Odatv Yazarı Gazeteci Sabahattin Önkibar, Elazığ'daki 6.8'lik deprem sonrası gündemin başlıca konusu olan Kızılay ve deprem vergileri ile ilgili neler söyledi neler?
İşte Önkibar'ın sosyal medya hesabından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Demokrat Parti Genel Başkanlığı döneminde yine kamuya 'don davası' diye yansıyan olaya da atıfta bulunarak yaptığı o çarpıcı açıklamalar: " Depremi idare edenlerin sevk ve idaresi iyi değil bu görüldü. Maalesef 2003'ten beri iktidarda olan AKP iktidarı bırakın Türkiye'yi depreme hazırlamayı baştan sona depreme açık hale getirdi. Sadece İstanbul'da beton denizi yarattı.
Deprem toplanma merkezleri bile elden gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da onbinlerce deprem alanı olduğunu söylemişti oysa bizzat kendi yönetimindeki AFAD yani devletin kurumu bunun gerçek olmadığını sadece iki bin civarında bir alan bulunduğunu açıkladı. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı nasıl böyle bir ifade kullanır bu sorumsuzluk değil mi, millete hakikati söylememek değil mi bunu insanların taktirine bırakıyorum.
"TEK DERTLERİ HER ŞEYİN YOLUNDA GÖRÜNMESİ"
Şu anda hükümetin yaptığı tek şey algı yaratmak. Herşeyin yolunda gittiğine dair algı peşinde koşmak. Elazığ'ın Valisi bile enkaz altındaki insanları kurtaracağına 'algı çok iyi' diyor Bakanlara. AKP iktidar saray, deprem sonrası çorba dağıtmayı depremde iyi sınav vermek olarak görüyor ve bu şekilde sunuyor.
Gerçekse çok farklı Türkiye'yi depreme hazırlamadığınız gibi depreme daha da açık hale getirdiniz. İnşaat denizleri yarattınız. Bugün bir buçuk milyon satılmayan konut var. Başta İstanbul olmak üzere şehirlerde yıkılması gereken binalar yıkılmadı tam tersine bir de para için imar affı çıkarıldı. Binlerce çürük binaya para için onay verildi. Bu bile tek başına sarayı, Erdoğan'ı anlatan bir olay.
"1999 DEPREMİ İLE KIYASLANAMAZ"
Hükümet sadece laf üretiyor, emrindeki medya da 1999 depremi ile bugünkü Elazığ depremini kıyaslayıp çok iyi sınav verildiğini millete pompalıyor. Geçin bunları. 1999'da bütün bir Marmara, sanayi bölgesinde deprem oldu buna rağmen taktire şayan bir şekilde ayağa kalkıldı. Bugünse kıytırık bir bölgede kırk kişinin öldüğü bir deprem sözkonusu. Buradan hareketle böyle bır kıyas yapmak vicdansızlıktır. Ama AKP bu ve işi gücü algıyla, yalanlarla ayakta durmakta.
"KIZILAY'DA KASA TAMTAKIR"
Kızılay'da emin olun kasa tamtakır. Hükümet oraya para veremiyor, bağış toplayamıyor ama Kızılay'ı yönetenler onlarca bin lira maaş alıyor. Oysa bu kişiler özel sektörde görev yapacak olsalar vallahi kimse beş bin liradan fazla para vermez. Ama sözkonusu yardım kuruluşu olunca böyle büyük büyük maaşlar alıyorlar, 8090 bin dolara kiraladıkları yalı dairelerinden ahkam kesiyorlar. Sen yardım kuruluşusun boğaza nazır yalı senin neyine. Ama AKP iktidarı tüm bunlara yol veriyor. Sonra da çıkıp tv'lerde kampanyalar yapıp vatandaştan para istiyorlar. Çünkü kasa bomboş.
"DEPREM ÇANTALARI 3 KATI FİYATINA..."
Yıllarca toplanan deprem vergileri zaten meçhul durumda. Kimse ne olduğunu bilmiyor. Varolan paralar yandaş müteahhitlere, Suriye'de ÖSO dedikleri ne oldukları belirsiz gruplara akıtılıyor. Kızılay'ın varolan parası da böyle yok ediliyor. Ki bana gelen bir bilgiye göre Kızılay'ın deprem çantaları bile yandaş birilerine yaptırılmış hem de üç katı fiyatına. Kızılay tarihinde hiç bu duruma düşmemişti.
"SÜLEYMAN SOYLU'NUN HARCAMALARI..."
Gelelim asıl konumuza. Devletin deprem koordinasyonunu sağlayan bakanlardan biri ki o İçişleri Bakanı Süleyman Soylu. TV8'deki yardım kampanyasında biliyorsunuz Acun Ilıcalı toplanan paralar için 'Sayın Bakanım n'olur parayı depremzedeler için harcayın' ricasında bulunmuştu. Acaba Acun geçmişteki bir olayı mı hatırlamıştı. Neydi o derseniz Süleyman Soylu'nun kamu parasıyla don aldığı haberini. Şaka yapmıyorum. Bu Süleyman Soylu devlet parasıyla iç çamaşırı, vitamin aldı. Bunu nereden biliyorum.
Malum siyasi partiler kamu kuruluşudur ve hesapları denetlenir. Açık verirseniz hesabı sorulur. Demokrat Parti'nin Genel Muhasibi Özden Özbilun, Genel Başkanı da Süleyman Soylu'ydu. Özbilun dedi ki 'Bu Süleyman Soylu parti parasıyla don aldı, vitamin hapı aldı." Soylu, kendi partisinin muhasibini Özbilun'u hemen mahkemeye verdi. Peki ne oldu? Özbilun faturaları mahkemeye sundu. Yani don parasının faturaları var. Acun da acaba bunu mu hatırladı da öyle söyledi. Yorumunu halkımıza bırakıyorum.
OLAYIN ASLI: Genel başkanlıktan ayrıldıktan sonra Demokrat Parti Genel Muhasibi Özden Özbilun tarafından 'İç çamaşırlarının parasını bile partiye ödettirdi' diye suçlanan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dava açmıştı. Özbilun, Soylu'nun 15 ayda 12 milyon TL harcama yaptığını öne sürerek, bu şikayetini tüm il başkanlarına da bir yazıyla iletmiş, açıklamaya kızan Soylu da'basın yoluyla hakaret' nedeniyle Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açmıştı.