Siyaset tarafından gelen baskıların artmasıyla başlayan faiz indirimleri bireylerin ve şirketlerin döviz talebini artırırken, genel resimdeki bozulmayı gören sınırlı miktardaki yabancı yatırımcı da portföylerindeki TL varlıkları hızla elden çıkardı.
20 Aralık'ta 18.36 ile zirveye yükseldikten sonra Merkez Bankası'nın örtülü döviz satışları ve kur korumalı mevduat uygulaması kurlarda kısmi bir gerilemeye yol açsa da enflasyonun 20 yıl önceki düzeylere çıkmasını engellenemedi.
Son alınan kararlar ışığında 2022'de Türkiye ekonomisinin durumunu değerlendiren Bilgi Üniversitesi Ekonomi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent, Sözcü'den Sayime Başçı'ya konuştu. Başlevent, kur korumalı mevduat gibi normalde dövize kaçışı önleyebilecek bir ürünün beklentiler bozulduktan sonra, yani çok geç devreye alındığını söyledi.
Bu saatten sonra, otomobil, cep telefonu gibi tamamen döviz kurlarına bağlı ürünler dışında kalan mal ve hizmetlerin fiyatlarında kayda değer bir gerileme beklemediğini belirten Başlevent, “Resmi enflasyonun %36 olduğu, asgari ücretin %50 arttığı bir ortamda, tüm tarafların fiyatlama davranışı buna uygun olacaktır. Yılbaşında gelen enerji ve ulaşım zamları, döviz kurları sabit kalsa dahi önümüzdeki aylarda da enflasyonun rekor düzeylerde kalacağını ortaya koyuyor” yorumunu yaptı.
Hayat pahalılığını geri götürecek her uygulamanın halktan destek bulacağını kaydeden Prof. Cem Başlevent, önümüzdeki bir iki ay içinde açık ya da örtülü bir faiz artışı ile kurların dolayısıyla enflasyonun dizginlenmeye çalışılmasının olasılıklar arasında olduğunu ancak bu politika değişikliğinin ‘faiz sebep enflasyon sonuç' düşüncesinden geri dönüş anlamına geleceği için çok kolay olmayacağını söyledi.
Bu yılın dar gelirli kesimler ve kayıt dışı çalışanlar için çok zor geçeceğini belirten Prof. Cem Başlevent, geniş kitleler için kayda değer bir refah artışı sağlanabilmesinin zor olduğu belirtti. Özel otoyol ve köprülerin çok pahalandığına işaret eden Başlevent, “Dolar hep 34 lirada kalacakmışçasına yapılan döviz bazlı sözleşmeler hem bütçeye ciddi bir yük oluşturuyor, hem de iktidarın en büyük övünç kaynaklarından olan mega projelerin ne derece toplum yararına olduğunu sorgulatıyor” yorumunu yaptı.