“Burası Rize, sen kalkıp da Rize'nin uşağına hakaret edip onu Netanyahu gibi bebek katillerinin yanına koymaya kalkarsan yapılacak budur. Yine dua et ki çok ileri gitmeden bir ders verdiler. Bu da Rizelinin adabını, edebini gösterir.”

ANAP'IN RİZESİ

Halbuki AK Parti'nin iktidara geldiği 2002'den önce Rize'nin uşağı, Anavatan Partisi (ANAP) Genel Başkanı Mesut Yılmaz'dı.

Erdoğan, bugün övdüğü örgütlenmiş provokasyonların o yıllardaki hedefiydi.

Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı iken geldiği şehirde Ticaret Odası, Erdoğan'ı karşılamadı.

Erdoğan, ilçesi Güneysu'ya giremedi.

Güneysu İmam Hatip Lisesi müdürü, konuğu ağırlamamak için okuldan kaçtı.

AK Parti kurulurken zorluk üstüne zorluk çıkarıldı.

Erdoğan, 27 kişinin ölümüyle sonuçlanan selden sonra Rize'de, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın köyünde yüzgeri edildi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olan Hayati Yazıcı'nın köyünde terslendi.

“Hoş geldin” bile denilmedi.

KAMYONLARLA YOL KESİLDİ

Erdoğan, iktidara geldiği seçimden bir gün önce, yani 2 Kasım 2002'de, son mitingini Rize'de yapmak istedi. Şehre 10 dakika uzaklıktaki eski Dedeman Oteli'nin bulunduğu noktada yol kamyonlar, kepçeler ve dozerler tarafından kesildi. Kasıtlı şekilde dizilen iş araçları yüzünden Erdoğan şehre bir buçuk saat geç girdi.

Araçlar ANAP'lı müteahhitlere aitti.

Burası Rize'ydi.

Rize'nin uşağı Mesut Yılmaz'a laf ettirmezlerdi.

AK Parti, 3 Kasım 2002'de Rize'deki bütün milletvekilliklerini kazandı. İki yıl sonra belediyeyi ANAP'tan aldı.

Barajın altında kalan ANAP tarihe karıştı.

Yılmaz, 2007'de Rize'den bağımsız milletvekili seçildi.

ALİPAŞA PLAJI'NA ÇÖKTÜLER

Rizeli müteahhitler açısından partiler değişse de kazanan kasa olmalıydı. Dakkasında Reis'çi oldular.

Mehmet Cengiz, onlardan biri…

Bütün Rize, canlı ve cansız varlıklarıyla Cengiz Holding'e zimmetlendi. RizeArtvin Havalimanı ve İyidere Lojistik Limanı derken, şu günlerde taş ihtiyacı için İkizdere'deki İşkencedere Vadisi Cengiz'e verildi.

Dahası var:

Arazisi İl Özel İdaresi'ne ait olan Dedeman Oteli 2016'da yıkıldı.

Yerine Ricosta Otel açıldı.

Bu otelin sahibi, tahmin edileceği üzere, Mehmet Cengiz.

Kurdelesi Erdoğan tarafından geçen yıl kesildi.

İddia o ki Cengiz, halkın girdiği Alipaşa Halk Plajı'na beton dökerek, etrafını çevirdi.

GÜZEL BİR DERS!

Dün Erdoğan'ı Rize'ye sokmamak için kamyonlarıyla yol tıkayan müteahhitler bugün Reis'e verdikleri destek sayesinde şehrin deresini kurutuyor, dağını oyuyor ve ormanlarını yoluyorlar. Rize'nin uşağını Rize'nin denize sokmuyorlar.

Dün Mesut Yılmaz taraftarlarınca şehre girişi engellenen Erdoğan, bugün Rize'nin gelinini şehirde istemiyor. Provokasyonu överek “Güzel bir ders verildi” diyor.

Burası Rize!

Laf ettirmeyiz…

Ne Reis'e, ne Cengiz'e!

Karal: Çok edepsiz, çok yakışıksız

AK Parti'nin Rize'deki kurucu il başkanı ve üç dönem milletvekili olan Hasan Karal, şu an DEVA Partisi Genel Başkan Başdanışmanı.

Karal ile Erdoğan'ın Rize'ye sokulmadığı günü konuştuk.

– O günü anlatır mısınız?

Trabzon'dan yola çıktık. Tayyip Bey'in yanında oturuyorum. Dedeman Oteli'ne kadar geldik. Rize'ye kadar yol kesilmişti.

– Kim kesmiş?

ANAP'lı müteahhitler. Kendileri yok ama makineleri orada. Kamyonlar, kepçeler, dozerler… Tayyip Bey çıldırdı. Dedi ki, “Arasana valiyi.” Vali telefona bakmıyor ki! Kamyon şoförü, “Talimat var, yavaş yavaş gideceğiz” diyor. Dedeman Oteli'nden Rize beş dakikadır. 1.5 saate ancak geldik. Şehre giremedik doğrudan, Askoroz'dan dolaştık.

– Dedeman'ın yerinde Cengiz'in oteli var.

Erdoğan, yolları kesenlerin otelini açtı, iki akşam kaldı. Akıl alacak gibi değil.

– Başka engelleme oldu mu?

İBB Başkanıyken Ticaret Odası'nı ziyaret etmek istedi. Terk ettiler odayı. Tayyip Bey, morali bozuk ayrıldı. Güneysu'ya sokmamaya çalıştılar. Dedi ki, “Hiç değilse Güneysu İmam Hatip'e gideyim.” Müdürü Milli Eğitim'den aradılar, dediler ki okulu terk et, karşılama.

2002'de sel oldu. Erdoğan'a “Mesut Yılmaz'ın köyüne çıkalım” dedim. Yolda Hayati Yazıcı'nın köyü var, Buzlupınar. Köyde cenaze vardı. İndik, birisi Tayyip Bey'e hakaret etti. Çıktık, Mesut Yılmaz'ın köyüne… 810 kişi oturuyordu kahvenin önünde. Bizi görünce kalkıp terk ettiler. “Hoş geldiniz” demediler.

– Bu kişiler ANAP'lılar mı?

Tabii tabii, Rize'nin hakim gücü Mesut Yılmaz'dı. “Yılmaz'ın şehrinde siyaset olmaz” deniyordu. AK Parti'yi kurduğum zaman ihanetle suçlandım. Çok çektim. Her engelleme yapıldı. Birisini yönetimine alıyorsun, aranıyor ANAP'lılar tarafından, vazgeçiriliyor.

– ANAP'lılar şu an AK Parti'de değil mi?

Hepsi il yönetiminde.

– DEVA'ya yönelik engelleme var mı?

İlk günlerde üzerime geldiler. Katılmak isteyenlere psikolojik baskı kurmaya çalıştılar.

– Ak Parti'den ayrıldığınızda Rize'de sizin için gıyabi cenaze namazı kılınmıştı.

Bir iki zibidi. Onları not aldık.

– Akşener'e yapılanı nasıl yorumluyorsunuz?

Çok edepsiz, çok yakışıksız, lanet bir görüntü. İnanamıyoruz, Tayyip Bey'in söylediklerine. Yorumlamakta o kadar güçlük çekiyorum ki. Yola çıktığımız Tayyip Bey'den eser yok. Kalkıp tehdit ediyor. Kardeşim, dün bunlar sana da yapılmıştı. Böyle rövanşizmle mi gideceğiz? Dün yapıldı sana, bugün sen yapıyorsun, yarın bir başkası… Böyle devlet yönetilebilir mi?