İktidara sert sözlerle yüklenen Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu "Hiçbir liyakat şartı aramıyorlar. Herkes muhakkak bir yerde müdür, danışman, üye, hem de aile boyu olarak. İktidar dünyasının cennetinde zarar yok. Aksine sürekli büyüyen karlar var. İktidar dünyasının cenneti büyüdükçe, milletin hayatı daha fazla zindana dönüyor" dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında açıklamalarda bulunan Davutoğlu, "Erdoğan, dürüstlük diyenle, ahlak diyenle, liyakat diyenle, adalet diyenle beraber yol yürümekten vazgeçti" cümlelerini sarf etti.
"İstanbul, Konya, Batman, Bartın ve Ardahan’da il kongresi yapma şartı gerçekleşmiş durumdadır. Önümüzdeki günlerde bir taraftan ilçe kongrelerini sürdürecek, diğer taraftan da il kongrelerimiz başlatacağız.
Avukatları otobanlarda kovalanan, şehir girişlerinde itilip kalkılan bir ülkenin demokrasi olduğunu kim söyleyebilir? İktidar söylemek istediği ne varsa sonuna kadar söyleyebilme hakkına sahip. Tüm televizyonlar emirlerinde ama aynı hak avukatlar için geçerli değil.
İktidar bu yaptığı ile hukuk sisteminin en temel ayaklarından savunmanın mezheplere, etnik kimliklere göre bölünmesi ihtimalinin farkında bile değil. Ya da daha kötüsü çok iyi farkında ve bizzat bu bölünmeyi istiyor.
Bütün dünya ticaretinin, Türkiye ekonomisinin, onlarca sektörde alışverişin tamamen durduğu bir dönemde bu iktidar dünyada kimsenin başaramadığını başarmıştır: Bu iktidar iktisadi hayatın durduğu dönemde yüzde 13 enflasyon üretmeyi başarmıştır.
Bir grup ciddiyetsiz ve liyakatsizin, etraflarındaki helalharam bilmezleri besleyecekler diye milletimizin alın terini her ay çalmasına müsaade edemeyiz.
Biz bu işte "bir arıza var" derken boşuna demiyoruz. Arıza ne memleketin evlatlarında, ne de Allah vergisi kaynaklarımızda. Arıza tam da sizin ciddiyetsiz ve liyakatsiz bakanlarınızda, milleti hafife alan kibrinizde...Koalisyon hükümetinin ortakları kendilerini bir cennette zannedebilirler... Kaldı ki, cennette zannetmekte haksız da değiller… Yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarındadır…
İktidar dünyasında sistematik yolsuzluk, bedavadan yaşama, emeksiz gelir, çalışmadan kazanma mümkündür. İktidar dünyasının cennetinde tam istihdam var. İşsiz kalmanız kesinlikle mümkün değil. Hatta aynı kişi üç dört yerden maaş alabiliyor!
Son on yılda iki tane soru ile sık sık karşılaşıyorum. Birinci soru Suriye’de ne oldu da ilişkilerimiz bozuldu? Siz değil miydiniz Suriye ile ortak bakanlar kurulu yapan, sürekli liderler arası görüşme yapan…
Ama bir kez daha sırf kayda geçsin diye cevap verelim. Yüz binlerce masumu katledenlerle, kendi halkına karşı kimyasal silah kullananlarla ülkemize saldıranlarla ilişkilerimiz bozulmayacaktı da ne olacaktı.
İkinci soru: Erdoğan’la birlikte değil miydiniz? Sürekli yol arkadaşı olacağınıza söz vermediniz mi? Biz şahıslara, tabelalara, kurumlara bir bağlılık sözü vermedik. Biz ilkelere, ahlaka, dürüst ve şeffaf yönetimde birlikte ve beraber olmaya söz verdik. Erdoğan dürüstlük diyenle, ahlak diyenle, liyakat diyenle, adalet diyenle beraber yol yürümekten vaz geçti. Eğer memleketi iyi yönetseydi, toplumun her kesimine kulak verseydi, sadece kendi yakınlarını değil 83 milyonu kollasaydı bizler de iktidara destek olurduk.
Bu soruyu iktidara yaranmak için soran genel yayın yönetmeni kendisine bir şekilde şu soruyu sormalı: 28 Şubat şartlarında genç bir akademisyenken rahatlıkla kanalıma davet edip röportaj yapabildiğim Davutoğlu’nu şimdi niçin davet edip bu soruyu soramıyorum?
Şehir Üniversitesi, Erdoğan’ın imzasıyla kapatıldığı gün içim yanarken kızım gibi gördüğüm Esra hanımın onuruna yönelik bir saldırı olduğunda tereddüt etmeden gereken tepkiyi gösterdim. Peki şu soruyu sormak benim ve vicdan sahibi insanların hakkı değil midir? Sosyal medyada benim, eşim ve ailem hakkında alçakça tweetler atılırken siz Erdoğan’dan herhangi bir tepki gördünüz mü?
Ekonominin durduğu, iş yerlerinin kapandığı, insanların evlerine mahkum olduğu böyle bir dönemde enflasyonu artırmayı başarmakta ancak bu iktidar gibi liyakatsiz ve ekonomi cahili biri tarafından başarılabilirdi.
Siz döviz alımını zorlaştıracak vergiler ve yasaklamalarla, iki üç haftada bir yeni gümrük tarifeleri yayımlayıp yüzde 30’lara varan vergi artışlarıyla deliği yamamaya çalışırken, millet işsizlik ve yoksulluk ilen enflasyonla her şeyi bir kenara not ediyor.
Dört yıl önce serbest dolaşımı hayata geçirmek üzere olduğumuz AB bugün Türkiye'yi turizm için bile seyahat edilecekler listesine almıyor. Yazık ki ne yazık.
Doğu Türkistanlıları toplama kamplarına toplayan, etnik temizlik uygulayan, zulümle Müslümanlıklarını yaşamalarına engel olan Çin'e dair politikanız nedir? Dünyada birçok parlamentonun yaptığı gibi TBMM bu suçlara karşı neden kınama metni yayınlamaz?
Cumhurbaşkanını, "Ey Çin 21. Yüzyılın dünyasında kurduğun toplama kamplarıyla insanlık suçu işliyorsun" demekten alıkoyan şey nedir? Cumhurbaşkanını, "Ey Çin Uygurlara karşı İslamofobyanın en zalim yüzünü temsil ediyorsun" demekten alıkoyan şey nedir?
Trump’ın Türkiye Cumhurbaşkanı’na "aptal olma!" diye hitap ettiği uluslararası ilişkiler tarihinin en ağır mektubunu sineye çekenlerin, 27 Şubat 2020’de İdlib’te 33 askerimizin şehit edilmesinde rolü olan Rusya’ya olay sonrasında apar topar gidenlerin...
Doğu Türkistan’da yapılanlara sessiz kalanların, AB’den kazanılmış vize muafiyeti hakkını sormayanların onurlu ve bağımsız bir dış politikadan bahsetmeleri mümkün değildir."