Auto-Created-3
03 Kasım 2019 ( 8987 izlenme )
Reklamlar

Can Ataklı: 'Haydi canım olur mu?' demeyin sakın

Korkusuz yazarı Can Ataklı, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 13 Kasım'da gerçekleşmesi beklenen ABD ziyaretine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Ataklı, "Erdoğan Oval Ofis’te otururken Trump kapıyı açıyor ve “Bak kimi çağırdım?” diyor"  başlıklı yazısında, "Bu adam “Kürtlerle Türkleri çocuk gibi kapıştırıp sonra ayırdım” demedi mi? Bunu mu yapmayacak?" ifadelerini kullandı . 

İŞTE O YAZI

Erdoğan Oval Ofis'te otururken Trump kapıyı açıyor ve “Bak kimi çağırdım?” diyor
Kasım ayının ilk üç gününü geçtik.

Kaldı 10 gün daha.

Neye mi?

Erdoğan'ın Amerika gezisine.

Şu sıralar Ankara'da “Erdoğan Amerika'ya gitmeli mi gitmemeli mi?” tartışmaları yapılıyor.

Erdoğan da son konuşmalarından birinde “Gidip gitmeyeceğimize karar vereceğiz” dedi.

Gerçi kararı sarayda mı verecekler bilemiyorum artık.

Trump “Gel” derse gitmeyecek mi yani?

Anladığım kadarıyla Erdoğan'a “Gitmemelisin” diyenlerin tamamı Temsilciler Meclisi'nin yaptığı son oylamaya dayandırıyor bu görüşlerini.

Neymiş, Temsilciler Meclisi Türkiye'ye yaptırım uygulamaya karar vermiş, bir de üstüne Ermeni soykırımını kabul etmiş de, Erdoğan da bunu protesto etmeliymiş.

“Gitsinciler” ise Erdoğan'ın o meşhur mektubu Trump'ın suratına atmasını bekliyor.

Hani Erdoğan “Amerika'ya giderken mektubu da götüreceğim” dedi ya zannediyorlar ki Erdoğan “Bu mektubu nasıl gönderirsin” diyerek Trump'ın yüzüne fırlatacak ve çıkıp gidecek.

Aslına bakarsanız o mektup geldiği an gereğinin yapılması gerekiyordu.

Erdoğan'a “aptal olma” diyordu o mektupta Trump.

“Görülmemiş biçimde ekonomini mahvederim” diyordu Amerikan Başkanı.

Daha da beteri bir terör örgütü militanını “General” olarak niteleyip “Bak bu adamla konuş,

şahane biri, taviz vermeye de hazır” diyordu.

Bunların hepsi yenildi yutuldu, güya bu mektuba karşı Suriye operasyonu başlatılmış gibi davranıldı sonra adamlar gelip iktidarın bileğini burkup bir teslimiyet anlaşması imzalattılar başkomutan da orduya “tamam artık bitti” talimatı verdi.

Bu saatten sonra mektubu götürseniz ne olur götürmeseniz ne olur?

Ama Amerika'nın bütün aşağılamalarına rağmen sözde “diplomasi” gereği her şey yenilip yutulur ve Beyaz Saray'a koşulursa başımıza gelebilecek başka şeylere de hazırlıklı olmak gerekir.

Örneğin aklıma gelenlerden bir tanesini söyleyeyim belki önceden düşünüp ne yapacaklarına karar verirler.

Şimdi manzarayı düşünün;

Erdoğan, Beyaz Saray'da, pek de güzel bir karşılama yapmışlar, herkesin yüzü gülüyor, saray danışmanları “harika bir iş çıkardık, artık Türkiye'de bizi kimse tutamaz” düşüncesiyle müthiş bir sevinç içinde, o sırada Trump yerinden kalkıyor, kapıya gidiyor, açıyor ve “Bakın size kimi getirdim” diyor, içeri “General Mazlum” olarak tanıtılan terörist giriyor, başkan “Haydi öpüşüp barışın, çocuklar gibi kavga etmenin kimseye bir yararı yok” diyor.

Ne yapacaksınız?

“Haydi canım olur mu?” demeyin sakın, bu adam “Kürtlerle Türkleri çocuk gibi kapıştırıp sonra ayırdım” demedi mi? Bunu mu yapmayacak?

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Ahmet Hakan'dan '3 istihbarat': Gidecek olan bakanlar... Müsteşar lojmanı beğenmeyince! Beştepe’de ev kiraladı içine 223 bin TL harcadı Kabine ve bir kurumda değişim olacak iddiası Sınav sorularının nasıl çalındığını böyle anlattı