bu daha sağlıklı bir yavaşlamadır. Hızla sıfırlara inerse 'biz bazı vakaları atlıyor olabiliriz' anlamına gelir. Dolayısıyla bunun aşağı yukarı 46 hafta civarında olabileceğini tahmin ediyorum. Kaldırılamayacak hiçbir tedbir yok. Yeter ki siz gerekli önlemleri alın. Biz zaten bir süre maskeli ve mesafeli yaşayacağız.
Bunun ne kadar süreceğini söylemek zor ama ben 46 aydan önce olabileceğini düşünmüyorum. Açıkçası vaka sayılarının yavaş inmesi her zaman daha güvenli ortamdır. Bu sizin vakaları yeteri kadar etkinlikle taradığınızı ve tespit ettiğinizi gösterir. Siz bir haftada, iki haftada 10'un altında sayılara inerseniz 'bazı vakaları atlıyorsunuz' anlamına gelir. Direnç zaten salgının doğasında olan bir şey" dedi.
'46 HAFTA SONRA 10'LU RAKAMLAR'
Prof. Dr. Ceyhan, belirtileri olmayıp virüs taşıyan insanları bulmanın, belirtisi olanları bulmak kadar kolay olmadığına dikkat çekerek, "Bir dirençle karşılaşırsınız. Bunu Almanya da yaşıyor. Mesela 78 binlerden hızla binin altına indiler; ama çok uzun süredir 600700 gibi rakamlarda takılıp kaldılar. Bu doğaldır. Bizde de birkaç gündür vaka sayısı 900, bin civarında. Bu bence son derece olumlu azalma şekli. Ben 10'lu rakamların altına 46 haftada ineceğimizi, maskeyi ve mesafeyi bırakmanın 46 aydan daha sonraki dönemde olacağını tahmin ediyorum" diye konuştu.
YENİ BİR HAYAT...
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü de, bir televizyon kanalında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından son açıklanan koronavirüs vakalarıyla ilgili rakamları ve 1 Haziran’da kalkacak olan kısıtlamaları değerlendirdi.
1 Haziran’da kalkacak olan kısıtlamaları ve başlayacak olan normalleşme süreci için vatandaşları uyaran Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, son açıklamalara göre 30 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, şunları söyledi; Bu bize şunu gösteriyor. Virüs duruyor. Bir yere gitmiş değil. Ortalık süt liman değil. Tehlike geçmiş değil. Virüs bekliyor. Virüs fırsat kolluyor. Bizi hastalandırmak için, öldürmek için fırsat kolluyor. Yokmuş gibi farz edemeyiz. ‘Tehlike bitti, her şey normale döndü’ diyemeyiz. Elbette sosyal hayat tekrar başladı. Ama bunu yaparken virüse fırsat vermeyecek bir şekilde, kontrollü bir şekilde bunu yapmak zorundayız.
“VİRÜSÜN VARLIĞINI UNUTMAMALIYIZ”
1 Haziran’dan itibaren insanların büyük ölçüde normal hayatlarına başlayacaklarını dile getiren Özlü, “Ne olur bunu yaparken virüsün var olduğunu unutmayalım. Tedbirlerimizi almalıyız. Maske, sosyal mesafe ve temizlik. Mümkün olduğu kadar kapalı ve kalabalık alanlara girmeyeceğiz” diye konuştu.
Özlü, bayramda alınan 4 günlük sokağa çıkma yasağının verilerini de Pazartesi alınacağını ve rakamların daha da düşeceğini ifade etti.
“VİRÜSÜN HASTA YAPMA ETKİSİ AZALDI”
Yoğun bakım ünitesinde bulunan hasta sayısında yaşanan azalma hakkında görüşlerini açıklayan Özlü, sözlerini şöyle sürdürdü; Virüsün hastalık yapma gücü. Biz buna virülans diyoruz. Şu an dolaşan virüsün, daha önceden piyasada dolaşan virüse göre hastalık yapma oranı belki azalmış olabilir. Bununla ilgili yapılmış çalışma yok. Ama bazı mutasyonların geçirdiğine dair çalışmalar var.
Hastanelerdeki hasta yoğunluğuna baktığınız zaman hasta yoğunluğunun azaldığını, hastaların daha hafif seyirle bize başvurduklarını görüyoruz. Bütün bunlar virüsün hastalık yapma potansiyelinin azaldığını bize düşündürüyor. Bir mutasyonda olabilir. Ama mutasyon olmasa bile bu konuda alınan tedbirlerin işe yaradığını ve tedavilerin daha güçlü, müdahalelerin işe yaradığını gösteriyor. O açıdan artık bu virüs önceki virüse göre daha az hastalık yapıcı gücüne sahip. Ama bu bizde gevşemeye yol açmamalı. Elimizden geleni yapmalıyız.