Fetullah Gülen, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli.
Tayyip Erdoğan 18 yıllık iktidarındaki son 10 yılını bu üç isme borçlu.
Fetullah alçağı ile haşhaşileri olmasa Türk Silahlı Kuvvetleri bugünkü gibi acınacak hale düşmez ve Özgür Suriye Ordusu gibi dincicani güruhlar “alternatif ordu” olarak selamlanmazdı.
Keza FETÖ olmasa, yargı ve hatta devletin tamamı topyekün Saray’a bağlanamazdı.
FETÖ gün oldu Truva atı, gün oldu sopa işlevi görerek Erdoğan’ın önünü açtı.
NEOLİBERAL DÖNEKLERLE BULUŞMA
Peki Kemal Kılıçdaroğlu mu?
O da varlığı ile adeta Tayyip Erdoğan için Hızır Aleyhisselam; zira Erdoğan ne zaman tökezlese imdadına yetişiyor ki, arşivler ortada.
Tayyip Erdoğan’ı altında kaldığı PKK ve FETÖ enkazından kurtaran Kemal Kılıçdaroğlu oldu.
Kılıçdaroğlu bu iki konuda bırakın milli olabilmeyi, suskun ve o iki örgüte mesafeli kalabilse Tayyip Erdoğan şimdi sokağa bile çıkamazdı.
Erdoğan’ın kullanıp attığı bu iki emperyal çeteye sahiplenmek ise aslında Kemal Kılıçdaroğlu’nun politika bilmemesinden ziyade onun TESEV’de işareti alınan karanlık misyonunu resmediyor.
Öyle olmasa birkaç gün önce PKKFETÖ mühibbi neoliberal döneklerle buluşup Türkiye’yi onlarla kurtarmaya çalışmazdı.
Onlar ki bu ülkenin on binde birini bile temsil etmeyen emperyal güdümlü marjinal bir güruh.
Sonuç ortada; Kılıçdaroğlu son dönem pek çok doğruyu dillendirmesine rağmen bu görüntü ve imajı sebebiyle topluma güven telkin edip karşılık bulamıyor ve partisini büyütemiyor. Oysa Türkiye abartısız olarak son 90 yılın en büyük çöküşünü ve yıkımını yaşıyor; yani iklim çok müsait.
ADAY GÜL MÜ
Gelelim Devlet Bahçeli’ye...
Emin olun; onun özellikle son 5 yıllık pozisyonu Fetullah ile Kılıçdaroğlu’ndan daha dramatik.
Bahçeli’nin PKK’dan daha tehlikeli ilan ettiği ve Türkçülüğü bölücülük sayıp, Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alan Tayyip Erdoğan’ın Saray’ına apansız kayıtsızşartsız bekçi olması haklı olarak pek soruyu gündeme taşıdı.
Bahçeli’deki bu savrulma, Erdoğan’ın yargı desteğiyle koltuğunu korumasından, görevli ve mecbur olmasına kadar pek çok spekülasyon doğurdu.
Sonuç ortada… Fetullah alçağı olmasa Erdoğan hükümetti ama, iktidar olamazdı zira, TSK ile yargı Erdoğan’ı frenlerdi. Aynı şekilde CHP’nin başında Kılıçdaroğlu, MHP’nin başında Bahçeli olmasa Erdoğan 2020’yi göremezdi, ki biz bunu yıllardır onlarca kere yazıp söyledik… Korkarım bu tablo oldukça Erdoğan var olmaya devam edecek. Bu itibarla öncelik yeni bir muhalefeti inşaadan geçiyor.
Bu vesile ile toplumun “Ümit Adamlar” olarak bağrına bastığı Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yayaş’ı uyaralım:
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı kendileri değil Abdullah Gül’dür. Dolayısı ile bunu bilerek politika yapmalıdırlar…
Sabahattin Önkibar