Türk lirasında yaşanan değer kaybıyla beraber ekonomik sorunlar her geçen gün daha da derinleşirken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) peş peşe verdiği faiz indirimi kararları döviz kurlarındaki yükselişi tetikliyor.
Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da "Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bunu farklı yere çevirme gayretine girenlere diyorum ki 'Boşuna uğraşmayın.' Biz faiz belasını bu milletin sırtından kaldıracağız. Biz faize kesinlikle milletimizi ezdiremeyiz. Bunun başka çıkışı olamaz" şeklindeki ifadesiyle indirim kararlarının süreceğine işaret ediyor.
Dolar/TL kurunun 11'e dayanması, akıllara 1994 krizini getiriyor. O dönem Başbakan Tansu Çiller, ısrarla faizleri düşük tutmak istedi. 4 ayda dolar kuru yüzde 100'ün üzerinde arttı. "Faizleri düşük tutacağım" inadı sonrasında faizler, yüzde 400'e kadar çıktı.
Çiller başkanlığındaki DYPSHP hükümeti, faiz oranlarını düşürmek amacıyla piyasaya yüksek miktarda para sürdü. Ancak yüksek likidite, faizi düşürmek yerine, dövize hücuma neden oldu.
Hükümet, döviz satarak talebi düşüreceğini, paranın borsaya yönleneceğini söylüyordu. Ancak 52 milyon dolarlık hacmi olan borsa para çekmekte yetersiz kaldı.
Bankalar yüksek devalüasyon olacağı beklentisiyle hareket edince piyasaya sürülen döviz fiyatı düşürmedi, aksine artırdı. Dolar, birkaç ay içinde 8 bin liradan 42 bin liraya fırladı, 38 bin lirada tutundu. Döviz rezervleri 7 milyar dolar iken Nisan 1994’te 3 milyar dolara düştü.
5 Nisan 1994’te hükümet, 'enflasyonu hızla düşürmek, TL’de istikrar sağlamak' amacıyla 5 Nisan Kararları’nı açıkladı.
Dengeleri düzeltmeden faiz oranlarını düşürme çabası, faizde çok daha yüksek artışla sonuçlandı. Dövize olan talebi kesmek ve kısa dönemli kamu borçlarını ödeyebilmek için hükümet mayıs ayında yüzde 400 faizli borçlanma kâğıtlarını piyasaya sürdü.
Kararların bedelini çalışanlar ödedi. Ücretler düşürüldü, enflasyon üç basamaklı oldu. memur maaşları donduruldu. Ekonomik krizi durduracağı söylenen paket tam uygulanamadı. Hükümet 8 ay sonra 24 Aralık 1995’te erken seçime gitmek zorunda kaldı.