Tüm dünyada enerji fiyatları rekor üstüne rekor kırıyor. Enerji krizi İngiltere başta olmak üzere bazı ülkelerde şirket iflaslarına kadar uzanan sonuçlara yol açıyor.
Türkiye ise son 2 yılda üst üste gelen enerji fiyat artışlarıyla Avrupa’nın zam şampiyonu. 2019 ile 2021 ilk yarılarını kapsayan 2 yıllık dönemde Türkiye'de elektrik fiyatları yüzde 47,4 oranında arttı.
Birgün'den Berkay Sağol'un haberine göre; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) elektrikte abone grupları için tarifelere temmuz ayından bu yana zam yapmıyor ancak serbest tüketiciler için fiyat hızla artıyor.
Kasım ayının ilk gününde doğalgaza elektrik üretim santralları için yüzde 46,82 oranında zam yapıldı. Kuraklıktan dolayı elektrik üretiminde hidroelektrik santrallarının payının azalması doğalgazlı santralların payının artmasına neden oluyor.
Kömür fiyatlarının yükselmesi de elektrik üretim maliyetini etkiledi. TÜİK’in açıkladığı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (YİÜFE) verilerine göre, enerji üretim maliyetleri bir yılda yüzde 72,63 oranında artarken enerji tüketim fiyatı yüzde 25,76 oranında arttı. Üretim maliyeti ve satış fiyatı arasındaki makas 46,87 puana ulaştı. Elektrikteki maliyet artışları ise tarifelere yansımada da tüketicilere yansıtılmaya başlandı.i
Ülke genelinde bulunun 21 elektrik tedarik şirketinin de yılın ikinci yarısında maliyetlerde yaşanan artışın tarifelere yansıtılmaması nedeniyle bilançolarında yaklaşık 4,5 milyar liralık bir finansman açığı oluştuğu hesaplanıyor.
Tarifelerde değişikliğe gidilmemesi nedeniyle elektrik tedarik şirketi sanayide ve ticari işletmelerde serbest tüketicilerin bir kısmının, sabit ve indirimli fiyat üzerinden yapılan sözleşmelerini iptal etmeye başladı.
Şirketler tarafından abonelere gönderilen mesajlarda iptale gerekçe olarak enerji maliyetlerindeki artışlar gösterildi. Eczanelerden lokantalara, oto yıkamacılardan araba tamircilerine kadar tedarik şirketleriyle indirimli sözleşmesi olan abonelerin sözleşmeleri bir bir iptal ediliyor.
İzmir’de bir eczaneye gönderilen sözleşme iptali mesajında şöyle denildi:
“Sözleşmenizin mevcut şartlarla devamı imkânsız hale geldiğinden, sözleşmeniz 1 Aralık itibarıyla feshedilerek portföy çıkışınız gerçekleştirilecektir. 5 Kasım tarihine kadar herhangi bir tedarik şirketi ile anlaşma imkânınız bulunmaktadır. Anlaşma yapmamanız halinde son kaynak tedariki kapsamında EPDK tarafından belirlenen ulusal tarifeden enerji tedarikinize devam edeceğimizi bilgilerine sunarız.”
İstanbul Fatih’te bulunan turizm işletmesine gönderilen mesajda ise şu ifadeler yer aldı:
“Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nde ikili anlaşma ile elektrik enerjisi ve/veya kapasite satın almakta olan bir serbest tüketicinin ikili anlaşmasının herhangi bir nedenle sona ermesi halinde son kaynak tedariki kapsamında enerji temininin görevli tedarik şirketince sağlanacağı belirtilmektedir. Bu kapsamda elektrik tedariki kurul onaylı son kaynak tarifesi üzerinden 1 Kasım itibarıyla Şirketimizce karşılanmaktadır.”
Ayrıca Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), elektrikte mesken, tarımsal sulama ve diğer tüketici gruplarına yönelik son kaynak tedarik tarifesi tüketim miktarları yeniden belirlendi. Yapılan değişikle son kaynak tedarik tarifesinin genişletilerek sanayi ve ticarethaneler için tüketim alt sınırı yıllık 7 milyon kilovatsaatten (kwh) 3 milyon kwh’ye düşmesi daha fazla abonenin bu tarifeye geçmesine neden olacak.
EMO İzmir Şube Başkanı Şebnem Seçkin Uğurlu, doğalgaz ve elektrik maliyetlerindeki artışların tüm ürün ve hizmet için dolaylı zamlara dönüştüğünü belirtti.
Uğurlu, “Aylık olarak belirlenen doğalgaz fiyatlarında konutlar için değişikliğe gidilmezken, sanayi ve elektrik santrallarının kullandığı doğalgaza zam yapılması, maliyetlerinin dolaylı olarak yansıtılmak istendiğini göstermektedir. Sanayi kuruluşları ve büyük ticarethaneler için Son Kaynak Tedarik Tarifesi`nin kapsamı genişletilmiştir. Yıllık tüketim limitinin 7 milyon kwh`den, 3 milyon kwh`e düşürülmesi, daha fazla abonenin son kaynak tarifesine geçirilmesine ve elektriğin maliyetinin artmasına neden olacaktır” dedi.
Birçok abonenin son kaynak tarifesi ile tedarik şirketlerinin yüksek fiyat teklifleri arasında tercih yapmak zorunda kalacağını belirten Uğurlu, şunları söyledi: “Bu durum daha fazla sanayi ve ticarethane abonesinin, serbest piyasa koşullarında oluşan fahiş rakamlarda enerji almasına neden olacaktır. Şüphesiz sanayi kuruluşları artan enerji maliyetlerini ürünlerine, ticarethaneler ise hizmetlerine zam yaparak, yurttaşlara yansıtacaktır.”
İktidarın konutlar için elektrik ve doğalgaz fiyatlarında zam yapmaktan kaçındığını belirten Uğurlu, “AKP, iktidarı “Enerji maliyetlerini dolaylı olarak yansıtmayı tercih ettiği anlaşılmaktadır” ifadelerini kullandı.
Avrupa'da arz, talep ve piyasa tarafında yaşanan gelişmeler yüzünden doğalgaz fiyatlarında bu yıl yüzde 600'e varan bir yükseliş yaşandı. Bu da bütün dünyayı bir enerji krizine sürükledi. Şimdiden iflas eden şirketler ve üretimini kesen fabrikalar var. Avrupa'da baş gösteren bu krize doğalgazın neredeyse tamamını ithal eden Türkiye de zor bir dönemde yakalandı. Türkiye'nin 2021 yılının sonuna kadar bitmesi beklenen ithalat sözleşmeleri var. Türkiye'nin gaz ithalatı faturasının yüzde 3035 artması bekleniyor. Uzmanlara göre bu yıl elektrik kesintileri yaşanabilir.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan doğalgaz fiyatlarına olağanüstü bir zam yapıldığını kaydederek zam oranı yüzde 48 gibi görünse de bazı işletmelere zammın daha yüksek oranda yansıyacağını ifade etti.
Kızıltan, “Sanayideki doğalgaz fiyatında yüzde 48 bir artış var gibi görünse de aslında kullanım miktarına göre daha büyük, yüzde 80’lere varan kademeli bir fiyat artışından söz ediyoruz. Yılda 1 milyon metreküpten fazla doğalgaz kullanılması durumunda bu artış yüzde 80’leri bulacak” dedi. Türkiye’nin ihracata odaklanması gereken bir dönemde konutlara verilen doğal gazda sübvansiyon yapılarak zarara girmek göze alınırken, sanayi üretiminde maliyetleri artıracak zammın kabul edilemez olduğunu belirten Kızıltan, “Kış yaklaştıkça konutlarda bir sıkıntı yaşanmaması adına önlemler almak elbette önemli. Bu konuda sosyal anlamda kimse böyle bir enerji kıtlığı yaşanmasını istemez. Ancak, bunu dengelemenin ilacı üretmek ve ihracat yapabilmek için enerjiye ihtiyacı olan sanayiciye, üreticiye aşırı zam yaparak, baskı yapmak, fazla enerji kullanımına ceza vermek olmamalıdır. Fazla enerji kullanımına aşırı zam sanayiciye “üretme” demek anlamına gelir” ifadelerini kullandı.
Sanayicilere doğalgaz tüketiminde destek verilmesini isteyen Kızıltan, “Hem kışın enerji krizi ve sıkıntısı yaşamamak hem sanayiciyi üretimden uzaklaştırmamak hem maliyetlerimizi artırmamak hem de rekabetçiliğimizi azaltmamak adına dengeli bir politika izlenmelidir. Bugün makul maliyetli enerji olmadan Türkiye sanayisinin para kazanması, ihracatta rekabeti sağlayabilmesi mümkün değildir” dedi.